Bölüm 12

3.3K 242 36
                                    

12. Bölüm

Yemek saatine yaklaştığımızda sabahki tuhaf olayı kafamdan atmak için önce Helen'in yanına uğradım. Kapıyı çaldığımda girmem için olan sözleri duyduğumda odaya girdim. Odaya adımımı atmamla beraber peçesini takan Helen'i gördüm. "İyi misin?" sorduğumda yüzündeki peçeyi açıp gülümsedi.

"Dinlenmek iyi geldi."

"Buna sevindim." yatağa ilerledim. O da benim peşimden ilerledi. Kendimi yatağa bırakıp sırt üstü uzandığımda, o da gülerek yanıma oturdu.

"Ne oldu? Benim için Dük ile kavga mı ettin?" dalga tonuyla sorduğunda ben de güldüm.

"Senin için, senin için neden kavga edelim ki?" ona uyarak ben de aynı tonda konuştum.

"Benim gibi güzel bir kadın için neden kavga etmeyesiniz?" hemen sonra da elini sarı saçlarına geçirip geriye gitti. Bu hareketine kahkaha attım. "Yüzünü astın mı sevimsiz oluyorsun, şimdi bu güzel ifadenle ne olduğunu anlat bakalım." ani bir sakinlikle. Onun sakin tonuyla beraber yüzümü eski haline getirdim.

"Ben de ne olduğunu bilmiyorum, sadece..."

"Sadece?" ciddi bir ifadeyle beni izledi. "Ne oldu? O adam sana bir şey falan yapmadı değil mi?" sorduğunda iç çektim. O mu yaptı ben mi belli değil açıkçası. "Kesinlikle bir şey olmuş! O pislik herif ne yaptı sana?" dik durdu. Yataktan inmeye hazırlandığında kolunu tuttum. Bunu yaparken de uzandığım yatakta dik durdum.

"Bana bir şey yapmadı, sadece... neredeyse bir ay olmasına rağmen ben bu evlilik işine alışamadım."

"Alışamadın mı?" sordu. Hemen sonra da bir süre etrafını izledi. Yüzü ciddi haliyle kalmaya devam ederek etrafını izledi. "Kimberly, gerçekten evli bile değilsin, neyine alışamadın merak ediyorum?" sorduğunda tek kaşımı kaldırdım.

"Gerçekten evli değilim ama evli gibi davranıyorum. Birçok konuda yükümlülüklerim var benim. Ve ben... Bunlara alışamıyorum."

"Aptal olmasana, biraz sorumluluk gördün diye bunu düşünemezsin. Evlenmesen bile bu sorumlulukları kardeşin reşit olana hatta evlene kadar sürdürecektin."

"Ama bu farklı!"

"Değil Kimberly! Sen sadece herkesin gördüğü tarafı yaşıyorsun. Ve bu durumu zaten bu adamdan boşansan bile kontlukta yaşamaya devam edeceksin." dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Devam edeceğim, peki ya evlilik ne demek lütfen bana söylesene?" sorduğumda ikimiz de ufaktan ortamı germeye başlamıştık. O gözlerimi biraz farklı bir şekilde izliyordu ve o gerilmese de ben geriliyordum.

"Kimberly, bunu merak etme. Evlilik tahmin ettiğin gibi bir şey değil. Ailen gibi hatta şu an ki oynadığın oyun gibi hiç değil." ayağa kalktı. Bu hareketi biraz ileriye gittiğimi hissettirdi.

"Helen?"

"Yemek zamanı gelmiş olmalı, gidelim mi?" bana bakmadan sordu. Bakışlarını benden kaçırıp içeriye girdiğimde bıraktığı peçesini aldı. Bu hareketiyle sessiz bir şekilde onu izledim.

"Üzgünüm, sanırım yine yanlış şeyler söyledim." dediğimde kapıya ilerliyordu. Olduğu yerde durup bana baktı. "Helen, üzgünüm." ona doğru ilerledim. Elini tuttuğumda iç çekti.

"Kimberly, bu adamla işin bittikten sonra evlenmek istersen... Sakın kendinle aynı ya da üst statüde olan bir soyluyla evlenme." dedi. O da benim elimi tuttu. "Aksi taktide şu anda gördüğün rahatlığı bir daha göremeyebilirsin." elimi bıraktı. Arkasını dönüp odanın çıkışına ilerlediğinde sadece arkasından izledim onu. Ne demek istemişti? Sorsam da cevap vermeyecekti bunu biliyorum. Sadece daha fazla üstelememem için bunları söylemişti. Ama şimdi daha çok üstelemek istiyordum.

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıWhere stories live. Discover now