•11•

71 10 12
                                    

''Anne?'' Annem, sorgu dolu bakışlarla bir elini de beline koymuş, dik dik bize bakıyordu. Annem, yargılamadan önce beni dinlerdi, kimseye kolay kolay kabalık etmezdi. Bir sorun olduğunda önce benimle konuşur, suçlamazdı. Ama bu durumu ona nasıl açıklayacaktım ki ben?

''Sakin ol, yanındayım. Annen, kızını iyi tanıyan biriyse, yanlış bir şey yapmayacağını bilir.'' Derince yutkundum ve söylediklerine karşılık sadece başımı sallamakla yetindim. Yanlış bir şey yapmıyordum ki ben. Açıklanamayacak bir şey yapmamıştım ama bu akşam Gizem'le olacağımı söylemiştim. Ama onunla olmadığım aşikardı. 

''Ne oluyor Güneş?'' diye sordu annem ben arabadan iner inmez. Bulut da inmişti ama o benden daha soğukkanlıydı ben onun ailesinin karşısında kesinlikle böyle rahat olamazdım. 

''İyi akşamlar,'' dedi Bulut saygı dolu bir sesle. Annemin yüzündeki keskin ifade Bulut'un saygılı duruşu karşısında biraz olsun yumuşamıştı sanki. ''İyi akşamlar oğlum da, gece oldu. Akşamı kalmadı.''

Araya girme gereği duydum. ''Anneciğim çok haklısın ama Gizem de vardı yanımda onu eve bıraktık. Sonra Bulut da beni eve bıraktı.''

Annemin gözlerindeki şüphe yok oldu yerini, daha ılımlı bir ifade aldı. Gerçekten çok rahatlamıştım. Bunu inkar edemezdim.

''Kusura bakmayın, bu saate kadar kaldık ama kızınız benimle güvende. Başına bir şey gelmesine asla izin vermem.''

Annem resmen affalamıştı, bunu yüzünün aldığı şekilden anlayabiliyordum. Annem bana hem baba hem de anne olduğu için bu yaşa kadar kolay şartlarda getirmemişti. O yüzden korumacı davranıyordu, ona kızamazdım. Bende kızım olsa bende aynı şekilde korumacı olurdum. 

''Bu saate kadar kalınca merak ettim...'' dedi annem ismiyle hitap edecekti ama bilmediğinden sustu. ''Bulut efendim, adım Bulut.''

Annemin yüzündeki ifade tamamen yumuşadığında, rahatça bir nefes verdim dudaklarımın arasından. ''Memnun oldum oğlum, ama bundan sonra bu kadar geç saatlere kalmasını istemiyorum. İyi geceler, dikkatli git. Eve varınca yaz Güneş'e, merak ederim.'' Bulut'un yüzündeki gülümseme iyice genişlerken, ona özür diler gibi baktım. Belli ki annemin ona yaptığı bu tedbir dolu uyarı hoşuna gitmişti. 

''Haber ederim, Aynur hanım. Teşekkür ederim, iyi geceler size de.''

Annem, bu durumdan çok hoşnut olacak ki benim gözlerimin içine memnuniyet dolu bir bakış attı ve eve doğru yürüdük. Ama beni darlayacağından emindim. ''Bu çocuk bizim eve hediye yollayan çocuk değil mi? Kesin o! Ay ne efendi çocuk bu annem, kıyamam ne kadar da mutlu oldu 'eve gidince yaz' dememe.'' Samimi bir şekilde gülümsedim. Cevap vermemi beklemeden konuşmaya devam etti. 

''Ana kuzusu işte napsın çocuk, anası babası kimlerden? Sizin okuldan mıydı? Ben hiç görmedim.'' Annemin sorularının ardı arkası kesilmezken, gözlerimi sımsıkı kapattım ve sıkıntılı bir nefes verdim. 

''Anne, anneciğim bir motorun soğusa mı acaba?'' Memnuniyetsiz bir bakış attı, ama neyseki eve varmıştık odama kaçabilirdim. 

''Gel buraya Güneş! Kaçışın yok biliyorsun.'' 

Kaçtığım odamdan hızlıca çıktım ve annemin yanına geçtim. ''Anneciğim aynı okuldaydık, son sınıfımızda da beraberdik. Annesi vefat etmiş, babasının da holdingleri var.'' Her kelimemde annemin gözleri daha da  büyürken, yanlış bir şey mi söyledim acaba diye düşündüm. Gözlerini hüzün bulutları kaplarken, hemen yanına oturdum. Annemin gözlerinde tek bir hüzün kırıntısı görmeye tahammülüm yoktu. 

ÇOCUKLUĞUM | LiseWhere stories live. Discover now