it's been thundering and lightning and we're all soaking wet

178 8 1
                                    

'Biraz bulanık, karmaşık ve çok da önemli değil.'

Felix'in gitmeden önce defterinin son sayfasına bıraktığı tek cümleydi bu. Ne hakkında olduğu çok da açık değildi, birkaç tahminde bulunulabilirdi ancak kimse bunu yapmadı. Tıpkı kendi yazdığı gibi biraz bulanık ve karmaşıktı, çok da önemli değildi. Kendisi de, hayatı da.

Gidişinden önceki kırılma noktasını yaşadığı Changbin bile ona çok fazla kafa yormadı. Ona göre Felix ne biraz bulanık ne de karmaşıktı ancak gerçekten çok da önemli değildi. Harika bir sonları olmadan ayrılmışlar, yaşamaları gereken hayatlara dönmüşlerdi. En azından Changbin bir süre böyle düşündü.

'Yollarına çıkıyorum, hayatlarına dahil oluyorum ve kendimi bambaşka yerlerde buluyorum.'

Bozuk ve aceleci yazılarla dolu kalın bir defterdi bu. Yollarına adım attığı, hayatlarına dahil olduğu herkes hakkında yazmıştı. Yalnızca Changbin yoktu içinde. Adı bir kez bile geçmemiş, bahsi edilmemişti. Onunla olan her şeyi olanca yokluğuna rağmen tüm varlığıyla yaşamış, her anında nefes alabildiğini hissetmişti Felix.

Ona minnettardı. Bıraktığı mutluluğa da.

Changbin gözyaşları içinde artık kullanılmayan tavan arasına döndüğünde buldu Felix'in kalın defterini. Burayı çoktan toplamış, her şeyi ayırmıştı ancak bu defteri hiç fark etmemişti. Sararmaya başlamış yaprakların arasından beyaz bir sayfa düştü. Sonradan eklenen, tamamen İngilizce yazılan deftere karşın üzerinde Kore harfleri olan bir kağıttı.

'Aslında belirli bir yol yokmuş. Yol yürüyerek yaratılan bir şeymiş. Ardımızda izlerimizi bırakarak yarattık bu yolu. Senin ya da benim değil. İkimizin. Şimdi orada olmasak da nasıl yapacağımı biliyorum ama yapmak istemiyorum. Umarım sen kendi yolunu yaratabilirsin.'

the thunderings are nearly throughDonde viven las historias. Descúbrelo ahora