23. Bölüm - Mıknatısları Ayırmak

3K 164 91
                                    

           

Meryem anahtar sesini duyduğunda oturduğu koltukta dönüp kapıya doğru baktı ve içeri giren Yağız'ı gördü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Meryem anahtar sesini duyduğunda oturduğu koltukta dönüp kapıya doğru baktı ve içeri giren Yağız'ı gördü. Yağız onu gördüğünde gülümsedi.

"Konuştunuz mu?" diye sordu Meryem, beynindeki tüm kargaşadan soyutlanmaya çalışarak gerçek krize kendini vermeye çabalarken.

Başını salladı Yağız. "Ne yaparız bilmiyorum ama en azından artık yanında olduğumu biliyor. Bunların hiçbiriyle tek başına yüzleşmek zorunda değil. Ve tabi bunları Hazan'a söylememesini istedim ondan."

Yağız cümlesini bitirdikten sonra dönüp endişeli gözlerle yukarı baktı. Hazan'ın uyuduğunu var saymıştı bu cümleyi kurarken ama...

"Merak etme. Uyuyor olmalı. Biz de konuştuk biraz. Sinan hakkında."

Yağız başını iki yana salladı. "Ne dedin?"

"Sinan'ın o ağacı yakmasının sebebinin ona duyduğu aşk olduğunu falan sanıyor. Haksız da sayılmaz aslında. Sinan geçmişte duyduğu bir hissin peşinden bir ağaç yakacak olsa onu size kızdığı ilk gün yakardı. Onun baktığı yerden bu fikri kabullendiği gibi, yani aranızdaki ilişkiyi kabullendiği gibi o ağacı yakmış gibi görünüyor. Ve bu onu çok yoruyor. Ben de ona bu fikrin tamamen yanlış olduğunu söyledim."

Meryem derin bir nefes aldı. Hazan'ın omzundan yükleri indireyim derken kendini ne konuma sokmuştu. Üstelik bunu kendi aklı ve beyni de tamamen bulanıkken yapmıştı.

"Bu fikrin yanlış olduğunu söylemenle kabullenmez Hazan." Dedi Yağız başını iki yana sallarken. Ardından L koltuğun diğer ucuna yönelirken, Meryem'e dönük bir şekilde oturdu. "Ona bunu söylemen yetmez. Kabullenmesi için başka bir şey daha lazım."

Derin bir nefes aldı Meryem. Herkes neden bu kadar çok kurcalıyordu ki sanki? "Evet. Doğru. Öyle de oldu zaten. Ben de ona Sinan'la bu konuyu konuştuğumuzu, Sinan'a ona hala bir şey hissedip hissetmediğimi sordum. Tamam mı?"

Meryem kızgınlaştığını hissederken öfkesini kontrol edemediğini fark etti. Ardından başını iki yana sallayıp yerinden kalktı. "Hazan uyuyor. Rahatlamış görünüyordu. Git yukarı ve kız arkadaşınla ilgilen. Sabah da kardeşinle. Ama benden bu kadar Yağız. Artık gerçekten tüm bu dramanızdan uzak kalmam gerek."

Başını salladı Yağız da yerinden kalkarken. "Teşekkür ederim. Bugün Hazan'la ve Sinan'la aynı anda ilgilenemezdim. Çok yardımın dokundu."

"Önemli değil." Dedi Meryem derin bir nefes alarak. "Sinan'la ilgileneceğimi ben söylemiştim zaten. Ama gerçekten Yağız. Yoruldum artık. Ebeveynleriniz, hepinizinkiler... Hepsi çok tuhaflar ve bu kadar çarpıklık benim uzaktan, seyirci kalarak katlanmam için fazla yorucu. Elimden geleni yaptım ama..."

"Sorun değil. Teşekkür ederim. Hepimiz adına. Ali'yi arayayım da seni alsın."

"Gerek yok." Dedi Meryem istemsizce yüzünü buruşturarak.  Aslında evine kadar tanıdık bir arabanın içinde gitmek iyi gelebilirdi ancak abisi milyonlarca soru da sorabilirdi ve işin açıkçası bunların hiçbiriyle uğraşacak enerjide hissetmiyordu Meryem kendini. Tükenmişti. Hem de ne tükenme...

Geceyarısı Mumları [Tamamlandı]Where stories live. Discover now