8. İçimizdeki hainler

59 4 1
                                    


G.İ⌛

İdil'in söylediği şeyi idrak edemiyordum bu gerçek olamazdı, olmamalıydı. "Sen ciddi misin?" Diye sordum. "Neden ciddi olmayayım?" Diye sordu. "İdil olmaz ben yapamam" dedim. İdil'in gözleri şaşkınla açıldı ve "Ne demek yapamam? Sen ne dediğinin farkında mısın?" Diye sordu. "Olmaz İdil" dedim. "Olacak Kaan. Ben küçük bir çocuğun canına kıyamam. Sen nasıl olurda bu fikri aklından geçirirsin?" Diye sordu. Aynı şeyleri yaşayamazdım, olmazdı.

"Kaan bence sen şu an sağlıklı düşünemiyorsun" dedi. Fikrim netti olamayacaktı ben yeniden baba olamazdım. "Ben doğurmak istiyorum, ben anne olmak senin çocuğuna annelik yapmak istiyorum" dedi. Olamazdı, olmamalıydı.

İdil

Kaan'a hamile olduğumu söyleyince ki yüz ifadesini asla unutmayacaktım. Kaan bu işten gerçekten hiç hoşlanmamıştı. Gece herkes yatınca bahçeye çıktım. Ve Bade'ye mesaj attım.

Bahçedeyim. Uyumadıysan gelsene

Mesajı gönderdim Bade mesaj atmadan 2 dakika sonra bahçeye geldi. "Noldu kızım. Bir yukarı gittiniz bir daha yoksunuz ortalarda" dedi. "Hiç sorma Bade, yapmamam gereken bir şey yaptım" dedim. "Ne yaptın?" Diye sordu korkuyla. "Ben yukarı çıkınca Demir, Kaan ve Açelya terastaydı. Ben de yanlarına gittim. Sonra Demir ve Açelya odaya geçtiler. Kaan benimle bir şey konuşmak istediğini söyledi. Bütün söyleyebileceği iyi şeyleri düşündüm. Ama mimiklerinden hiçte iyi bir şey söylemeyeceği belli oluyordu. Benden ayrılmak isteyecekti. Ben de" dedim ve devamını getiremedim. "Sen de" diyerek devam etmemi istedi. "Ben de hamile olduğumu söyledim"

"Sen ne dedin?" Diye sordu. Dediklerimi idrak edemiyor olmalıydı. "Kızım sen kafayı mı yedin? Ya anlaşılırsa yalan olduğu" dedi. "Ben sana daha önce de böyle bir zamanda bunu söyleyeceğimi söylemiştim." Dedim. "Ben de Kaan'ın bu işten memnun olmayacağını söylemiştim hatırlatırım" dedi. "İstemedi değil mi?" Diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Adamın zaten yarası var bir daha çocuk ister mi sanıyorsun?" Diye sordu. "Zaten tekrardan evlenmesi bile olağanüstü bir şeydi" diye ekledi.

Ah hadi ama ben kimi kandırıyordum ki Kaan belki Açelya'yı unutmuş olabilirdi ama onların bir oğlu vardı. Üstelik Kaan benim hiçbir şey bilmediğimi sanıyordu. Acaba Bade olmasa ben salak gibi ikisini mi izleyecektim? "Her neyse olan oldu sonuçta yarın gidip nikah için gün almayacak mıyız?" Dedim. "Orası öyle tabii ama eğer ki yalanın öğrenilirse bitersin" dedi. "Orasını bana bırak hiçbir şey anlamayacak" dedim. "Umarım" dedi. "Umarım" dedim ve bakışlarımı gökyüzüne çevirip yaşadığım her şey için gülümsedim.


Açelya

Sabah uyandığımda evde sadece Aras vardı. Demir'de hala telefon numaram olmadığı için not bırakmıştı. Demir bugün hastanedeydi. Kaan ve İdil ise nikah günü almak için dışarıdaydı. Bade ve Ege ise işe gitmişlerdi. Notun altına kendi telefon numarasını bırakmıştı ve çaldırmamı istemişti. Ben de unutmadan hemen çaldırdım. Aşağı inmek istemiyordum ama acıkmıştım.

Bir şeyler yemek için mutfağa girmiştim ki bahçede Aras'ı ve hazırlamış olduğu masayı görünce şaşırdım. Beni görünce hemen ayağa kalktı "Uyandın mı sonunda?" Diye sordu. "Hadi geç otur kaç saattir seni bekliyorum" dedi. Şaka yapıyor olmalıydı. Onunla beraber onun hazırladığı kahvaltıyı yapmamı mı bekliyordu? Benim hala olduğum yerde olduğumu görünce "Seninle konuşacaklarım var lütfen oturur musun?" Dedi. Şu an ne ona ne de onun söyleyeceklerine tahammül edebilirdim. "Senin söyleyeceklerinle ilgilenmiyorum" dedim. "Hadi ama, çok önemli" dedi.

GEÇMİŞİN İZLERİWhere stories live. Discover now