17. Bölüm

39 2 0
                                    

Hepinize yeniden Merhabalar :)
Muhabbetimizi bölüm sonunda yapalım.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
<3

\=========/

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Ne fark eder?

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Ne fark eder?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

8 Ay Sonra...

Bir insan kısacık ömrüne kaç acı sığdırırdı?

Ben onu kaybettikten sonrasını saymamıştım.

Hayattaki tüm amacım, tüm hevesim ve var oluş nedenim yağmurlu ve karanlık bir gecede öylece bitmişti. Saatler içinde... Onun bedeni kollarımda soğurken öylece bitmişti. Hayatım boyunca hiç kimseyi kaybetmemiştim ve birini kaybetmek, özellikle aşktan deli olduğun birini kaybetmek berbat hissettiriyordu.

Berbattan kastım... Öyleydi işte. Mide bulandırıyor, yalnız hissettiriyor, göz dolduruyor ve bir umut, belki bir gün geri dönmesi umuduyla kalan ömrünü geçirmene neden oluyordu.

Geri dönmeyecekti.

Umut yoktu.

Çimenlere adım attığım an gökyüzüne karşı yüzümü çevirdim ve biraz daha siyah kabanıma sarıldım. Kışa giriyorduk... Onsuz mevsimler geçmişti ve ben buna hala alışamamıştım. Onun öylece kollarımda can vermesine alışamamıştım. Onun ve karnındaki... Çocuğumuzun.

Ellerimde tuttuğum çiçek demetini biraz daha sıktım ve dikili taşların arasına, ezberlemek zorunda kaldığım yolda yürümeye başladım. Taşlar isimler ve fotoğraflarla doluydu. Kimisi tek, kimisi ailecek dikilen taşlardı.

Benim karım yalnızdı.

Keşke benle birlikte gömülseydi.

Mezar taşının yanında durduğumda öylece taşa baktım. Aylar önce düğün davetiyemizin üzerinde yazan ismi şimdi mezar taşındaydı. Daha acı ne olabilirdi? Yutkunarak yavaşça çömeldim. Elimdeki karışık çiçek buketine baktım. Bana bir keresinde bütün bitkileri sevdiğini söylemişti. Hiçbirini ayırt etmeksizin, tek tek hepsini sevdiğini söylemişti. Onu o an öpmüştüm.

Şimdi kurumuş dudaklarımda onun izi yoktu.

Çiçek buketini mezarın üzerine koyduğumda mezarlıktaki diğer taze çiçeklere baktım... Nefesim daralırken ellerimle bir kaç kuru otu koparıp kenara attım. Kaderin acımasız cilvesi onu benden almakla bırakmamış, bundan bir kaç ay önce de en yakın dostlarımdan birini de almıştı.

Alex uyandığım bir sabahta artık nefes almıyordu.

Apar topar veterinere gitmek bir işe yaramamıştı çünkü onu kaybetmiştim.

Ölüm, bana ikinci defa uğramış, ikisinde de yerle bir etmişti. Toparlanamıyordum, olmuyordu ve asla olmayacaktı. Bir daha eskisi gibi bir adam olmam mümkün değildi. Hayatım... Öylece bitmişti hem de aylar önce bitmişti. Mezar taşına döndüğümde, "Merhaba," Diye fısıldadım. Boğazımda acı bir şey vardı, rahat konuşamıyordum. Biri boğazımı sıkıyordu ve beni öldürüyordu. Oysa ki ben eskiden güçlü bir adamdım.

ZİHİN KATİLLERİ  (+18)Where stories live. Discover now