Bölüm 15

727 47 137
                                    

Min Ah ve Mark dans pratiklerine biraz ara verip stres atmak için piknik gezisi planlamaya karar vermişlerdi. 

Mark elindeki su şişesinden bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı. "Nereye gideceğiz? Choenggyecheon?"

Min Ah, kolunu kaşımaya başladı. "Saçmalama, orada piknik yapacak yer yok ki. Naksan Parkına ne dersin?"

"Asıl sen saçmalama. Turistik yer orası. orası hiiiç olmaz." 

"Bu gidişle piknik filan yapamayacağız. Daha nerede yapacağımıza karar veremiyoruz." 


Pratik odasının kapısı açıldı. Mark ve Min Ah, kapıdan gelen gelen kişiye baktı. Mark, içeriye giren, kendinden kısa çocuğun boynuna kolunu doladı. "Piknik yapacağız, sende gelmek ister misin, Minseok?"


"Bir, nerede yapacaksınız? İki, ben senden 2 yaş büyüğüm." Minseok, boynuna dolanmış eli geri itti. Kimin abi, kimin kardeş olduğunu belli etmek istiyordu.


Mark, abisinin neşelenmesi için aegyosunu gösteriyordu. Kafasını sağa yatırmış, dudaklarını büzmüştü. "Ah, hyung ~ " 

Tekrar kafasını doğrultup poker face haline geldi. "Oldu mu?" 


Minseok, Mark'a sevimli bir şekilde cevap verdi. "Oldu." 

Min Ah, Minseok'u gerçekten sevimli bulmuştu. Fakat ikilinin şirinlik yapmasına daha fazla dayanamayarak aralarına katıldı. "Ee piknik yapmak için nereye gidiyoruz? "

Minseok, şaşkınca Min Ah'a baktı. "Ne? Yeri ayarlamadan, beni pikniğe mi davet ediyorsunuz?"


Mark evet manasında kafasını sallayıp konuşmaya başladı. "Sen davetimizi kabul etmesen de her halükarda geliyorsun." Söylemeyi unuttuğu şeyi hatırlayarak ekledi. "Hyung."

"Demek benim düşüncelerimi umursamıyorsunuz."

Mark, Minseok'un yanına yaklaştı. Kızgın çocuğun çenesine elini koydu. "Hyungg ~~ Düşüncelerini umursamadığımızdan değil, sen olmazsan pikniğin tadı olmaz." 

Minseok, Mark'ın elini ittirmeye çalışırken konuştu. " Eminim öyledir. Kesin bana işleri yıkmak için çağırıyorsunuz."

Min Ah, Minseok'un söylediği söze alınmıştı. "Öyle şey mi olur? Sen gelmezsen bende gitmiyorum."

Mark, Minseok ile uğraşmayı bırakıp Min Ah'a baktı. "Ya, ben yalnız başıma mı piknik yapacağım? " Pis pis sırıtarak ekledi. "Minseok hyung gelmezse sende mi gelmezsin? " Min Ah'ın saçlarını karıştırmaya başladı. "Minseok'tan mı hoşlanıyorsun?"

Min Ah, Mark'ın ellerini ittirmeye çalışırken itiraz etmeye başladı. "Saçmalasana. Biz, biz sadece arkadaşız."


Min Seok, lafa karışmadan ikisini gülümseyerek izliyordu. Mark, Min ah'ın sözleriyle dalga geçmeye devam ediyordu. "Biz sadece arkadaşız, lütfen çekmeyin. Ahahaha." 

Min ah, Mark'ın sırtına vuruyordu. "Ya, dalga geçmeyi kessene." 

Mark, Min Ah'ın kendine vurmasını engellemeye çalışırken bir yandan da kıza vuruyordu. "Vurmasana ya, görende basına yakalanmış ünlü çift sanar sizi." 


Minseok, Mark'ın kafasına biraz hafifçe şamarı geçirip, Min Ah'ı daha fazla rahatsız etmesini engellemişti. "Kızla uğraşmayı bırak Mark. " Mark kafasını tutarak söylenmeye başlamıştı, Min Ah ise ona dil çıkarıyordu. Birbirlerine pis bakışlar attıktan sonra didişmeyi kesmişlerdi.

Bad Luck [EXO Fanfic]Where stories live. Discover now