Bölüm 18

3.2K 236 28
                                    

18. Bölüm

Odama ilerlediğimde karşıma çıkan bazı hizmetçilerin gözlerinde bana bakarken tuhaf bir ifade vardı. Yalandan bir saygıyla önümde eğiliyorlardı ama bu gerçek bir saygı gibi durmuyordu. Odaya geçmeye yakın olduğum yerde durdum. "Yelena." dediğimde benimle beraber duran kadın yavaş bir şekilde önüme geçti. Bunu yaptığında kafası eğik duran halini izledim. "Helen ve Penelope nerede şu an?" sorduğum anda kafasını kaldırdı. Hemen sonra kafasını eğdi.

"Dinlenme odasındalar Düşes." dediğinde kafamı salladım. Hemen sonra da arkamı dönüp beni takip eden hizmetçilere ve şövalyeye baktım. Biraz önce yanımdan geçem hizmetçiler gibi arkamda duran bazı hizmetçilerinde ifadesi bana karşı pek de saygılı durmuyordu. Bunu bir süre umursamasam da Isabella buraya geldikten sonra bana karşı daha da cephe alır oldular.

Bunu yine göremezden gelebilirdim ancak babamdan öğrendiğim bir şey varsa, o da otoritenin daima korunması gerektiğiydi. Korkuyla ya da sevgiyle ama bir tanesiyle olmak zorundaydı. Hele de en küçük görmezden gelişte yaşanılacak büyük sorunları da düşünürsek şu anda da benim bunu görmezden gelmemem gerekiyor. Aksi taktirde bir hizmetçinin ne kadar büyük bir soruna sebep olduğunu uzun zaman önce yaşadım. Ve bu yüzden asla ama asla hatalar olmamalı.

"Sana verdiğim emri hatırlıyorsun öyle değil mi Yelena?" ona baktım. Kafası eğik bir şekilde beni izlediğinde ifadesi düşünür bir hal aldı. Böyle dile getirdiğim için hatırlamadığını varsayarak, "Hizmetçilerin hepsini odamda topla. Buna misafirlerimize eşlik eden hizmetçiler de dahil!" dedim. Benden aldığı emirle kafasını sallayıp geri çekildiğinde Wallace baktım. "Sen de şövalyelerin kaldığı alana git ve bana Glenn'i bul. Lamar armasına sahip bir şövalye, onu bulmakta zorlanmayacağına eminim. Ve beraberinde bana sorun olmayacak iki şövalye daha getir."

"Nasıl isterseniz Majesteleri Düşes." selam verip geri çekildi. Onun gitmesiyle beraber geride kalan hizmetçilere baktım. Ani emrim karşısında biraz tedirgin olmuş gibiydiler. Tedirginliklerine gülümseyerek arkamı döndüm.

"Beni takip edin, sizin de işleriniz var." dedim. Emrimi duydukları anda bir ağızdan beni onayladılar. Odama girdiğimizde, "Buraya büyük bir kova su getirin. Derin ve olabildiğince su alacak bir kova!" dediğimde hizmetçiler birbirlerine baktılar. "Aranızda güçlü olanlar bunu yapsın, yardım alabilirsiniz ve geriye kalanlarınız da burada bir boşluk oluştursun. Yeterince kalabalık olacağız." sözlerimle beraber yine bir ağızla beni onayladılar. Kalabalığın dağılarak hareket etmesiyle kapıya bakan kanepeye geçtim. Hizmetçileri yönlendirerek oturduğum kanepe dışında diğer kanepeleri ve diğer tüm ayak altı eşyalarını taşımalarını emrettim.

• • •

Oda boşaldığında Yelena'nın getirdiği hizmetçilerle tüm oda doldu. Wallace de emrim üzerine getirdiği iki şövalye ve Glenn'le istediğim ortamı yakaladım. İki şövalye hizmetçilerin bana yakın olmasını engelliyordu. Glenn ve Wallace de oturduğum kanepenin iki yanında ayakta duruyorlardı. Kalabalığı sessizlik içinde izleyerek Yelena'ya baktım. "Hepsi bu kadar mı?" sorduğumda kafasını sallayarak beni onayladı.

"Rodney Malikanesi içinde bulunan tüm hizmetçiler burada, izinde olanlar ve hasta olanlar ne yazık ki burada değiller."

"Sorun değil, bunlar da işimi görür." dedim. Benim sözlerimle kafasını eğip geri çekildi. Eski yerine döndüğünde ayağa kalktım. "Sizleri bu daracık yerde topladığım için sinirli olmalısınız." söze başladım. Benim sözlerimle bazıları kafasını eğdi. Bazıları ise tam da tahmin ettiğim gibi kuru gürültü yapmaya başladı. Aralarından birisi öne çıkmak istediğinde şövalyelerden birisi harekete geçip o kızı durdurdu. Onun geride kalmasını sağladığında o kızı dikkatli bir şekilde izledim.

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıWhere stories live. Discover now