Bölüm 15

3.5K 248 32
                                    

15. Bölüm | Kimberly Rodney

Karşımda duran mavi gözlere bakmayı reddetmek amacıyla bakışlarımı ondan çekip gökyüzünün mavisini görmek için cam balkona çevirdim. Dün gece yaşadığım beklenmedik itiraftan sonra kiminle ne konuşmam gerektiğini bilemeyecek ve bu durumdan kimsenin haberi olmaması için konuşmaktan korkar hale geldim.

Bakışlarımı ondan kaçırdığımda, o da elini bacağıma koydu. "Kimberly?" ona bakmayı reddettim. Kimseye bir şey anlatmak istemiyor olsam da ondan bir şeyler de saklayamıyorum. Örtünün altında kalan sol bacağımı çok hafif bir şekilde sıktığında göz ucuyla ona baktım. "Ne olduğunu anlatacak mısın?"

"Bir şey olmadı?" kestirip atmak istedim. Ancak bakışları açık bir şekilde artık yok saymayacağını gösteriyordu.

"Yalan söylemesene! Ben senin sırdaşın değil miyim?" tahmin ettiğim gibi kızdığında sadece bakışlarımı kaçırdım. "Bak yine yaptın, kaçırıyorsun gözlerini! Yalan söylerken bana bakamıyorsun." sözleriyle ona baktım. Hemen sonra da iç çektim. "Ne oluyor Kimberly?"

"Ben de bilmiyorum."

"Bilmiyor musun?" kafamı sallayarak karşılık verdim. Bu yüzden o da sessiz bir şekilde düşündü. Ne demeli, diye. "Ne olduğunu bilmiyorsun, peki seni korkutuyor mu? Ya da ne bileyim kötü hissettiriyor mu bu şey?" sorusuyla düşündüm. Kötü hissettiriyor mu? Hayır. Aslında birinin beni seviyor olması harika ama ya sevmiyor ve sözler üzerine öyle diyorsa, diye korkuyorum.

"Kimberly?"

"Helen, Edgard beni sevdiğini söyledi." dedim aniden. Beni duyduğunda kısık gözleri irileşerek bana baktı. "Dün gece bir anda bana bunu söyledi, ben... Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum." uzattığım bacağımı kendime çekip kafamı dizlerime yasladım.

"Bu beklenmedikti." sözleriyle kafamı kaldırdım. "Peki, sen ne dedin?" sorusuyla gözlerini izledim. Hemen sonra da alt dudağımı ısırdım. "Lütfen terslemedim de?"

"Terslemişsem ne var!" kızdığımda yataktan kalktı.

"İnanamıyorum Kimberly! Sonun da seni sevecek birini buldun ve tersledin mi?"

"Beni gerçekten sevdiğini nereden biliyorsun, sırf söyledi diye beni sevmiş olmuyor." dizlerimin üzerinde dik durdum. "Sadece sözler! Sözlere göre yaşasaydık benim için ölen insanlar kapımda yığın olmuş olurdu!" sesimi yükseltmekten kendimi alamıyordum.

"Üzgünüm haklısın." dedi. "Sadece, belki Dük Rodney'le olabilirsiniz, diye düşünmüştüm."

"Düşünme lütfen. Hem sen ondan nefret etmiyor muydun? Dün geceden bugüne ne değişti acaba?" sorduğumda iç çekti. Hemen sonra da kalktığı yatağa oturdu.

"O adama karşı haz etmiyorum ama... Bilirsin onun gibi adamlar sadık olurlar. En azından seni seviyorsa, bu sana sadık olacağı... Seni koruyacağı anlamına gelir, diye düşündüm."

"Sadık olduğundan nasıl emin olabiliyorsun?" sorumla beraber güldü. Onun gülüşüyle beraber surat ifadem değişti. "Sen, yoksa..."

"Evet." kısa keserek. "Rodney ailesi nasıl Rusell ailesinden nefret ediyorsa Rusell ailesi de Rodney ailesine kin besliyor. Hem Albert beni kolay kolay buraya gönderir miydi sence?" sorduğunda iç çektim.

"Peki ne kadarını araştırdı?"

"Bana her şeyi açıklamıyor bu yüzden..." susup düşündü. "Onun hakkında bazı şeyleri biliyorum." onu dikkatli bir şekilde izledim. Bakışlarıma gülümsemeye devam etti. "Açıkçası eski eşlerinden birinin hizmetçisinin onun hakkında yazdığı raporlardan birini okudum."

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıWhere stories live. Discover now