19. Bölüm

46 3 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

\==========/

Lana Del Rey - Say Yes To Heaven

Korktuğum hiçbir şey gerçekleşmemişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Korktuğum hiçbir şey gerçekleşmemişti.

Bu içime tarif edilemez bir huzur ve mutluluk doldururken bana oynayacağımız oyundan bahsetti. Seve seve kabul ettim ve evimizden ayrılmadan önce onu doyasıya yeniden öpüp bana kiraladıkları odaya geri geldim.

Bugünden itibaren başlama kararı almıştık çünkü bugün Victor'u da davet ettikleri bir toplantı vardı. Ben önden gitmek istediğimi söylediğim de o da Sam ile her şeyi konuşacağını söyledi. Arada bir yerde onu döveceğini söylese de buna inanmıyordum.

Victor öyle şey yapmazdı.

"Kocanı geberteceğim!" Öfkeli sesin sahibine döndüğümde karşımda dudağı patlamış Sam'i gördüm. Gözlerim kocaman açılırken onu kenara çektim. "Bu yüzünün hali ne? Ne oldu Sam?" Parmak ucuyla dudağının kenarına dokunup öfkeyle tısladı. "Neymiş bana öfkeliymiş, neymiş biz de bir oyun oynayacaksak gerçek görünmeliymiş. Yumruğunu yüzüme indirdi! Bana en son üniversitedeyken vurmuştu!"

Kollarımı göğsümde birleştirip, "O zaman neden vurmuştu?" Diye sorduğumda çapkınca gülümsedi ama canı acıyınca yüzünü hızla buruşturdu. "Hoşlandığı kızla yatmıştım." Dediğinde gözlerimi devirdim. "Patricia sarhoştum! Tanrı aşkına yüzümün haline bak, canım yanıyor!" Koluna vurup koridorda önden yürümeye başladığımda, "Korkma ölmezsin." Dedim.

Hemen yanımda yürümeye başlayıp öfkeyle bir şeyler mırıldanmaya devam etti. Onu kendi haline bırakırken sadece bir kere gördüğüm ve sadece önemli toplantıların olduğu büyük salona girdim. Büyük odada kapı dahi yoktu bu nedenle salonun önünden gelip geçen rahatlıkla görünüyordu.

Sam'le salona girdiğimiz an yeniden tanıdık yüzler bize döndü. Herkese selam verip boş sandalyelere oturduk. Otururken sinirlerimin gerilmesinin nedeni yeniden Ricardo'nun yanında oturuyor olmamdı. Geriye yanımdaki ve tam karşımdaki sandalye kalınca Sam yanı başımdakini seçip oraya oturdu. Falcon'un sesiyle beraber ona döndüm. "Anlattıklarını kabullendi mi?" Diye sorunca dudaklarımı büzdüm.

Bakışlarımı kaçırdım ve hızla ağlama moduna geçtim. Bir kaç damla gözlerimden düşerken neyse ki hormonlarım sayesinde bunu kolayca yapabiliyordum. Başımı iki yana sallarken, "Hayır, aksine her şey daha da kötü oldu. Beni dinlemeden kovdu diyebilirim. Asla affetmeyecek. Ne Sam'i ne de beni." Falcon'un bakışları Sam'i bulduğunda, "Senin dudağına ne oldu ajan?" Diye sordu.

Sam yerinde kıpırdanırken kısa bir bakışla bana bakıp Falcon'a döndü.

"Akşam," Dedi yeniden çapkın bir ifadeyle. "Biraz fena geçti de. Anlarsınız ya." Gülmemek adına kendimi o kadar sıktım ki oracıkta doğurabilirdim. Sam'e bakıp, "Yine de çok geçmiş olsun." Dedim. O an ikimiz de aynı şeyi düşündüğümüze yemin edebilirdim.

ZİHİN KATİLLERİ  (+18)Where stories live. Discover now