10. Gün

534 28 20
                                    

Hepinize selamlar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Keyifli okumalar diliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

<3

\=============/

Sam Tinnesz - Play With Fire

Hislerim bir sarmaşık gibi içime dolanıyordu ve dolanırken de kalbimi es geçiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hislerim bir sarmaşık gibi içime dolanıyordu ve dolanırken de kalbimi es geçiyordu. Sanki kalbimde bir şey vardı ve o sarmaşıklar ona dokunmamak için yemin etmişlerdi. Artık biliyordum.



Kalbimde bir şey değil biri vardı.

O sarmaşıklar bilerek onu es geçiriyordu çünkü kalbime dolanırsalar ona zarar vermekten korkuyorlardı. Ama ben o sarmaşıklar dolansın istiyordum.

Ona zarar vermek için değil, onu orada sonsuza dek tutabilmek için.

Bunu başarabilir miydim emin olamamakla beraber şuan o kişinin kolları arasında, karşımızda Londra manzarası eşliğinde bir balkon sandalyesinde oturmak heyecan vericiydi. O kadar huzurlu ve mutlu hissediyordum ki yüzümdeki mayhoş gülümseme ile içimden büyükbabama fısıldadım.

Büyükbaba, umarım beni izliyorsundur.

Bak! lütfen tam şuan bana bak çünkü sen gittikten sonra ilk defa huzuru bulduğumu hissediyorum. Lütfen bana kızma, seni çok seviyorum.

"Üşüdün mü?" diye soran sesine rağmen bedenimi yalayıp yutan rüzgarı hissettim. "Hayır, gayet iyiyim." diye mırıldandım. Biraz daha burada oturmak istiyordum çünkü biliyordum ki bir daha elimize böylesine harika bir fırsat geçmeyecekti. İçime buruk bir hüzün doldu. Parmakları kolumda daireler çiziyor, her dakika saçlarımı öpüyordu. Havanın karardığını ve gri bulutların gökyüzünü tıpkı içimdeki o sarmaşıklar gibi sardığını fark ettiğimde yine onun yanı başımdaki sesini duydum.

"Hava soğudu. Hemen içeri geçiyoruz." Homurtu şeklinde bir ses bırakıp ayağa kalkarken o da arkamda kıkırdıyordu. Bu hallerimizi o kadar çok seviyordum ki her an onu güldürebilmek için neler yapacağımı düşünmek istiyordum.

Ne yazık ki bunun yerine düşünmem gereken bir vaka, bir seri katil ve cesetler vardı.

Yüzüm daha da asılırken balkondan çıkıp odaya girdik. Victor girer girmez balkon kapısını örttü ve ince perdeyi çekip odayı iyice karanlığa gömdü. "Buluşma saatini söylediler mi?" diye sordum. Bedenimi komple ona dönmüş, meraklı gözlerle onu izliyordum. Geniş omuzlarını dikleştirip derin bir nefes aldı. Gergindi. "Hayır, hala bir şey yok. Olsa ilk sana söylerim, merak etme." Söyleyeceğini elbette biliyordum. Lafı değiştirip, "Sen iyi misin?" diye sordum. Ağzını yoklamam belki de onu sakinleştirmem gerekiyordu.

ZİHİN KATİLLERİ  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin