Bölüm 1

14K 486 276
                                    

Başlama Tarihinizi Buraya Yazabilirsiniz ⚘🌼

1. Bölüm

Canı yanıyordu genç kızın. Hayalleri onunla oyun oynamıştı. Elinde hiçbir şeyi kalmamıştı. Onu taşıyan adam da bunun farkındaydı. Yalnızlığının. Onu yalnızlığında bırakmak istemiyordu. Ama yalnızlığından onu çıkaracak kişi de kendisi değildi.

Genç kızı yatağına bırakırken odaya giren kadın korkuyla içeriyi izledi. Kızının ürkmüş ve korkmuş bedenini gördüğünde bu korku daha da arttı gözlerinde. Kızına koştu ve hemen yatağa, onun yakınına, sanki dahası mümkün olabilirmiş gibi yakınına oturdu. Elini onun saçına geçirdi. "Güzel kızım." diyebildi. Ya da ağlayan gözleri gördükçe oluşan göz yaşlarıyla, "Ağlama güzel kızım. Her şey düzelecek." ya da "Senin hatan değildi. Böyle olacağını bilemezdin." bu sözler çıkabildi dudaklarından. Genç kıza yaşadıklarını unutturmayacaktı ama annesinin yanında olduğunu bilecekti. Yaptığı hatanın acısını ağır bir şekilde çeken genç kızın annesi, onu asla bırakmayacağını göstermekten çekinmiyordu.

İlk çocuğu ve tek kızı olan küçük mücevherini, genç ama yıpranmış değerli yakutunu bırakmayacağını göstermekten. Onun arkasında daima duracağını, yaşadığı acı ve utanç verici duruma rağmen gösterecekti. Ne olursa olsun, ne zaman olursa olsun, daima ama daima onunla kalacaktı.

• • •

Karşımdaki adama gülerek arkama yasladım. Benim rahat tavrımın aksine diken üstünde beni dikkatle izliyordu. Dudaklarımın arasından çıkacak olan o sözleri büyük bir ciddiyetle ve korkuyla izliyordu. Tanıyordu çünkü. Beni tanıyordu ve diyeceklerimi bilmesine rağmen umut ediyordu. Onun bu umutlu bakışına bir son vermek için derin bir iç çektim. "Bak tatlım, seninle sadece bir haftalık takıldık. Sana umutta vermedim. En başında bizim bir ilişkimizin olmayacağını da söyledim." dedim. Sözlerimi duymasıyla kafasını iki yana sallayarak sandalyeyi itip ayağa kalktı.

"Kimberly..." korku dolu sesi devamını getirmemi istemiyordu. Buna rağmen umursamadığımı belli ederek önümdeki fincandan bir yudum aldım. Ama soğuk çay hızlıca ilgimi kaybettirdi. Bu ortamdan kurtulmak isteyerek,

"Daha fazla görüşmemizin bir manası kalmadı. Şimdi gidebilirsin. Daha fazla zorlamana gerek yok." dedim. Ama o inatla hemen yanıma gelerek elimi tutmak istedi. Ona müsaade etmeyerek elimi çekip, beyaz eldivenimi sakin bir şekilde düzelttim.

"Kimberly böyle konuşma! Sana ne kadar aşık olduğumu biliyorsun?" yere tek dizi üzerine çöktü. Bu hareketi üzerine herkes bize bakmaya başladı. Elimi yüzüme koyarak gözlerimi kapattım. "Bize bir şans daha ver. Söz veriyorum sana karşı daha iyi olacağım. Yeter ki beni bırakma!"

"Bak!" sakince ayağa kalktım. Bunu yaparken de oturduğum sandalyeyi geriye doğru ittim. Ona yukarıdan küçümseyici bakışlar atarak ne kadar iğrenç göründüğünü izledim. Benim ona tiksinircesine bakan bakışlarım onu korkutsa da arsız gibi umutla eteğimi tuttu. Bu hareketi üzerine masadaki soğuyan çay bardağını alıp kafasının üzerine getirdim. Daha sonrada sakince elimi ters çevirerek bardaktaki çayı başından aşağıya döktüm. Ben bunu yapınca çay evindeki herkes şok içinde bana bakmaya başladı.

"Ki... Kimberly..." onun kekelemesini umursamadan yüzümü buruşturdum.

"Senin adını dahi hatırlamıyorum ve gelmişsin bana aşktan söz ediyorsun, salak mısın!" elimdeki bardağı bırakarak yerde onun hemen önünde sekmesine izin verdim. O öylece eteğimi bırakıp yere düşen bardağı izledi. O bardağı izlerken bende sakince yanından geçerek Ann'iye işaret yaptım. O hesabı öderken bende şövalye eşliğinde beni bekleyen arabaya geçtim. Ann de arabaya bindiğinde çekinerek beni izledi.

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin