Yeni ortak...

210K 8.8K 670
                                    

Merhaba ben! bir hafta olmadan geldim (not:seviliyorsunuz.D) evet sonunda bilgisayarıma kavuştum. Bu yüzden hemen yeni bir bölüm yazıyorum.D

MERT'TEN...

Aslı'yla alışverişe çıkmıştık. Önceliğimiz markete gitmekti. Aslıya "Ne alıcağız?" diye sordum. o:

"Öncelikle pirinç alalım." dedi. İtiraz etmeden o reyona gittik. Ona "al" diye uzattığımda. Bana ters ters baktı. "Bu mu pirinç?" dedi. Ben başımı aşağı yukarı salladım. O "bu bulgur Mert!" diye bağırdı. Niye bağırıyorsa? Sanki ben çok bilirim bu işleri. Hem bir dakikaya ya! = da bilmezki alışverişi. O da benim gibi hizmetçilerle büyümüş. Belki onun dediği yanlış. Torbanın üzerindede bir şey yazmıyorki. Kilolarına göre poşetlenmiş naylon torbalar. Ben:

"Ne biliyorsun belki sen yanlış biliyorsun? Bunlar belki pirinç." dedim. Ama Aslının kaşları daha çok çatıldı.

"Ya saçmalama Mert! Bunlar buldur. Hem bak bunlar daha sarı."

"Ben anlamam var mısın iddiasına"

"Anlamadığın kesinde..." diye dilinin ucundan konuştu. Sonra "iyi tamam varım." dedi.

"Peki nesine?"

"Kaybeden bir hafta bulaşıkları yıkar."

"Yuh! Acımasız insan ne yaptın?"

"N'oldu kaybetmekten mi korkuyorsun?" Bu sinirlerimi bozmuştu.

"Ne korkacağım be! Tamam kabul ediyorum."

"Tamam o zaman ilk gelen teyzeye soracağız."

"Niye teyze?"

"Onlar yemek yapmaktan anlarrlar da onda!"

"Haklısın kabul" dedim ve el sıkıştık. fazla geçmeden bir teyze geçti. Onu durdurup "teyzeciğim bakar mısın?" dedi. Ası.

"Buyur yavrum. " dedi. Aslıda "bu pirinç mi, yoksa bulgur mu?" diye sordu. Teyze bize siz ne saçmalıyorsunuz bakışları atsada "yavrum bu..." dedi. O an ikimizinde kalbi adeta durmuştu. Kadının ağzının içine bakıyorduk adeta. "bulgur..." dedi. Ama o bulgur demesi beynimin içinde yankılandı. Bulgur bulgur bulgur....

Aslı yine bir zafer çığlığı attı. Bu kız niye hep kazanıyordu? Ya da ben niye hep kaybediyordum? "Aslı kulağımın dibinde bağırma" diye bağıdım. O bana her zaman ki çok bilmiş bakışlarını attı.

"N'oldu? Kaybetmek kanınıza mı dokundu Mert Bey!" dedi.

"Ne alakası var? Ben bağırıyorsun diye şey ettim..."

"Ya ya öyledir tabi. Ben anlamam bulaşıklar bir hafta senin elinden öper."

"İyi tamam be yapmam mı dedik?"

Sonrasında da baazı mutfak eşyaları, yiyecek aldık. Evimize gittik. Aslıyla internet bezelye yemeği tarifi aldık, birlikte yapmaya çalıştık. Pişirmek için ocağa koyduk ve salona geçtik. Aslı eline bir iç çamaşırı dergisi aldı.

"Oha! Kızım n'apacaksın sen bunu?" Aslı bana aşağılayıcı bakışlarından attı ve "sizin gibi sapıl fantezilerim için kullanmayacağım Mert Bey! Farkında mısınız bilmiyorum ama bu dergilerin asıl kitlesi kadınlar. Kendime bir şeyler bakacağım."

"Hımm..." dedim ve bende onunla dergiye bakmaya başladım. "Bak bu güzelmiş" dedim, elimle kırmızı dantelli bir takımı göstererek. "Olmaz. Danteller tahriş ediyor."

"O zaman buna ne dersin? Daha önceki sevgilimde de vardı. Tenin de beyaz çok yakışır." dedim. Siyah düz bir takım göstererek. Aslı biraz dertli baktı.

"Mert..." dedi. Sesi biraz tereddütlüydü.

"Efendim?" dedim.

"Neyse boşver." dedi. Söyleyeceği şeyden vazgeçerek. Ama ben meraklanmıştım. Israr ettim.

"Şey bu bana garip geldi de."

"Ney?"

"Senin eski sevgililerinden konuşmak." Ne vardı ki bunda? Daha öncede birbirimize ilişkilerimizden bahsederdik.

"Biliyorum biz arkadaşız ama aynı zamanda da karı kocayız. Yani kağıt üzerinde biliyorum. Ama yinede bir yerde evliyiz ve ben bilmiyorum. Yani evli çiftler birbirlerine eski sevgililerinden bahseder mi?" Bunu bende bilmiyordum. Daha önce hiç evlenmemiştim ki. Bu arada burnuma acayip bir koku geldi.

