20. Geçmiş 6

38 3 1
                                    

Bu bölüm yeniden geçmişe gideceğiz, keyifli okumalar diliyorummm.

                             G.İ⌛

Dün gece Kaan beni öpmeye çalışınca çok afallamıştım ve hemen odama gitmiştim. Yüksek ihtimalle yarın sabah hatırlamayacaktı bile.

Sabah uyandığım zaman Kaan'ın hala uyuyor olduğunu gördüm. Bugün tatildi bu yüzden büroya gitmeyecektim. Kahvaltı hazırlamaya başladım.

Pankeklerimi hazırladım ve masanın üzerine koydum ardından adım seslerini, daha sonra Kaan'ı mutfağa gelmiş, kapıya yaşlanmış, kısık gözlerle beni izlerken gördüm.

Üstü hala çıplaktı, saçları dağılmıştı fakat böylesi çok daha iyiydi.

Dudakları yukarı kıvrıldı ardından "Günaydın" dedi.

"Günaydın" dedim ben de onun gibi gülümseyerek.

Yanıma geldi ve "Umarım dün gece çok sorun çıkarmadım" dedi.

Beni öpmeye çalışması sorun sayılır mıydı?

Gözlerimi kaçırdım ve "Hayır" dedim.

"Açelya emin misin?" Diye sordu.

"Evet" dedim ve tezgâha yöneldim. Sonrasında ise aklıma "Hani sen sarhoş olmazdın?" Diye sormak geldi.

Eliyle dağınık saçlarını karıştırdı ve "Olmazdım aslında" dedi.

"Hıhı kesin öyledir" dedim.

"Açelya dün gece ne oldu bilmiyorum ama eğer seni zor bir durumda bıraktıysam çok özür dilerim" dedi.

Beni öpmeye çalışmasının hoşuma gitmesi normal miydi?

Saçmalama Açelya.

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?" Diye sorarak yanıma geldi. Aramızda o kadar az mesafe vardı ki bir adım atsam kaslı vücudu benim vücuduma değecekti.

Yardım edebileceğin tek şey o müthiş vücudunu benden uzaklaştırmaktı çünkü dikkatim yeteri kadar dağıtıyordu!

"Hayır teşekkür ederim bitti sayılır sen masaya geç, bir de sana verebileceğim bir kıyafet yok bu yüzden dün gecekiler ile idare etmek zorundasın" dedim.

O an üstünde hiçbir şey olmadığını yeni fark etmiş gibi oldu. "Ah doğru ya ben üstümü giyip geleyim" dedi ve salona geçti.

Ben de son şeyleri masanın üzerine koydum. Her şey tamamdı. Kaan'da üstünü giymiş bir şekilde mutfağa geldi ve masaya oturdu.

Şu an Kaan ile beraber benim evimde kahvaltı yapmak ne kadar mantıklıydı? Tabii ki hiçbir mantıklı açıklaması yoktu!

Her zamanki konuları konuşarak kahvaltımızı yaptık.

"Masayı toplamana yardım edeyim" dedi.

"Teşekkür ederim gerek yok" dedim.

Sırıtarak "Gerek olduğu için değil, kibarlık olsun diye" dedi.

Dediği şeye güldüm ve "Peki madem kibarlık olsun diye yardım et" dedim.

Beraber mutfağı topladık ve salona geçtik.

Salondaki yattığı yeri toplamış olduğunu gördüm. "Kahve ister misin?" Diye sordum.

"Hmm, isterim ama ben yapacağım" dedi.

Kaşlarımı havaya kaldırdım ve "Emin misin?" Diye sordum.

O da kaşlarını çattı ve "Neden emin olmayayım?" Diye sordu.

GEÇMİŞİN İZLERİWhere stories live. Discover now