A.A.D 44

2.1K 299 1K
                                    


lIAdaletYokIl isimli okurum röportaj yapmak istiyor arkadaşlar. Bana sormak istediğiniz tüm soruları ona yazabilirsiniz. Hepsini cevaplayacağım. İlgilenirseniz sevinirim. İyi okumalar.

"Buradayım Aydın Alparslan," dedi onun sesi, "Bulacağını biliyordum eşim, buradayım..." Ağlıyordu, sesine ömrümü halı olup serdiğim ağlıyordu. İhtimal listemdeki en güzel ihtimalin sesiydi adımı haykıran.

Onun sesiydi. Yanlış falan duymuyordum. Onun sesine bile salak olmuşken üç günde unutmam mümkün değildi. Bana yerini bildirmemişti ama onu bulacağımı bilerek bana mesaj atmıştı. Benim en güzel ihtimalim yine aklını kullanmıştı. Aklına salak olduğum, sesine salak olduğum, gözlerine salak olduğum atmıştı bana o mesajı.

"At silahını," dedi polis memuru yanımıza çıktığı zaman. Attım. Silah falan umurumda değildi zaten. Banu'yu polisin eline verdiğim gibi odanın kapısına gittim. Anahtarlar üzerinde asılıydı. "Geldim eşim," dedim ağlayarak, "Açıyorum kapıyı."

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde yerde, duvara yaslanmış bir şekilde duruyordu. Kötü görünüyordu. Ağlıyordu. Halsizdi. Bitkindi ama yine çok güzeldi. Onu ilk gördüğüm zaman nasıl güzelse, şimdi de öyle güzeldi. O benim eşimdi, o kızımızın annesiydi.

"Bade," dedim sessizce. Diz çöküp hemen önüne oturduğum gibi kollarımın arasına alıp incecik bedenini içime sokmak ister gibi sarıldım. Öyle bir hıçkırıyorduk ki, her defasında birbirimize daha çok kenetleniyorduk sanki. "Geldim eşim," dedim içten bir şekilde, "Senin sayende geldim."

"Kızımız," dedi ağlayarak, "İyi mi, nerede, nasıl?" Kollarımı ayırıp yüzüne ellerimi koydum gözyaşlarını silmek için. "İyi... iyi seni bekliyor eşim. Annem yanında, Beste, Esma hepsi yanında seni bekliyor..." Kollarımdan destek alıp ayağa kalkmak istediğinde kucaklayıp dışarıya çıkarttım.

"Yan oda," dedi zorla. Oradan da ses gelmişti sahi. "Orada kim var?" diye sordum. "O sarı kız, Sanem. O sabah gelen." Onun ne işi vardı burada bilmiyordum ama polislere odayı açmalarını söyleyip merdivenlere yöneldim. O umurumda değildi, umurumda olan tek şey eşimin iyi olmasıydı.

"Oğlum!" dedi babam hayretler içinde bana ve Bade'ye bakarak. "Ölmemiş baba. Bade ölmemiş. İhtimallerin en güzeli gerçek oldu..." Ben eşim kucağımda dışarıya çıkarken babam Ayhan Mete'nin koluna girdi. Ona baktığımda omzunun üzerinde kan gördüm. Vurulmuş muydu? Amk, hangi orospu çocuğu yapmıştı bunu kardeşime?

"İyi misin Ayhan Mete?" dedim bağırarak. Bir yandan dışarıya çıkıyorduk ama gözüm de onun üzerindeydi. Bade kucağımda yarı aygın, yarı baygın bir şekilde yatıyordu. "İyiyim ikizlerin abisi," dedi gülümsemeye çalışarak, "Hep merak etmiştim, kurşun acısı nasıl oluyor diye, o da oldu."

"Oğlum saf mısın sen?" diye sordu babam hayret ederek, "İnsan ede ede bunu mu merak eder?"

"Önemli değil ama baba. Sıyırdı sadece."

Babam polislerden bir tanesine seslenip hastaneye gideceğimizi söyledi. Daha sonrasında gidip ifade işleriyle uğraşacaktık. Onlar babamın arabasına binerken ben de koşarak kendi arabama ilerlemeye başladım. Bade'yi koltuğa bırakıp kendi tarafıma geçtiğimde hızlı bir şekilde yola çıktım.

"İyi misin eşim, Bade iyi misin?"

"İyiyim, İyiyim ama kızımız nasıl?" Tekrar hıçkırmaya başladı. "Doğruyu söyle iyi mi?"

"Yalan söyleyecek halim yok sevgilim," elimi yanağına koydum, "Evde babaannesiyle beraber bizi bekliyor. Sen şimdi kapat gözlerini biraz dinlen, hadi."

ŞEHZADE (Tamamlandı)Where stories live. Discover now