"Aslı sanki bir şey kokuyar gibi" dedim. Burnumla hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Aslı

"Evet bende alıyorum sanki şey kokuyor şey ımm.... YANIK!" diye gözlerimizi hayretle açtık. Hemen mutfağa gittik. Bizim bezelye yemeği yanmış, her yer duman olmuştu. "Kahretsin1" dedim. Aslı camı açmıştı. Bende yanık tencereyi suya tutuyordum. Ama sonuç hiç iç açıcı değildi. Yanık bir tencere taşmış yemeklerle kirlenmiş bir ocak... Yani heryer heryerdeydi. Aslı'yla birbirimize umutsuz bakıyorduk. ébugün ne yiyeceğiz? diye sordum. "Pizza" cevabını aldıktan sonra ikimizde gülmeye başladık. Hemen eve sipariş verdik. Birde televizyondan film açtık. "Bay ve Bayan Smith"i izlemeye başladık. Ben Angelina Jolie için "ne seksi kadın ama" dedim. O "aman kaç tane çocuk doğurdu," eskisi kadar güzel değil. Hem artık kocası bile beğenmiyor onu" dedi. "Ama Brad Pitt"te çok yakışıklı adam. Biz filmi ağzmızın suyu akarcasına seyrediyorduk. N'apıyorduk gerçekten? Şu an manken sevgilililerimle birlikte olabilirdim. O seksi kadınlarla çok zevkli anlar yaşayabilirdim ama burada emeklli çiftler gibi Aslıyla oturmuş elimizde pizza film izliyorduk. Bu halimize gülmeden edemedim. Ama biz şuan şeydik. Yani doğal. Aslı ve ayıcıklı pijaması, ben ve pizzam. Biz mükemmel bir çifttk.

Saat bire geliyordu. Ben yatmaya giderken. Aslı

"Mert bir şey unut muyor musun?" Elbette unutmuyordum, dağ gibi bulaşıklar beni bekliyordu. Yani yemek yiyemsekte taşan yemekler ocağı batırmış, benim silmemi bekliyordu. Bu işten kurtulmak için. "Ahh! Nassıl unuttum?" dedim ve Aslının yanağına bir öpücük kondurdum "iyi geceler karıcığım1 dedim. Aslı biran için şaşırdı bende fırsattan istifade sıvışmaya kalkacaktım ki Aslı émert1" diye uyardı yine. "Efendim?" dedim tüm karizmamı kullanarak "ne oldu karıcığım, yoksa öpücüğün devamını mı istiyorsun?" dedim. Ama bu Aslıyı daha çok sinirlendirmişti. Tam arkamı döndüm "Mert!" dedi yüksek bir ses tonuyla. "Yemezler."

"Neyi?" diyerek karşılık verdim.

"Mert sinir etme beni, o bulaşıklar yıkanacak!" diye bağırdı. Bu kız tam bir diktatördü. Mecbur mutfağa gittim ve yıkamaya başladım. Aslı başımda geziniyor.

"İyi yıka bak kontrol ediyorum. Ona göre" diye tehdit ediyordu. Gestapo n'olacak. Ben tüm gücümle ocağı temizlemeye çalışıyordum. sonunda bittiğinde elimdeki süngeri Aslı'nın yüzüne sürdüm.Aslı kızgın gözleriyle bana baktı. Sonrada çekip gitti. Bir dakika neden bir şey yapmamıştı? Çok mu kızdı? "Aslı özür dilerim" diye peşinden gittim. Aslı üzünü temizledikten sonra bana en pis gülüşünü attı. "Boşuna özür dileme Mert'çim bunun bir cezası olacak!" dedi, tehditkar bakışlarıyla. Ben "ne*" diye sordum. O ise:

"Yakında öğrenirsin. Ama o zamana kadar bunu korkusuyla yaşa" dedi. Daha sonra hiçbirşey olmamış gib "hadi artık yatalım Hakan Amca yarın bizi şirkete bekliyor" dedi. İkimizde yatağımıza gittik. Ama ben Aslının yapacağı şeyden korkuyordum.

"Allah!" diye bağırarak açmıştım gözlerimi. Çünkü Aslı eline bir kova su üstüme boşaltmıştı, karşımda sinsi sinsi sırıtıyordu. Bense soğuktan titriyordum ve bu ev neden bu kadar soğuktu? Aslı tüm klimaları sonuna kadar açmıştı. Allah kahretsin! Bu kız intikam almayı gerçekten iyi beceriyordu. Sonra "Hadi kalk, şirkete geç kalacağız" dedi.

Şirkete gittiğimde hala donuyordum. Elimde sıcak çay içiyordum ama bu bile beni ısıtmaga yetmiyordu. Bugün şirkete önemli bir ortak gelecekmiş ve babam bu önemli kişiyle tanışmamı istiyordu. Aslında işle ilgili konularda bana pek güvenmezdi. Ah! kimi kandırıyorum ki hiç güvenmezdi. Ama bu yeni ortak gençmiş. Yani babasının şirketine yeni sahip olmuş, daha önce Amerkada yaşıyormuş. Bu yüzden babam yeni ortakla benim ilgilenmemi istiyordu. Kapı açılıp içeri girdiğinde Aslının suratı sarardı. Dikkatle baktığımda bu kişnin EMRE olduğunu gördüm.

....

.

Kankamla Evlenmek mi?  (tamamlandı.)Where stories live. Discover now