22. Bölüm - Sevgi İçin Ölüm

2.8K 133 66
                                    

Merhaba hayli tombikito okuyucularım. Uzun düşünme süreçlerinin ardından bu bölümü Sırmaellama ithaf etmeye karar verdim. Okuyosun, ilhamlamıyosun, yazıyosun görüyorum balım 🙈 teşekkürler bu yüzden çok 😂😂 japon balığın ve yağhaz ilhamın bol olsun. 😘❤️

Reccomended music : Till Death Do Us Part by Kait Weston

Sinan'ın bakışları Yağız'ın üzerinde duruyor, adamı öylece izliyordu. Yağız boğazındaki kurumayı hissederek yutkundu. Sinan laboratuvardan panikle çıktıysa eğer, Erdal'ın anlattıkları doğruysa ve bu hale geldiyse bunun tek bir sebebi olabilirdi. Sinan gerçekleri öğrenmişti. Ancak Sinan'ı bu hale getiren gerçeklerin Hazan üzerindeki etkisini hayal bile edemiyordu. Hazan'ın öğreneceği tek gerçek Sinan'ın kardeşi olduğu olmayacaktı. Aynı zamanda babasını kaybedecekti Hazan. Sinan bu kadar yıkılmıştı ve Yağız Hazan'ın yaşayacağı şoku hayal bile edemiyordu.

"Yağız!"

Yağız Meryem'in sesini duyduğunda ona baktı ve ardından Meryem'in ona doğru iteklediği Hazan'ı kolundan tutup arkasına aldı. Hazan bir anda kendini Yağız'ın arkasında bulurken donakalmış gibi hissediyordu. Sanki hiçbir etkisi yokmuş, bedeninin içinde değilmiş ve her şeye dışarıdan bakıyormuş gibiydi. Bedeni Yağız'ın arkasında dururken bir kez daha emindi, aslında iki kardeşin arasında duruyordu.

Sinan'ın bakışları şaşkınlaşıp kaşları çatıldı Yağız'a bakarken. Yağız ne yapıyordu? Delirmiş erkek kardeşinden kız arkadaşını mı koruyordu, yoksa her şeyi çoktan biliyor da Hazan'ı gerçeklerden mi koruyordu? Beyninin bir yanında adamın "ne yaptığına dair bir fikrin yok" dediği an duruyordu. Bir yandaysa biliyordu. Bu hiçbir şeyi kanıtlamazdı ve Yağız'ın bunu bilmesinin bir yolu da yoktu. Ama adamın varlığına minnet duyuyordu Sinan yine de. Bilmeden de olsa bir felaketi engellemişti Yağız. Eğer Yağız ve Hazan'a duyduğu aşkı olmasa belki de o ve Hazan'ın arasına girebilecek hiçbir şey olmayacaktı ve o zaman da...

Meryem Sinan'ın yanına yönelip adamı kolundan tuttu ve yanan ağaçtan uzağa, kendine doğru çekerken tekrar Yağız'a bakarak seslendi.

"Ben Sinan'layım. Onu merak etme. Hazan'ı biran önce götür buradan. Hadi!"

Yağız Meryem'in o an oradaki en aklı başındaki insan olduğunun farkındaydı. O bile neredeyse yaşanmasına ramak kalmış bir felaketin kıyısına gelmenin şokuyla donup kalırken Meryem onu ayıltıp dünyaya döndürmüştü. Yağız başını salladıktan sonra dönüp Hazan'ı tuttu ve Ece'ye çevirdi başını. "Hadi." Dedi sonra da, gözlerini kısa bir an Selin'e çevirerek Ece'ye Selin'i işaret ederken. Ece de Selin'in kolundan tutarken dördü birlikte bahçenin dışına, kapının önüne yürüdüler.

Hazan yaşananların etkisiyle adeta puta dönmüştü. Hiçbir şekilde tepki vermiyor ve Yağız'ın çektiği yöne doğru sürükleniyordu adeta. Yağız Hazan'ı arabasında, şoför koltuğunun yanındaki koltuğa yerleşip aynı bedeni gibi kaskatı kesilmiş elinden, avcunun içinden araba anahtarını aldı ve ardından Hazan'ı arabanın içinde bırakıp kapıyı kapattıktan sonra arabanın yanında duran iki kıza yöneldi.

Selin yaşadıklarının şokuyla ağlamaya başlamıştı bile. Çok korkuyordu. Yağız kızı kendine çekip sarıldı. Geç kalmıştı ama çok geç değil. Her şeyi hala düzeltmenin bir yolu olmalıydı ve Yağız o yolu bulacaktı.

Yağız sol eliyle Selin'in sırtını sıvazlarken sol elindeki araba anahtarını Ece'ye uzattı. "Selin'le birlikte size gibin. Ablan benimle gelecek. Ben onunla ilgilenirim. Merak etme."

Ece başını sallarken onaylarca, adamın ona uzattığı anahtarı elinden aldı. O bile ufak çaplı bir şok geçiriyordu. Sinan ailesinin bahçesindeki elma ağacını yakmıştı. Litrelerce alkolle ve gözlerinin önünde üstelik... Abisinin delirdiğini düşünen Selin'in hislerini hayal bile edemiyordu. Ya da ablasının...

Geceyarısı Mumları [Tamamlandı]Where stories live. Discover now