Bölüm 16

3.2K 239 15
                                    

16. Bölüm

Penelope ve Edgard'ın sessizlik içindeki halleri iyice arttığında yanımda oturan Helen'e baktım. O da bana bakıyordu. Bu sessizlik yemek odasına girdiğimiz andan itibaren böyleydi. İçeriye gördükten sonra geri dönmek istesek de pek başarılı bir girişim olmayacağı için içeriye girmek zorunda kaldık. Ama bu sessizlik Edgard için normal olsa da Penelope'nin bu hali pek de hayra alamet değildi! Onlara ne olduğunu sormak istesem de cevap vermeme ihtimallerinden ötürü çekiniyordum. Neden çekiniyordum ki?

Çekiniyordum çünkü Penelope'ye abisinden yakın zamanda boşanacağımı söylediğimden beri bana karşı uzak kalıyordu. Neden bunu yaptığını bir iki defa sorsam da alabildiğim tek cevap, seninle o kadar yakınlaştık ama sen sadece bizden uzak kalmayı planlıyorsun, sözleri oldu. Ona sadece abisinden boşanacağımı, izin verirse de daima onu görmeye geleceğimi, söyledim. Ama buna rağmen benden uzak kaldı. Sadece bu fikrimden vazgeçtiğimde benimle konuşacağını ve görüşeceğini söyledi.

Aniden böyle tuhaf bir ortama girmeyi planlamıyordum ve Helen'e bunu sorduğumda bana, abisinin boşandığı biriyle arkadaşlık kurarsa ileride abisinin sorun yaşayacağını düşündüğünü, söyledi. Ve haklıydı da! Boşandığı biriyle kardeşi iletişim kurmaya devam ederse herkes onun hakkında saçma dedikodular çıkarmaya devam edebilirdi. Zaten iki eşini öldürmesi yeterince dedikodusunu çıkarmışken! Belki dedikodular onun umurunda olmazdı ama kardeşi ve ondan boşanacak bile olsam benim umurumdaydı.

Bu yüzden bir hafta boyunca iki kardeşten de uzak kaldım. Onlar benden, ben onlardan kaçtım. Aslında Edgard bir iki defa benimle konuşmak istedi ama her seferinde derin bir nefes alma ya da vermeyle son bulup yanımdan ayrıldı. Kaçan ben olmam gerekirken o benden uzak kalıyordu. Sanırım benim rahat bir şekilde hareket etmem için bunu yapıyordu. Ve sonuç olarak bir hafta boyunca birbirimize tamamen yabancı bir hale geldik. Şu an bile ne oluyor, diye sormam Helen'in sormasından tuhaf kaçardı.

Kapı sesini duyduğumuzda sessiz ve zorla yapılan kahvaltı bir anda kesilip herkes kapıya baktı. İçeriye hizmetçi girip, "Leydi Uther ve adamları burada Majesteleri." sözleriyle Edgard'a baktım. O kadın Penelope'nin de söylediği gibi gelmişti. Benim bakışımın aksine o bana bakmadan onu, onun için hazırlanan odaya dinlenmesi için götürülmesini söyledi. Onun sözleriyle beraber hizmetçiye döndüm. Kafasını eğip odadan çıktığında Helen'le göz göze geldim. Kafasını iki yana salladığın gözlerimi onun üzerinden aldım. Ne demek istediğini anlamak zor değildi. Benim aptallık yaptığımı ve o kızla Edgard'ın yakınlaşma ihtimalinin olduğunu belirtmeye çalışıyordu. Haklıydı da! Hizmetçilerin de yaptığı dedikoduları duyduktan sonra o kadının gerçekten de Edgard'a fazlasıyla ilgisinin olduğunu öğrendim.

Bunu Helen'de benimle beraber öğrendiğinde ona gülümseyerek, en azından benden boşandığında gerçek bir kadınla beraber olma şansı olacak, demem yine kavga etmemize sebep olmuştu. Benim kendimi bu şekilde ithaf etmem onun sinirini bozmuştu. Ama haklı olduğum gerçeğini de değiştirmiyordu. Onunla evli kalsam da sadece yanında süs olarak tutacağı oyuncaktan başka bir şey değildim.

"Yemekten sonra Leydi Uther'le sizi tanıştıracağım." sözleriyle ona baktım. Benim bakışımla beraber, "Bu yüzden hazırlanın." dedi. Hemen sonra da ayağa kalktı. Onun bana kısa bakışı nedensiz bir şekilde içimde korku oluşturdu. Sanırım o benden vazgeçti. Vazgeçmekte de haklıydı. Bu kadar ısrarcı olmasına rağmen gerçekleri yüzüne vurmam bir şeyleri fark etmesini sağlamış olmalıydı.

Onun odadan çıkışıyla beraber kafamı eğdim. Yemeğe odak veremiyordum. Bu yüzden ben de ayağa kalktım. Ani davranışımla beraber iki gözde bana baktı. "İzninizle, gidip hazırlanayım." mırıldandım. Beni duyduklarında Helen aceleyle kalkmak için hareketlendi. Ama onu durdurmak için elimi omzuna koydum. Düzgün bir şeyler yiyememişti ve şimdi de benim yüzümden kalkarsa daha sonra içime büyük dert olurdu.

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıWhere stories live. Discover now