gitme demek isterdim...

215K 7.8K 897
                                    

        "Merhaba Ece, artık konuşma vakti geldi." 

        Mezarın kenarına oturdum. Konuşmaya başladım:

        "Ne kadar oldu?  Dokuz yıl mı?"  derin bir iç çektim. "En son sen Almanya'ya giderken gelmiştim. Cenazene gelmedim diye bana kızgın mısın?" Lütfen kızma. Ben yapamazdım. Orada senin gömüldüğünü  görmek istemedim. Çünkü ben kendimi, senin hep Almanya'da olduğuna iyileşince geleceğine inandırmıştım. Senin cenazene gelmek, senin öldüğüne ınanmak demektiki bunu istemedim. Şimdi bile gelemedimki yanına.  Çok istedim seninle konuşmayı ama yapamadım. Sence neden? Belki de vicdanım buna izin vermedi.  İnsan eski sevgilisiyle birşekilde konuşurda vicdanıyla konuşabilir mi?... Sen benim vicdan azabımdın Ece... " Başında durduğum mezarın yanına geçtim ve bağdaş kurarak oturdum

        "12 sene önce sana olan aşkım benden ağabeyimi aldı. Sonra annemi, babamı." Sanırım ağlamaya başlamıştım. Ben bir erkektim ama ağlıyordum işte,  çünkü en hassas noktamdı.. "12 yıl önce seni görmek için çıktım sokağa, işte o zaman kaybettim ağabeyimi. Ağabeyim benim yüzümden öldü.  Abim ölmeden önce bana ne dedi biliyor musun" durmuştum. Biraz nefes aldım. "Onu bırakma,  dedi" dedim. "İşte sana o zaman kenetlenircesine bağlandım. Sanki senle olursam abim beni affeder gibi geliyordu. Sana hep bağlı kaldım ama ben çok yalnızdım. Annem, babam onlarda beni yalnız bıraktılar. Bir keresinde annemin beni abimin katili olarak gördüğünü öğrendim. İşte o zaman sustum. Anneme babama varlığımı unutturmak istercesine sustum. Susmalıydım çünkü ben konuşursam onlar beni fark ederlerdi. Susmalıydım çünkü konuşmayı hak etmiyordum. Ama o geldi işte her zaman yanımdaydı. Onunla ilk ne zaman konuştum biliyor musun? Senin Almanya'ya gideceğini öğrendiğim zaman ve söylediğim cümle "neden beni takip ediyorsun?" olmuştu. O gün onu terslememe rağmen mutluydu. Onunla konuştuğum için mutluydu. İnanabiliyor musun? onu terslediğim halde mutluydu. Ben onu reddettikçe o bana daha çok yaklaşıyordu. Bazen nedenini merak ediyordum. Ama o birşey söylemiyordu. Hep beni mutlu etmeye çalışıyordu. Ama sen gittiğin gün...." burada tekrar susmuştum. O gün Ece Almanya'ya tedavi olmak için gitmişti. "Ben yalnız kaldım. Artık kimse yoktu. Kaldırımda oturup izleyeceğim bir Ece'de yoktu. Ben yalnız ben vardım işte. Birde o vardı. Yine bize gelmişti. Okuldan sonra hep gelirdi. O günde gelmişti. İşte o zaman ona "yarın okula beraber gidelim mi?" diye sordum. Gözündeki heyecan ve mutluluğu görmeliydin. O zaman ilk defa gözlerinin mavi olduğunu fark ettim. Cam gibi parlıyorlardı. Sanki oradan bakınca kalbini görecekmişsin gibi parlıyordu. Gökyüzü bile  o kadar güzel olamazdı. Sonrasında da beni bırakmadı. Ece ben hiçbir zaman iyi bir çocuk olmaya  çalışmadım ben. Hep yalnızdım.  Çünkü iyi bir çocuk olsamda annemle babamın gözünde hep  abimin katili olacaktım. Aslında bende onlara kızgındım. Belki farkında bile değildim bu durumu ama öyleydim. Beni yargıladıkları için, eskisi gibi sevmedikleri için kızgındım. Bende onlardan öç almak istedim. Onların istemediği bir çocuk oldum. Babamın iş anlaşmaları kaç kere benim yüzümden bozulmuştu. Ama umrumda bile değildi. Bu yüzden tembel oldum, serseri züppe oldum. Her gece başka kadınlarla birlik te yakalandım gazeteye çıktım. Ama umrumda değildi işte.  O kadınlarsa.... O kadınlar benim için hep basit bir eğlence olmuştu.  Ben hiçbir kadına, kıza önem vermedim. Sandımki gerçek biri olmazsa seni aldatmış sayılmazdım. Sandımki iş sadece burayı boş tutmaktaydı." diyerek elimi kalbimin olduğu noktaya koydum. Sonra devem ettim:

       "O kadınlar benim basit eğlencelerimdi. ASlıysa çok farklıydı. O... O herkesten iyiydi. O herkesten yakındı bana. Onun hep yanımda olmasını istedim. HEp bana yardım etmesini. Kopya vermesini, bazen babamla aramı yapmasını, tenis oynamasını, basket maçlarıma gelmesini beni izlemesini, hatta bazı kızları benim için ayarlamasını, kavga ettiğimde beni ayırmasını değilde tezahurat yapmasın..ı.." Listeyi daha fazla uzatabilirdim. Aslı'yla ne kadar çok anımız olduğunu düşündüm. Bu durum yüzümde hafif bir tebessüme dönüştü. Sonra gülümsemeyi bırakarak "Onun benim olmasını istedim. O benim dokunmadan sahip olduğum tek kadın olsun istedim.  Çünkü ona dokunursam onunda basitleşeceğini sandım. Ben aşık olamazdım!... Bu yüzden ona dokunmadım. Duygularımı killitledim. Ona herşeyimi verebilirdim  ama aşkımı hayır. Çünkü... Çünkü..." durmuştum konuşamıyordum. "Çünkü ben aşık olmaya korkuyordum. Çünkü ben aşık olamazdım. Çünkü ben... Ben aşık olmayı bilmiyordum. Sandımki aşık olursam o da gidecek. SAndım ki aşık olursam mutsuz olacağım. BEnim sevgiliye ihtiyacım yoktu. Bir sürü kadınlarım vardı. Aslı sadece yanımda kalmalıydı. Sandımki o da beni arkadaş gibi görüyor.  Sandım ki biz saddece kankayız. Hıh! Bunu da ilk o söylemişti. Düşünüyorumda acaba buna  onu ben mi zorlamıştım. Evet ben zorlamıştım. O yıllarca aşkını kalbine gömmüştü. Ama  o kadar iyi rol yapıyordu ki belki o da kendini kandırıyordu. Benim gibi...." 

Kankamla Evlenmek mi?  (tamamlandı.)Where stories live. Discover now