A.A.D 12

2.9K 449 286
                                    

Buraya uzun zamandır bölüm yazmadım ama çok özlemişim. Yalnız şöyle de bir şey var. Okulda SAPIK var acayip ilerliyor. Aklımdan bir çok şey geçerken unutmak istemedim açıkcası. He bir de.

Buradaki bir çok kişi Okulda sapık var kurgumda yok. Asıl heyecan şu anda orada. Okumanızı ve destek olmanızı bekliyorum canlar. İyi okumalar.

Bu bölüm benden iremayan8120 isimli kardeşime gelsin.

"Kalıyorum." İstediğim cevabı almış, keyfim yerine gelmişti. Ta ki annem konuşana kadar.

"Beste kızım şu serserileri hastane götür, darp raporu alın gelin." Şu an o kadar yorgunum ki, gidip rapor almak çok zor geliyor.

"Anne yarın gitseydik?"

"Oldu canım, başka derdin? Kavganızı ederken iyiydi, rapor almaya gelince mi yoruldun şehzadem?" Bu kadın böylesine imalı konuşmayı nasıl başarıyor acaba?

El mahkum abi, kalkıp o hastaneye gidilecek, o rapor alınacak. Beste hazırlandığı gibi evden çıkıp en yakın hastaneye geldik. Bade, annem ve babamla evde kaldı. Saatte gecenin bir yarısı hani.

Raporu aldık, polislere ifade verdik bilmem ne derken sabaha karşı eve geldiğimizde bizimkiler hala bekliyorlardı. Babam Enes'i nasıl alt etmenin yollarını ararken, annem sanırım kahvaltı için börek hazırlıyordu.

"Anne geldik biz," dedi Beste mutfağa girerek.

"Hallettiniz mi kızım?"

"Şüphen mi var Mısra sultan? Bu serserilerin yanında ben olacağım da, senin isteğini yapmayacaklar."

Gülüşerek mutfaktan çıkıp salona geldiler. Hepimizin gözleri kan torbasına dönmüş, gözlerimiz küçülmüştü. Özellikle ben bir haftadır doğru düzgün uyuyamamıştım. Muhabbete sabah devam etmek adına ayağa kalktım.

"Ben yatıyorum gençler ve daima genç kalanlar," dedim babama bakarak.

"Ben hala gencim oğlum. Genç kalanlar derken kimi ima ediyorsun, kendini mi?" Arada annem gibi laf sokma işlerine babam da giriyor.

"Tabiki orta sehpaya söyledim baba, sana söyler miyim?" Gülerek merdivenlere yöneldiğimde annem seslendi.

"Üzerini değiştirince aşağıya in Aydın Alparslan."

"Sebep?" diye sordum ona dönerek.

"Sen değiştir ve in oğlum."

Duşa girip üzerimi giyinince aşağıya indim annemin emriyle. Hele bir dinleme. Amk gelmişim 25 yaşına, ceza falan vermeye kalkar. Küçükken bir keresinde babam ve kardeşlerimle bahçede oyun oynamıştık. Annemde arkadaşları gelecek diye temizlik yapıyordu. Aslında bizim oyun da, oyun değildi. Bahçeyi temizlemesini söylemişti babama ama babam bizi eğlendirmek için her yerimizi ıslatmıştı. Bahçe çamur olunca bizim üstümüzde çamur olmuştu. Ve biz o halimizle eve girmiştik. Annem bizi görür görmez yerinde donup kalmıştı. Yeni temizlediği evi çamur yapmıştık. Beste hariç, o babamın kucağındaydı ama cezayı hepimiz çekmiştik. Önce hepimiz alt kattaki duşa girip temizlendikten sonra babamla beraber salonu temizlemiştik. Ne bağırmıştı annem o zaman. Fazla titizsin deyince kızıyor ama öyle.

"Çok uykum var anne, ne olmuştu?"

"Tamam annecim," dedi rahat rahat, "Hadi sen babaannenlere. Sabah kahvaltıya gelirsin." Ne? Niye? Hayır neden? Sebep? Amaç? Niye ki amk?

"Oğlum ayakta uyuyorsun hadi ama."

"Mısra neden gönderiyorsun çocuğu annemlere?"

"Sen karışma Aykut," dedi babama bakarak, "Aydın Alparslan'ın odasında Bade yatacak. Başka yatak odamız yok. Orada bir sürü boş oda varken neden salonda yatsın çocuğum? Sırtı tutulur..."

ŞEHZADE (Tamamlandı)Where stories live. Discover now