Bölüm 9

3.2K 255 14
                                    

9. Bölüm

Karşımda duran Glenn'in yüzünü izledim. Yara içindeydi. Yüzünde bir sürü çizik, moruk, sürtünme izleri vardı. Vücudunun ne halde olduğunu tahmin bile edemiyordum. Sadece hayatta kaldığı için şükrediyordum.

Hekim ben yanlarına gelene kadar onun kolunu sarmış ve üstünü giymesini sağlamıştı. Bu yüzden boynunda çok az gözüken bedenini saran bez ve kolu ortadaydı. Yüzüne ise ilaç sürüyordu. Her sürüşünde istemsiz gözlerimi kaçırıyordum. Çoğu kez benim yüzümden yara almıştı ama hiçbir zaman buna alışamadım. Neden bilmiyorum ama yarası olan birini gördüğümde ben de aynı acıyı yaşıyormuş gibi hissediyordum.

Hekim sonunda odadan çıktığında, "Özür dilerim." dedim. Benim ondan özür dilemem Ursula'yı şaşırmıştı. Gözleri beni bulduğunda sadece kısa bir süreliğine ona bakmıştım. Daha fazla onunla göz teması kurmadan sadece ona baktım.

"Görevim sizi korumak Madam, asıl ben özür dilemeliyim ve teşekkür etmeliyim. Benim yüzümden siz daha çok zarar gördünüz."

"Evet, özür dilemelisin! Senin yüzünden Madam zarar gördü!" bağırdığında Ursula'ya baktım. Gözleri dolmuştu. Onun bu tepkisine gülümsedim. Bu kız da Ann'e benziyor ama onun aksine daha geride duruyor. O olsaydı kesinlikle Glenn'in üzerindeki yaralara bir yara daha eklerdi.

"Ursula, sakin ol. Beni fazlasıyla korudu zaten."

"Ama yine de Madam, bu adamı savunmak istediğiniz için çok kötü yaralandınız." sözlerine gülümsedim. Hemen sonra da elimi omzuna koydum.

"Haklısın." o da sözlerime karşı gülümsedi. "Hadi git bizim için yiyecek bir şeyler getir." dediğimde gözleriyle ona baktı. Bu hareketine, "O yaralı haliyle bize bir şey getiremez değil mi? Ayrıca uzun süre aç bırakılmış olmalı." dediğimde gözlerini kaçırdı. Hemen sonra da kafasını eğip odadan çıktı. Onun çıkmasıyla gülerek Glenn'e döndüm. "Seni baya seviyor."

"Tabii aynı Majesteleri gibi." sözleriyle bu sefer kahkaha attım.

"Ölümden dönmüş birine göre çok şakacısın." ifademi ciddi bir hale soktum. "Bu kadar şaka yeter, az kalsın ölüyordun, şimdi de kalkmış onunla ilgili konuşuyorsun!" sesimin sinirli çıkmasına engel olamadım. Az kalmıştı ölmesine ya da benim ölmeme. İkimizde beraber ölüyorduk ve o adam bundan hiç pişman değil. Olmayabilir sonuçta kardeşi konusunda ileriye gittim ancak gerçekten de beni öldürmek istemesi, bu kabul edilemez bir şey!

"Üzgünüm, havayı yumuşatmak istedim. Sizi üzmek istemedim Madam." dediğinde iç çektim.

"Her neyse, canın yanıyor mu? Ağrını kesecek bir ilaç istemeli miyim hekimden?"

"Hayır, biraz ağrım olsa da yeterince iyiyim. Hekimi bir daha çağırırsak yaralarım kanayabilir." dediğinde kafamı iki yana salladım. Yine saçma şakalarına başladı. Ama haklı da sayılır. Hekimi neredeyse her gün çağırıyoruz, adama gına gelmiş olmalı. Dük'ten yeterince iyi para alsa da yanlış bir harekette canından olabilir. Bu yüzden buraya gelmek parası kadar tehlikeli!

"Kes artık saçmalamayı! Biraz dinlen, Ursula'nın getirdiklerini de yemeyi unutma." yataktan kalkmak istedi. Elimi kaldırıp, "Hareket etmeyi kes ve uzan, açılan yaralarınla bir kez daha mı uğraşmak istiyorsun!" kızdığımda etrafına şüpheyle baktı. Yeni taşındığım odaya aldırmıştım onu, bu yüzden tereddütteydi. Hem uyuyacağım yatağı buraya getiriliği gibi kan içinde bıraktığı için hem de beni soruna sokma ihtimalinden ötürü. "Sadece dinlen ve düşünme." geri adım attım. Ona son bir defa gülümseyip arkamı dönüm. Odadan çıkıp kapıyı kapattığımda Ursula da koridorda göründü. Onun bakışına gülümseyerek içeriyi işaret ettim. "İçeriye bırak, daha sonra da dışarıya biraz çayla gel." dediğimde tereddütle odaya baktı. "Sorun değil, boğazım iyi durumda. Herhangi bir sorunda hekim çağırmanı isterim." bu sefer kafasını sallayarak onay verdi. Hemen sonra da odaya girdi. Onun odaya girmesiyle ben de sağ tarafa doğru ilerledim. Odam misafir odasının, yemek odasının ve dinlenme odasının olduğu alana alındı. Yani Penelope'nin kaldığı eski odaya.

Dük'ün Üçüncü Gelini | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin