Bölüm 19

253 19 104
                                    

Dans yarışmasına son iki gün kalmıştı. Min Ah ve Haneul kendi çaplarında hazırlık yapıyorlardı. Jongin, kızların ne yaptığına bakmak için yukarı kata çıktı. İkisi yarım saattir Min Ah'ın odasındaydılar. Jongin kapının önüne gelince durdu. Kapı koluna elini koydu. Açsam mı açmasam mı diye düşündü. Kendi kendine "En son izinsiz kapıyı açtığımda başıma kötü şeyler gelmişti." dedi. Bir kızın odasına izinsiz girmeyi tekrar göze alamazdı. Jongin, tekrar bunu yapmayı göze alamadı. Kapı kolundan elini geri çekti. Geldiği yere doğru tekrar yürüdü. Merdivenlerin başına gelince biraz durdu ve 'geri gitsem mi?' diye düşündü. Kızların içeri de ne yaptığını gerçekten merak ediyordu. Merakı içini kemiriyordu. Arkasına döner gibi oldu ama son anda vazgeçip merdivenlerden aşağıya indi. İki insan, iki kız nasıl olur da yarım saattir odadan dışarı çıkmazdı. Jongin odaya gitmek için kendince bir bahane arıyordu. 

Tanıdık bir sesin çığlık atışı duyulduğu an "İşte bahanem." dedi kendi kendine. Merdivenlere doğru yürüdü. Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkarken sırıttığının farkında bile değildi. Jongin, kapının önüne gelince hiç tereddüt etmeden kapıyı açtı. İçeride kızlar karşılıklı olarak yere oturmuş, paçalarını sıvamış, bacaklarını da birbirine uzatmışlardı. Yanlarında da garip şeyler vardı. Jongin'in anlam veremediği şeyler.

Kızlar ağızları açık kalmış, gözleri kocaman olmuş bir şekilde içeriye dalan genç adama bakıyorlardı. Kızlar gözlerini Jongin'den alıp birbirlerine baktıkları an çığlık atmaya başlamışlardı. 

Kızların çığlık atmasıyla Jongin'de çığlık attı. "Arkamda mı yoksa? Ha?"

Jongin hiç kıpırdamadan yerinde duruyordu. Kalbi güm güm atıyordu, kalbinin sesi bütün odanın içerisine yayılmıştı. Yüzü korkudan mosmor olmuştu, ifadeleri büzüşmüştü, kapının kolunu tutan elleri titriyordu. Korkudan kapının kolunu daha da sıkıyordu. Sesinin tonunu düşürerek konuştu. "Hırsız arkamda mı? Yapılı mı?" 

Jongin hırsıza gücünün yeteceğini düşünüyor olmalıydı. Kızlar birden gülmeye başladılar. Jongin ne olduğunu anlamamıştı. O baştan beri, günün başından beri bu kızların ne iş çevirdiğini anlamamıştı. Sonunda dönüp arkasına bakma zahmetinde bulundu. Arkasında hiç kimse yoktu. Hiç kimse. 

Jongin derin bir nefes alıp verdi. Sıktığı kapının kolunu bıraktı. Kızların olduğu yere dönüp baktığında zoraki olarak gülümsedi. "Hah, şey. Korkmadım ki."


Yerde oturan kızlardan birisi konuştu. "Emin misin abi korkmadığına." Biraz duraksadı ve hıhladıktan sonra devam etti. "Koku yayıldı."

Jongin kardeşinin ne dediğini anlamamıştı. "Ne?"

"Az önce korkudan altına ettin ya."

Min Ah'ın karşısında oturan Haneul gülmeye başladı. Min Ah'ın sözlerini komik bulmuştu, Jonginse tam aksi. "Kes sesini. "

Haneul gülmeyi kesip konuştu. "İçeri neden izinsiz girdin? Dersini almadın mı sen?"


"Çığlık atıp duruyorsunuz, ne iş-" lafını yarıda kesti. Kasılarak konuştu. "Hırsız var sandım koşup geldim."

Min Ah gülerek konuştu. "Geldin de ne oldu? Korkudan altına s*çtın."

"Düzgün konuş."

Min Ah bir şey söylemek için ağzını açtı fakat Haneul'ın konuşmasıyla geri kapattı. "Ne iş çevirdiğimizi merak ettin, değil mi? Hırsız bahanesi de işine yaradı."

"Bu sizin çığlık attığınız gerçeğini değiştirmez. Nedenini söyleyin bakayım?"

Haneul, Min Ah'a döndü. "Senin abin salak. Bizi bu halimizle görmesine rağmen hiçbir şeyi fark etmedi."

Bad Luck [EXO Fanfic]Where stories live. Discover now