21. Cesaret

434 28 27
                                    

Veronica ve Jack ile okulun bahçesinde oturmuş yemek yiyorduk. Daha doğrusu onlar yiyordu ben ise elimdeki tostla bakışıyordum.

Jack dolu ağzıyla bana döndü. "Şimdi sen doğuracak mısın veledi?" Veronica Jack'in kafasına bir tane indirdi. "Jack sesinin ayarı yok mu senin?" Diye çıkıştım. Yanakları dolu bir sincap gibi bize bakıyordu. Elimdeki tostu ona uzattım. "Al bunu da ye." Bir tosta bir de bana bakarken tekrarladım. "Alsana!" Elimdeki tostu eline tutuşturup ayağa kalktım. Veronica da kalktı. "Nereye?" Etrafıma bakarak cevap verdim. "Sınıfa gidiyorum siz oturun."

Öğle arasını sınıfta uyuyarak geçirmiştim. Derslerde ise gözüm tahtada aklım ise boşluktaydı. Ne düşünüyordum ne de dersi dinliyordum. Boş boş öğretmene bakıyordum sadece.

Veronica ve Jack okuldan sonra bir şeyler yapmayı teklif etti. Gelmeyeceğimi biliyorlardı. Onlara birlikte takılmalarını, eve gidip dinleneceğimi söyledim ve yanlarından ayrıldım.

Tam da söylediğimi yapıp akşama kadar yatağımda boş boş uzanmıştım. Anlaştığımız gibi Veronica bana geldi ve yemek yiyip odama çıktık. Aramızda sessizlik vardı. İkimiz de konuyu açmaya cesaret edemiyorduk.

"Çok alakasız biliyorum ama sanırım ben Jack'den hoşlanıyorum." Güldüm. Utancından yerin dibine girecekti. "O da senden hoşlanıyor." Parlayan gözlerle kafasını kaldırdı. "Nerden biliyorsun?" Sinsi bakışlarımı cama diktim. "Rachel söyle!" Heyecanıyla kahkaha attım. "Çok belli de o yüzden." Nasıl dercesine kaşlarını kaldırdı. "Hangi erkek sürekli kız muhabbetlerine katlanabilir? Özellikle de entrika dolu konuşmalara?"

Veronica düşünceyle elini çenesine koydu. "Belki de gaydir." Günlerdir gülmediğim kadar gülmüştüm. "Senden hoşlanması hariç her ihtimali göz önünde bulunduruyoruz galiba." O da güldü. "Bence söyle. Ne kaybedersin ki? Cesur ol." Reddedilmekten korkuyordu. "Söyleyeceğim ama bir şartım var." Başımı yukarı aşağı salladım. "Sen de cesur olacaksın." Ne diyeceğini merak ediyordum. "Yarın onunla buluş ve herşeyi konuşun. Boşanma davası, bebek meselesi... Bunlardan kaçarak sorunları halledemezsin ki."

Yüzüm düşmüş sesimi çıkartamamıştım. Elimi tuttu. "Rachel korkma ondan. Artık sana bir şey yapamaz. Ona korkmadığını göster." Elbet boşanma davası için bir araya gelecektik. Süreyi uzatmaya gerek yoktu. "Haklısın galiba." Birlikte mesaj attık.

"Yarın okul çıkışında lisenin önündeki kafede ol."  10 p.m.

Biraz emrivaki olabilirdi ama Klaus bunu hak ediyordu. Rachel ile birlikte biraz daha zaman geçirdik ardından evine gitti. Ben ise bir parça olsun rahatlamıştım. Yarın için endişeleniyordum orası ayrıydı ama sonunda konuşacak olmak içime su serpmişti. Uyuyabilmek için biraz kitap okudum. Nihayetinde uykum geldiğinde kitabı yastığımın yanına bırakıp gece lambasını kapattım.

____________
"Girme o eve!" Sesin nerden geldiğini anlamak için etrafıma bakındım. Önümde sadece bir kapı duruyordu. "Kurtar kendini!" Bu ağlak bir kız sesiydi. Sanki o sesi daha önce duymuştum. Hiç karşılaşmamıştık ama birbirimizi tanıyorduk. Kapının kulpunu yavaşça çevirdim. Bir salonun içindeydim. Tam karşımda şöminede ateş yanıyordu. Tertemiz ve çok güzel döşenmiş bir evdi burası. Salonda ağır adımlarla yürümeye başladım. Etrafı hayranlıkla icelerken bir beşik gördüm. Beşiğe gittim ve yavaşça eğildim. Bir bebek yatıyordu içinde. Beni görünce gülümsemişti. "Ne güzel bir bebeksin sen." Ben de ona gülümsedim. Bir anda ateş sönmüştü. Etrafıma bakındım. Bebek artık ağlıyordu. Bir anda bütün camlar patladı. Bebeğin sesi kulağımı sağır ederken yere eğilip kulaklarımı kapadım.
____________

Katilin AşkıWhere stories live. Discover now