9. Geçmiş 1

60 4 1
                                    

Arkadaşlar bu bölüm geçmişe gideceğiz. Keyifli okumalar diliyorummm

                             G.İ⌛

5 yıl önce

Akşam yemeği için herkes masaya yerleşmişti. Her zamanki huzurluksuz şimdi de yerli yerindeydi. Bunu söylemenin yeri değildi biliyordum ama şu an söylemezsem bir daha hiç söyleyemeyecektim. Boğazımı temizler gibi bir ses çıkardım ve "Lütfen herkes beni dinleyebilir mi?" dedim. Bütün meraklı bakışlar beni bulmuştu. "İstanbul'dan çok güzel bir iş teklifi aldım" dedim.

Hepsi boş gözlerle bana bakıyordu. Abim Ozan "Ee yani" diyerek hepsinin söylemek istediği şeyi dile getirdi. "Ben İstanbul'a gidiyorum" dedim. Masada olan sessizlik sanki mümkünmüş gibi daha da derinleşti. Babam sinirle "Böyle bir şey olmayacağını biliyorsun. Neden söyleyipte tadımızı kaçıyorsun" dedi. "Ben kararımı verdim" dedim. "Öyle mi?" Diye sordu sinirle. "Öyle" dedim ben de en az onun kadar sinirle

"Bir gitmeye çalış bakalım neler oluyor görürsün küçük hanım" dedi. Hepsinden nefret ediyordum. "Tolga'nın haberi var mı?" Diye sordu babaannem. Bu kadının tek derdi gerçekten Tolga mıydı? "Hayır yok" dedim. "Sen gitsen bile Tolga izin vermez" dedi babaannem. "Ondan izin mi alacaktım?" Diye sordum. Babam sinirle ayağa kalktı ve "Konu burada kapandı" diyerek çalışma odasına doğru ilerledi. Babamın gidişini fırsat bilen Ozan "Sen saçmalamışsın" dedi. "Evet saçmaladım" dedim.

Tüm bu olanları başından beri sessizce dinleyen annem en sonunda konuşması gerektiğini fark etti ve "Sakın bir daha bu konuyu açma" dedi. "Tolga bu fikri duymasın bile" dedi babaannem. "Babaanne yeter! Şu an Tolga umrunda bile değil" dedim. "Ne demek umrunda değil?" Diye sordu. "Değil işte" dedim. "Unutma o senin nişanlın ve en kısa sürede kocan olacak" dedi. Bunu her fırsatta hatırlatmaları gerekmiyordu.

Tolga varlıklı bir ailenin en önemlisi de babamın ortaklarından birinin oğluydu. Ve sırf ilişkileri güçlensin diye ikimiz de istemesekte bizi zorla nişanlandırmışlardı. Ve şu anda da evlendirmemin peşindelerdi. Yüksek ihtimalle İstanbul'a gideceğimi duysa seve seve kabul ederdi. Ama ailem bir türlü kabul etmiyordu. Onun beni çok sevdiğini sanıyorlardı.

Daha fazla burada durmanın bir manası yoktu. Odama gidip eşyalarımı toplamam lazımdı. Gece İstanbul'a uçuşum vardı. Hızla ayağa kalktım ve Ozan "Nereye?" Diye peşimden bağırdı. Onu cevapsız bıraktım ve odama girerek bavuluma eşyalarımı tıkmaya başladım. Kapı aniden açılınca afalladım. Annem kapıda durmuş şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Ne saçmalıyorsun sen?" Diye bağırdı. "Bu cehennemden kurtuluyorum" diye ben de bağırdım. Bizim bağırışlarımızı herkes duymuş olmalıydı çünkü odamın önüne gelmişlerdi.

Babam sinirle yanıma geldi ve "Demek burası bir cehennem" diye bağırdı. "Evet öyle" diyerek ben de bağırdım. Bunca zaman susmuştum da ne olmuştu? "Öyle olsun peki" dedi sinirle "Hiçbir yere gidemezsin!" Diye bağırdı. "Gidiyorum bile" dedim. "Tamam lan git. Git ama bundan sonra dönebileceğin bir evin yok bunu da bil" dedi. Öfkeden gözü dönmüş gibiydi.

"Benim hiçbir zaman evim olmadı ki!" Dedim sitemle. Herkes hayret içinde beni dinliyordu. "Tamam git hadi. Madem hiç evin olmamış durma git" diye bağırdı. Son eşyalarımı da valizime koyduktan sonra hemen fermuarını kapattım. Tekerlekli valizi sürerek odadan çıktım. Son kez babamın sesini duydum ve "O kapıdan çıkarsan bizi unut" dedi. Dediği şeyi umursamadan kapıya ilerledim son bir kez bile arkama bakmadan kapıyı çekip çıktım.

İşte özgürlüğe ilk adım.

Arkama hiç bakmadan ilerledim ve karşıma çıkan ilk taksiye bindim. Havaalanına gelince derin bir nefes aldım. Uçağa bindim ve yol boyunca tüm bu yaşadıklarımı düşündüm. Bu yaşıma kadar hep onlar ne derse onu yapmıştım. Evleneceğim adama bile onlar karar vermişti. Ama bu suskunluğum daha fazla devam edemezdi kendime yeni bir hayat kurmam gerekiyordu.

GEÇMİŞİN İZLERİWhere stories live. Discover now