ya sabır

223K 10K 405
                                    

Merhaba yine ben vote sınırını geçtiğiniz için hemen yayınlıyorum. Aslında biraz daha beklicektim ama şu aralar ders çalışıcam aradan çıksın dedim. Bu arada yeni vote sınırınız 25.

mertten...

Sabah ilk uyanan ben oldum. Aslında hiç uyumadım da diyebiliriz. Çünkü yerde yatmak sandığız kadar kolay değildi. Aslı'nınsa rahatına diyecek yok postu sermiş rahat rahat yatıyor. Saat yediye falan geliuordu. Aslıyı uyandırdım. "Ne n'oluyor?" diye söylendi. Ben:

"Kalk artık sabah oluyor" dedim.

"Saat kaç"

"Yedi"

"Bu saatte adam uyandırılır mı?'

"Kalk lan yerde damla uyumadım. Ben uyuyacağım." dedim. Aslı etrafına baktı.

"Ben yerde yatıyordum" diye şaşkınca etrafına bakındı.

"Gece yatağa ben çıkardım, seni" dedim. O hala şaşkın bakıyordu. Ben "kalkmayı düşünmüyor musun? Çünkü ona göre beraber yatacağız gibi duruyor." diye tehdit ettim. Aslı "peki peki ben hazırlanmaya gidiyorum" dedi ve annemin bizim için bıraktığı kıyafetlerden alıp banyoya girdi. Bende yatağa iyice soklup uyumaya başladım. Burnuma Aslı'nın yatağa sinmiş kokusunu çektim. Aslı hazırlandıktan sonra beni de uyandırdı. Beraber kahvaltıya indik. Elimize bir gazete aldık. Gazetede bizim evliliğimizden söz ediliyordu. Onları umursamayıp, Aslıya "akşama bizimkilerle takılalım mı? " diye sordum. "Olur" dedi. Yemekten sonra evimize gittik. Çocukları aradım "akşama var mı eğlence" diye sordum.

"Olmaz olur. Siz yeter ki isteyin" dedi.

"İyi nerde buluşacağız?"

"Sizin evde"

"Ne?"

"Biz sizi ev hediyesi aldık. Sizin davetinizi bekliyoruz." dedi. Bende mecbur kabul ettim. Akşam beş gibi geldiler. 4 kıza 4 erkektik. Yalnız bir sorun vardı. Evde yemek yoktu. Rıdvan Aslıya yaklaşıp "Yenge ne yemek var?" demişti. Aç gelmişler. Aslı bana baktı.

"Mert ne yemek var?" Ben ona baktım.

"Aslı ne yemek var?" Aslı

"Sanırım yemek yok" dedi. Bu normaldi çünkü annemden korkumuza hizmetçi tutmamıştık. İkimizde yemek yapmayı bilmeyince. Rıdvan:

"Ya ama bu olmadı Aslı" dedi. Ben "dert etmeyin pizza söyleriz" dedim. Pizzalar geldiğinde herkes aç bir kurt gibi daldı yemeğe. 30 dakikada pişer diye reklam yapanlara "3 dakikada yenir" diye reklam yapacaktım.

Pizzalar bittikten sonra Rıdvab ev hediyesini verdi. Daha doğrusu ev hadiyesi geldi. Çünkü hediyesi bir dansözdü. Hepimiz müzik ve dansözün etkisiyle oynuyorduk. Eğlence bittiğinde evin canı çıkmıştı. Yinede ben yatmayı tercih ettim. Ama Aslı buna izin vermedi.

"Nereye daha buralar toplanmadı." dedi.

"Sen topla ben arkadan yetişiyorum" dedim. Yemedi. Bizde makus talihimizi kabullenerek toplamaya başladık. Aslının elini kırılan cam şişelerinden biri kesti.

"Ahh!" diyen Aslı'ya.

"N'oldu?" dedim.

"Elimi kestim" diye yalandım. Şimdi yarabandına ihtiyaç vardı ki o da evde yoktu. Aslı'nın yara bandı istememesi gerekiyordu. Aklıma bir fikir geldi. Ben tuttum Aslı'nın yaralı parmağını öptüm. Çapkıncw sırıtarak "geçti mi?" dedim. Aslı bana şaşkın şaşkın baktı. Sonra "geçti geçti. NAH! Geçti. Oğlum Mert iyi misin? Öpücükle iyileşen biri gördün mü hiç?" dedi. Sonra "git bana yarabandı al!" diye emretti. Bu taktik diğer kızlarda işe yarıyordu halbuki.

"Ama evde yarabandı yok ki?"

"Evde olmadığını biliyorum zaten. Git bakkaldan al" demeyi kastettim.

"Bu saatte!" dedim. Çünkü saat gece ikiye geliuordu.

"Evet. Bu saatte" diye israr etti. Bende mecbur kabul ettim. Gece iku saat aramanın ardında buldum. Eve geldiğimde Aslı Hanım(!) uyuyordu. Sabah ona:

"Yara bandı aldım, tak istersen" dedim.

"Ha! teşekkürler. Çok büyük değildi. Gerek kalmadı" dedi. Oba sadece "ya sabır" dedim. Dün gece iki saat dolaşmam içib

Kankamla Evlenmek mi?  (tamamlandı.)Where stories live. Discover now