nasıl öğrendin?...

211K 9K 609
                                    

  "Neden hep ilk aşıklar kazanıyor?" Emre sorusunun ardından yürümeye  çalıştı. Bir iki adım gidince neredeyse yuvarlanacaktı. Bir kadının üstüne düşünce kadının yanındaki adam Emre'nin yakasından tuttu. 

 "N'apıyorsun lan!" diye kükredi. Emre şarhoşluktan ne yaptığının farkında bile değildi. Adam Emre'ye çakmak için yumruğunu sıkmaya başlamıştı ki olaya daha fazla kayıtsız kalamadım. Araya girdim. ADamın elinden Emre'yi kurtarmaya çalışarak:

  "Arkadaşım adına özür dilerim. Sadece içkiyi biraz fazla kaçırdı. İnanın kötü bir niyeti yoktu. Sadece dengesini sağlayamadı." dedim. Adam bir Emre'ye bir bana baktı. Sonra Emre'nin yakasını silkelercesine bıraktı.

  "Arkadaşına amukayet olsan iyi olur. Yoksa ikinizin de başı belaya girer." dedi. Hadi ama zaten sinirlerim bozuk. Onca olaydan sonra birde bunlarla uğraşamayacaktım. başka zaman olsa ona sözlerini yedirtirdim. Ama şimdi sadece başımı sallamakla yetindim.Emre 'yide  alarak dışarı çıktım. Ama bunun araba kullanacak hali yoktu. Benim arabaya bindirdim.

  "Evin nerede?" diye sordum. Sonuçta yıllardır görüşmüyorduk. Ama Emre'nin cevap verecek hali yoktu. Sadece birşeyler mırıldanıyordu.Mecbur bizim eve gidecektik. Arabanın arka camını açtım. Rüzgar biraz aklını başına getirirdi. Eve geldiğimizde biraz kendine gelmişti. Arabadan indiğinde etrafına bakındı.

  "Burası neresi?" diye sordu.

  "Bizim ev."  diye karşılık alınca daha çok şaşırdı.

  "Sizin ev? Aslı bir şey demesin." diye sordu. Şu an onu görmek için delirdiğini tahmin edebiliyorum.

  "Bir şey demez. Çünkü o evde değil." Beni anlamaya çalışır gibi baktı. Bense eve doğru gitmeye başlamıştım bile.

  "Geliyor musun?" diye soru yönelttim. Sonra "korkma içkine ilaç atmam." dedim. Son lafım onu güldürmeye başladı.

  "Ben uzaktayken tercihlerin değişmemiştir umarım." dedi yarım bir gülüşle. Ona sertçe baktım. Bu bakışım onu susturmuştu. Tabiki benden korkmuyordu. Ama biz zaten hiçbir zaman iyi anlaşamazdık. Aramızdaki tek bağ Aslı'ydı.

  Eve girdiğimizde Emre evi süzmeye başladı. Bense mutfağa girip ikimizede birer  Nescafe yapmaya başladım. Aslında birer Türk kahvesi daha iyi giderdi ama onu şimdi kim yapacak?  Aslı'nın evde olmadığına kanaat verince.

  "Ayrı kalmak için henüz çok yeni değil mi? Henüz balayında olmanız lazımdı." dedi.

  "Seni ilgilendirmeyen konulara giriyorsun." diye onu susturmaya çalıştım. Ama o:

  "Bu durumdan kavga ettiğinizi mi anlamalıyım?" dedi. Hay ya Rabbi! gel suratıma çak diyor.

  "Neden evliliğimi sorgulamaya çalışıyorsun?" dedim.

  "Bilmem. Belki mutsuz olmanızı istiyorum. Belki Aslı'dan ayrılmanı seni tekrar unutmasını istiyorum." Tekrar? Aslı beni ne zaman sevdi ki unutmuş olsun. Elimdeki kahveyi ona uzatarak:

 "Çok konuşuyorsun." dedim. O ise önce kahveye sonra bana baktı. Eline aldıktan sonra bir yudum almadan:

  "Şunu bilmelisin ki, bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla." dedi çarpık bir gülümsemeyle ve sonra kahvesinden yudum aldı. Bende gülmüştüm söylediklerine. Birlikte kahveleri içmeye başladık. Bir süre sonra Emre:

  "Neden seni sevdiğini merak ediyorum." dedi. Ne saçmalıyordu bu. Sonra bana dönüp. "Peki sen neden onunla evlendin? Sen insanlara bağlanabilecek biri değilsin. sadakat sana göre değil. Bana dürüst ol Mert." dedi.

Kankamla Evlenmek mi?  (tamamlandı.)Where stories live. Discover now