•8•

149 25 72
                                    

Dedüblüman - Sakladığın Bir Şeyler Var

''Annem!'' dedim hemen olduğum yere sinerek. Bulut, hareket etmeden ve tek kelime etmeden bana bakmaya devam ediyordu. Sırıttığını duydum. ''Neden saklanıyorsun?''

Göz ucuyla ona baktım. ''Çünkü o annem!'' dedim saçma sapan bir şeyler geveleyerek. ''Annem, hayatımda biri olduğunu bilmiyor. Senden bahsetmedim.'' Sessizliği çok kısa sürmedi ama bu cevabımın onu düşündürdüğünden emindim.

''Güzelim,'' dedi yatıştırıcı bir sesle. ''Beni annenle tanıştırmak ister misin?''

Şok içinde ona baktım saklandığım yerden. ''Ne? Hiç korkmuyor musun yanii?''

Kaşlarını alayla havalandırdı. ''Ben ve korkmak?'' dedi alaylı bir sesle. ''Komik misin sen? Ben hiçbir şeyden korkmam.''

Hala saklanmaya devam ederken, onun bu ukala cevabını es geçerek fısıltıyla sordum. ''Annem gitti mi?'' Kısa bir an cevap vermediğinde gözlerimi ona diktim. Oldukça rahat bir tavırla, bulunduğu yerde iyice gerinerek, karşı tarafa bakmaya devam etti.

''Gitti, çiçeğim.'' Sonunda kafamı kaldırırken, rahat bir nefes verdim. Bulut, ise hala alaylı bakışlarını üzerimde gezdirmeye devam ediyordu. ''Ben artık ineyim,'' dedim bakışlarımı yere indirirken. ''Her şey için teşekkür ederim.''

Elim, kapının koluna gittiğinde saçlarıma dokunan elleriyle duraksadım. ''Her şeyi düzelteceğim, bir bir saracağım açtığım yaralarını. Önümde durmaya çalışan kimseyi yıkmaktan çekinmeyeceğim.''

Sessizce yutkundum ve genzimin yandığını hissetmemle yüzümü buruşturdum. Yaşanan her şey kaburgamın üzerine oturmuştu sanki. Acı, bütün bedenime yavaş yavaş yayıldı. Çünkü bu işin sonu, gelecekti. Bulut'la bir sonumuz olmayacaktı. Bunu bile bile bu ilişkiyi sürdürmeme engel olamıyordum.

Ben...Onu seviyordum. Evet, seviyordum. İlk defa birini bu kadar çok görmek istiyordum, kızların da söylediğine göre kalbimin sesi sokağın başından duyuluyormuş. İçimden ona doğru akan sevgiye anlam veremiyordum.

-

''Ay kızlar ya ne olacak?'' dedim onları geçiştirmeye çalışırken. Ama bu çok kolay olmayacaktı. ''Lunaparka gittik işte, bir şeyler yedik geldik.''

''Bu safoza yedirebilirsin bunları,'' dedi Gizem'e küçümseyici bakışlar atarken. ''Ama bana asla.'' Gizem, Merve'ye ters ters bakarken o sırada annem bize yiyecek bir şeyler koydu. Bende ikisinin atışmasına güldüm.

''Eline sağlık annem,'' dedim kızlar da anneme teşekkür ettiklerinde annem odadan çıktı ve bizi yalnız bıraktı.

''Bir dakika ne oluyor orada?'' diyen Gizem'e baktım. Sokağına başına doğru kafasını uzatmış bakıyordu. Simsiyah bir arabanın önünde dikilmiş bir adam duruyordu, kafam karışmış bir şekilde Merve ben de aynı yöne baktık.

''O kim ya?'' dedi Merve bakışları ciddileşirken. ''Bir anlasam,'' dedim telaşa bulanan korkuyla. Artık en küçük şeyden korkmaya başlamıştım. Her an her şey olabilir diye diken üstünde yaşıyordum resmen.

Bulut'u aramalı mıydım? Hayır, her başım sıkıştığında onu arayamazdım. O benim... O benim... Kelimeler, yüreğimin içine sıkışıp kalmıştı işte. Ne diyeceğimi bilmiyordum, nasıl devam edeceğimi bulamıyordum.

Arabadan çıkan siyah takım elbiseli adamlar bize doğru gelmeye başladığında annemin yanına gitmek için içeri geçtim ama işe gideceğini söylemişti, unutmuştum. Kızlar da arkamdan geliyordu. Bu adamların Bulut'la ilgili olduğuna emindim.

ÇOCUKLUĞUM | LiseWhere stories live. Discover now