14- Saçlar...

7 2 0
                                    

Hastaneye geldiğimizden beri yoğun bakım kapısında volta atıyordu. "Böyle vakit geçmez, git biraz daha ateşböceği topla." dedim.

Bana baktı, "Seni bir döverim Ferhat!" dedi, şimdi stresliydi, "Kız uyandı, ben onu göremiyorum." diyerek oturdu karşıma.

Türkan'la ilgilenen doktor kontrol için geldiğinde bizi görüp durakladı, "Ne işiniz var sizin burada?" dedi şaşkınla.

Cihan, "Durduramadık arkadaşı, sabaha kadar bekleyecekmiş burada." dedi.

Doktor gülümsedi, "İsterseniz, baş hekimle konuşabilirim." dedi, Aziz, "Yok, kural ihlali yapmayalım." dedi.

Aziz'e baktım, "Ben olsam koşa koşa giderdim baş hekime." dedim. "Ben sen değilim ama!" dedi.

Ayağa kalktım, "Ben gideyim, evdekiler bekler." dedim, Aziz önüme durdu, "Nereye gidiyorsun oğlum, gitme... " dedi, "Bir şey olursa teselli edeceksiniz beni, bir yere gitmek yok."

Cihan'a baktım, başını salladı, tekrardan yerime oturdum, Aziz de tekrar volta atmaya başladı, yanımda duran ateşböceği kavanozuna baktım, Cihan, "Biliyor musun hikâyesini?" dedi.

Başımı salladım, "Bugün öğrendim." dedim. Cihan gülümsedi, "Türkan çok sever ateşböceklerini." dedi, "Aynı bu manyak gibi, o da manyak."

Aziz abisine döndü, "Sen çok normalsin!" dedi, Cihan, "Normalim oğlum ben, sana göre." dedi.

Aziz, "Sen niye tutuklanmıyorsun ya?" dedi, Cihan koltukta yayıldı, "Babam ayarlamış benim yerime yatacak birini." dedi.

"Sen ne yaptın da?" dedim, Cihan gözlerime baktı, "Adam öldürdüm, geçen sene Rıfat'ın kardeşi ölmüştü hatırladın mı?" dedi. Başımı salladım, "Evet, bayağı yıkılmıştı Rıfat." dedim, Cihan güldü, "Ben öldürdüm onu." dedi.

"Niye?" dedim, kardeşine baktı, "Melek'e sulandı." dedi. Aziz dişlerini sıktı, "Aslında ben vuracaktım da abim sağlam bomba koydu onlara." dedi.

Arkama yaslandım, "Biliyorum, Harun'u dolandırdığını sanıp bizi dolandırdı." dedim gülerek, "Allah'tan biz onu Harun'dan tahsil ettik."

"Nasıl lan?" dedi Cihan. Başımı salladım, "Size verdiği milyonluk dolarlar bizim hesaptan çekilmiş." dedim, "Biz tahsil ettik ama."

"Aması?" dedi Aziz, "Zaten batma eşiğinde." dedim. Güldüler, "Ne zaman oldu bu?" dedi Cihan, "Nişandan önce, babam gidip tahsil etmiş." dedim.

Cihan, "Memduh Ağa'ya bak, dişli çıktı." dedi.

Sabaha kadar, bu mevzuları ve benzerlerini konuştuk. Aziz en son koltuklardan birinde uyuyakalmıştı. Biz de Cihan abiyle kantine gidip çay almış, sabahın beşine kadar sohber etmiştik. Beşten sonrasını hatırlamıyorum ama biz de uyuyakalmışız.

Yoğun bakımın önünde bağırışmalar duymaya başladığım an sıçrayarak uyandım, etraf bayağı kalabalıktı, Cihan abi de uyanmıştı, bana baktı, "Ne oluyor lan?" dedi bana bakıp, sol tarafa baktığımda Türkan'ın babasını gördüm, bir kadın Aziz'i kollarından tutup sarsıyor bir şeyler söylüyordu.

Cihan ayağa kalkıp oraya gitti. "Hayırdır?" dediğinde kadın ona baktı, "Kızımın burada olduğunu niye sakladınız benden?" dedi. Aziz'i aldım, "Saat on buçuk, git kapıda bekle." dedim.

"Kızımın yanına girerken, onu korkutma." dedi kadın. Aziz başını salladı, "Merak etmeyin." dedi.

Aziz hazırlanıp, içeri girdikten sonra onu beklemeye başladık bu seferde. Koltuklarda oturuyorduk, on dakika sonra içeriden çıktı Aziz. Gözlerinden yaşlar akmış, beter bir hâldeydi.

Dengesi kaybedince hızlı hareket edip onu tuttum, koluma tutundu. Cihan'la beraber, onu lavaboya götürüp elini yüzünü yıkayıp kendine getirmeye çalıştık.

Kantine götürüp bir çay aldık. Başı öndeydi, önüne bıraktığım çaydan bir yudum bile almadı.

Cihan kardeşinin sırtını sıvazladı, "Uyanık mıydı?" dedi, Aziz başını iki yana salladı, "Uyuyordu..." diye konuştu. Yarım saat boyunca konuşmamıştı, birden konuşunca rahatladım, "Ferhat..." dedi başını kaldırıp. "Söyle kardeşim..." dedimdedim Aziz'e. Gözleri tekrar dolu dolu oldu, "Saçlarını kesmişler..."

"Beraber uzatırsınız tekrardan." dedim, "Birlikte atlatacaksınız."

"Atlatacak mıyız?" dedi, başımı salladım, "Atlatacaksınız." dedim.

"Tekrar, gözümün bebeği olacak mı?" dedi, Cihan, "Olacak tabi oğlum, olacak." dedi, "Senden başka kimseyi sevmeyecek o, sen de ondan başka kimseyi sevmeyeceksin."

"Birlikte yaşlanacaksınız, daha çocuklarınız olacak ben onlara silah kullanmayı öğreteceğim." dedi, "Her şey düzelecek aslanım, siz tek başınıza yapamıyorsanız hep beraber yapacağız."

"Hep beraber..." dedim. "Kocaman bir aile olacağız." Aziz'in yüzü yavaş yavaş gülmeye başladı, "Güzel şeyler olacak kardeşim, sen gelecek hayallerinden vazgeçme." dedim.

"Vazgeçmiyorum lan!" dedi, "Türkan'dan da, hayallerimizden de vazgeçmiyorum."

Kader BozgunuWhere stories live. Discover now