Bölüm 5

1.2K 94 94
                                    

Kapıdakine "sen kimsin?" dercesine baktım.

Karşılık olarak o da bana aynı bakışları atmıştı. Hiç konuşmadan öylece birbirimize baktık bir müddet. Ortam fazla sessiz ve garipti.

Ta ki içeriden gelen ayak sesleri bozana kadar bu ortamı. Min Ah, şaşkınlıkla yanımıza geldi. "Oh! Sehun-ah?"

Adını şu an öğrenmiş olduğum bu yabancıyla aynı anda Min Ah'a baktık. Şaşkındım.

Bu kimdi? Abisi mi? Öyleyse, neden ona adıyla seslenmişti?

"Abim nerede?" sorusuyla kafamdaki düşüncelerin cevabını almıştım.

Sehun gözlerini Min ah'tan ayırmadan cevapladı." Abin,bir müddet daha bizde kalacak."

Min ah,aralık bırakmadan tekrar sordu. "Öyleyse,senin burada ne işin var?"

Sehun, biraz afallamıştı. Bir şeyler saklıyormuş gibi davranıyordu. Ya da ben öyle düşünüyordum. Tabi ya sadece 5 dakikadır tanıdığım birini analiz edemezdim ya.

"Ne olacak, temiz kıyafetler almak için geldim."

Temiz kıyafet mi? Bunu kendi de yapabilirdi değil mi? Min Ah bu detaya fazla takılmış gibi görünmüyordu. Ama garip bir şeyler vardı. Az önceki garip davranış gibi.

Min Ah onaylayarak baktı ve gülümsedi. Son anda aklına gelmiş olmalı ki bir anda bana baktı.

"Bu arada bu arkadaşım Haneul." eliyle beni gösterdi.

Gözlerimi yavaşça Sehun'a yönelttim. Ve Sehun'un bana bakan gözleriyle karşılaştım. Yüz hatları şu ana kadar görmediğim bir güzelliğe sahipti. keskin çene hattı ve keskin bakışları. Yüzünde değişik bir ifade...

Dudakları kıvrılmak için yer arıyor fakat bir neden bulamadığından vazgeçiyordu. Gözlerinde az önceki o mutlu bakış yoktu. Min Ah'a olmadığı kadar mutlu baktığını fark etmiştim.

Düşüncelerimden sıyrılıp sordum. "Peki Sehun? Kuzenin mi?"

Gelen cevapla gözlerimi ayırmadığım çocuk gene duygu yüklü gözleriyle konuşuyordu. Gözler kalbin aynasıdır derlerdi, inanmazdım.

Ama bugün, ilk defa tanıklık ettim bu söze. Umutsuzluk, çöküntü...bu çocuk tamamen gözleriyle konuşuyordu. Ama fark edebilene...

"Hayır.Abimin arkadaşı." gülümseyerek devam etti. "Abim kadar sevdiğim biri."

Abim kelimesini duyan Sehun ise zoraki gülümsemesiyle omuzlarını düşürmüştü.

"Memnun oldum." gülümsedim "Sehun"

Sanki düşüncelere dalmış gibi görünen Sehun dudaklarını yukarı kıvırdı "Bende."

Birçok insanla aynı ortamda olduğunuz halde başka bir dünyada gibi hissettiğiniz oldu mu? Sehun yanımızdaydı ama sanki çok başka bir yerdeymiş gibiydi.

Min Ah'ın neşeli sesiyle kafasını kaldırıp umut dolu gözleriyle baktı.

"Haydi içeri geç."

Mi Ah'ın, Sehun'u içeri davet etmesiyle salona doğru yol aldık.

Min Ah "Ben abimin odasına gidip, kıyafet alıp geleyim." dedi her zamanki neşeli sesiyle.

İçimde tuhaf bir his vardı, az önce tanışmış olduğum bu yanımdaki çocuğun davranışları, mimikleri yüzünden.

İkimizi baş başa salonda bırakıp nasıl gidebilirdi? Sadece ayakta dikiliyorduk. Sehun, elleri arka ceplerinde etrafa bakıyor, olabildiğince benimle göz göze gelmekten sakınıyordu.

Bad Luck [EXO Fanfic]Where stories live. Discover now