19-Mahir Sümela

5 2 0
                                    

Aziz'le kafeteryaya indik, çay içiyordum. O sadece su almıştı, "Oğlum şaka maka evlenmişler ciddi ciddi..." dedi. hâlâ ona şaşırıyordu. Tamam, ben de şaşırmıştım ama Aziz'in şaşkınlığı biraz fazla uzun sürmüştü, Cihan yanımıza gelip oturdu, Aziz şaşkın şaşkın ona baktı.

"Ne oldu, neye bakıyorsun?" dedi Cihan, Aziz dünden beri kurtulamadığı şaşkınlığıyla, "Sen harbiden evlendin mi?" dedi, "Evet..." dedi Cihan. "Garip mi?"

"Ne bileyim, aşktan bahseden biri değildin."

Cihan, "Bahsetmiyorum, çünkü gerek duymuyorum." dedi. Aziz, "Ben de o yüzden seni dağ ayısı sanıyordum." dedi. Kıkırdadım, Cihan' baktım, "Duyurulmayan nikah sahih değildir." dedim. "Dini nikah da olsa, resmi nikah da olsa, duyurulması gerekir."

"Çok mu biliyon Ferhat?" dedi, başımı salladım, "Çocukluğumdan beri tefsir ve fıkıh dersleri alıyorum." dedim. Kaşlarını kaldırdı, "Daha imam nikahı kıymadık." dedi. Başımı salladım, "İmam nikahını duyurun." dedim. "Bari o sahih olsun."

Aziz bana baktı, "Buradan bakınca kafire benziyordun, tefsir dersleri aldığını bilmiyordum." dedi.

"Sensin kafir!" dedim gülerek. "Kes be!" dedi.

Kafeteryaya büyük "Ulan Aziz Ağa!" diye sevinçli bir ses doldu, arkamı dönüp baktığımda sarışın, mavi gözlü biri kapıda bize bakıyordu.

"Lan Maho?" dedi Aziz. Ayağa kalkıp kapıdan ayrılan, bize doğru gelen arkadaşına sarıldı.

Cihan'a baktım, bu kim, der gibi. Aziz, "Ne işin var lan senin burada, en son teskerede görüşmüştük?" dedi.

Arkadaşı, Aziz'e bakarak, "Bizimki Ağa olmuş mu diye bakmaya geldim." dedi. Birbirlerinden ayrıldılar, Aziz'in arkadaşı Cihan'la da selamlaştı, ona biraz soğuk yapmıştı. Bana gelip elini uzattı, "Üsteğmen Mahir Sümela." dedi.

Elini tutup onunla tokalaştım, "Ferhat." dedim, "Memduh Ağa'nın küçük oğlu." dedi Aziz.

Mahir Aziz'e baktı, "Tehdit mi ediyorsunuz lan adamı?" dedi, Aziz gülmeye başladı, "Anlat bizim damat." dedi bana.

Mahir bana baktı, "Damat?" dedi, başımı salladım, "Melek'le evleneceğiz." dedim, "Sizi de bekleriz."

"Lan siz düşman değil miydiniz" dedi Mahir Aziz'e bakıp, Cihan, "İki aile bir oluyor." dedi.

Mahir gülümsedi, "Düğün ne zaman?" dedi, elini bırakıp yerime oturdum, "O daha belli değil, olaylar biraz karışık. Önce bir Türkan iyileşsin." dedim.

"Türkan?" dedi, Aziz'e döndü, "Türkan'a ne oldu lan?" dedi.

Aziz sıkıntılı bir nefes aldı, "Kaçırıldı, abim bulmuş yol kenarında, bir süre yürüyemeyecek." dedi.

Mahir, "Kim kaçırmış?" dedi, Aziz, "Aklımda bir isim var ama Türkan'a sormaktan korkuyorum." dedi.

"Nerede kaçırıldı?" dedi Mahir, "Bizim erik ağacının altından almışlar." diye cevap verdi Aziz.

Mahir, "O taraflarda bir tane mobese vardı, gelirken gördüm. Bir baktıralım." dedi, "Zaten benim tayin buraya çıktı da..."

"NEY?" dedi Aziz, Mahir başını salladı, "Çoluğu çocuğu topladım geldim." dedi, "Masa başındayım artık."

"Çoluk çocuk?" dedim, Mahir güldü, "İki tane kardeşim var ama onlar benim gözümde çocuklarım gibidir." dedi.

Gözlerimi kırpıştırdım, Aziz göz kırptı, "İlçe?" dedi, Mahir arkasına yaslandı, "Sizin kasaba." dedi.

"Gelmeden önce haber etseydin ya ev ayarlardık, kasabanın lojmanı yok." dedim.

"Yok mu?" dedi Mahir, başımı salladım, "Evet, yok..." dedi Cihan.

"Ben nerede tüneyecem?" dedi Mahir. Aziz, "Bizim konağa..." dedi, Cihan Aziz'e baktı, "Önüne geleni alıyorsun konağa peder kapı dışarı edecek seni." dedi, Mahir'e dönüp, "Sen gel, bizim konak geniş." dedi.

"Bir şey anladıysam arap olayım." dedi Mahir. "Sanırım sizin konağa tüneyeceğim."

Gülümsedim, Cihan'ın telefonu çaldı, yüzünde güller açtı bir anda, "Karım arıyor, susun!" dedi.

Mahir'in kaşları çatıldı, "Karım mı?" diye fısıldadı, Aziz sessiz bir şekilde, "Evlendi..." dedi, Mahir'le fısıldayarak anlaşmaya başladılar, "Nasıl lan?" dedi, Cihan masadan kalktı, biraz uzağa gitti, Mahir, "Cihan abi nasıl evlendi lan, Allah'ın dağ ayısı anlaşabiliyor mu bari?" dedi.

"Adama niye öyle diyorsunuz ya?" dedim, "Ne ayılığını gördünüz?"

Mahir, "Askerlikten sonra bir iki hafta bunlara geldim ben, Aziz'e on vuruyorsa beşi bana sekiyordu." dedi.

"Allah karısına sabır versin." dedi. Aziz gülümsedi, "Amin."

Arkama yaslandım, ben seviyordum Cihan abiyi. Mahir, "Aziz, harbi harbi evlendi mi lan?" dedi.

"Valla onun şokunu ben de atlatamadım kardeşim." diyerek söylendi Aziz. Uzakta karısıyla konuşan Cihan abiye baktılar, "Garip..." dedi Mahir, "Çok garip."

Kader BozgunuWhere stories live. Discover now