16-Yün Döven Teyzeler.

5 1 0
                                    

"Ferhat." dedi Aziz, "Bizim konağa gidip, Melek'i alıp gelsene, erkek refakatçi kabul edilmiyormuş."

Elimle kendisi işaret ettim, "Sana da birkaç parça kıyafet alayım, kaç gündür heba oldun." dedi. Başını salladı, "Sen bilirsin kardeşim, bana sorarsan gerek yok." dedi, "Var..." dedim, "Gerek var."

"Sen iyi olursan, o da iyi olur." dedim. Gülümsedi, zoraki bir gülümsemeydi.

Hastaneden çıkıp Ünalların konağına gittim. Avluda üç beş teyze toplanmış, yün dövüyordu. Bana baktılar, Melek elinde soğuk içeceklerin olduğu bir tepsiyle mutfaktan çıktı, bana gülümsedi, tepsiyi teyzelerden birine verip yanıma geldi.

Sımsıkı sarıldı bana. Ben de ona...

"İyi misin?" dedim, başını salladı, "İyiyim, iyiyim de sen niye geldin?" dedi. "Abin gönderdi, Türkan'ın yanında kalacakmışsın da refakatçi olarak. Bir de abin için kıyafet almaya geldim." dedim.

Benden ayrılıp annesine baktı, "Anne, Türkan'a refakatçi lazımmış, gideyim mi?" dedi, annesi Lütfiye hanım başını salladı, "Abine de giyecek bir şeyler götür, o Cihan'a da söyle konağa gelsin babası konuşacakmış onunla." dedi.

Melek gülerek yukarı kata çıktı, yerde oturan teyzelerden biri elindeki sopayla bacağıma vurdu, "Gel bakayım, damat!" dedi, "Otur şu yünün başına bakayım nasıl dövüyorsun."

"Teyzeciğim, ben o tür işlerden hiç anlamam." dedim, kollarıma baktı, "Yün dönemeyecektin madem o kolları niye şişirdin öyle?" dedi, "Otur bakayım!"

Mecburen yanına çöktüm, elime bir sopa verdiler, "Bak şimdi, vuracaksın, sopada toplananı elinle sıyıracaksın." dedi beni yanına oturtan teyze, "Nereye?" dedim, "Nereye sıyıracağım?"

"Yünlerin arasına, vuracaksın sıyıracaksın, haydi göreyim marifetlerini taze damat!" dedi. Gülümsedim, sopayı kaldırıp yün birikintisine vurdum, sopayı tekrar kaldırdığımda birikenleri elimle sıyırıp yün birikitintisinin arasına attım, gülerek beni izliyorlardı, Lütfiye hanım bana bakarak, "Damadım marifetlidir." dedi. Gülümsedim, o sırada sol taraf kaburgamda bir acı hissettim, soluma baktığımda diğer yaşlı teyzelerden biri, "Evlenince de yap!" dedi, başımı salladım, "Yaparım teyzem, yaparım." dedim.

Derin bir nefes alıp tekrar sopayı yünlere vurdum, birkaç kere tekrarlandı bu, Melek aşağı inip bizi görünce bir kenara geçip izlemeye başladı, "Sen Melek kızımı gezdirdin mi hiç?" dedi yanında oturduğum teyze, "Yoo..." dedim. Kafama vurdu, Aziz'den sert vurmuştu.

Kafamı tutarken, "Teyze ne yapıyorsun ya?" dedim, "Niye gezdirmedin bu saate kadar?" dedi, elimi açıp, "E hastamız var, kızı hastaneye götürmeye geldim." dedim.

"Hee, şimdi doğru söylüyor..." dedi, "Ha az öncekiler yalandı yani senin gözünde, öyle mi?" dedim.

"Yok oğlum, değil." dedi, "Değilini sorma..."

Başımı salladım, "Gidelim mi artık?" dedim. "Bekliyorlar bizi."

"Haydi git, eline koluna sağlık." dedi, ayağa kalkıp Lütfiye hanımın yanına gittim elini öpüp başıma koydum, omuzumu okşadı, "Dikkatli sür, Aziz'e selamımı söyle." dedi, başımı salladım.

Kader BozgunuWhere stories live. Discover now