Bölüm 21

154 14 54
                                    


Haneul sahnede dans etmeye devam ederken bir yandan da Jongin geldi mi diye etrafa bakınıyordu. Sadece dansa odaklanması gerekiyordu yoksa hata yapacaktı. Bir iki adımı kaçırdı ama tekrar toparlandı ve dans etmeye devam etti. Bu sefer doğru adımlarla.

Dansın son hamlelerini yapıyorlardı ki Haneul'ın gözleri Jongin'i gördü. İçinden 'sonunda' diye düşündü. Fakat dansları bitmişti, Jongin izleyememişti. Haneul sahneden inerken üzüntüyle inmişti. Jongin ona söz vermişti. Bu kadar küçük ve değersiz bir sözü bile tutamıyorsa Jongin'e nasıl güvenebilirdi?

Min Ah gülerek Haneul'a döndü. "Çok iyiydi, çok mutluyum." Biraz duraksadı ve Haneul'ın üzgünlüğünü fark etmiş olmalı ki konuştu. "Sen iyi misin? Üzgün görünüyorsun."


"İyiyim, sadece." Haneul biraz duraksadı. Derin bir nefes alıp verdi. "Abin sonunda geldi ama geç geldi."

Min Ah arkasına döndü ve Jongin'i görünce ne  olduğunu anlamaya çalıştı. "Abi sen biz dans ederken burada değil miydin?"


Jongin'in de yüzünden pişmanlığı belli oluyordu. "Üzgünüm."


Haneul, Jongin'in yanından hızla yürürken mırıldandı. "Sorun değil, sözünü tutmayan arkadaş."


Olanları izleyen Sehun konuştu. "Gelmek için söz verdin ve geldin, izlemek için değil."

Jongin şaşkınlıkla Sehun'a baktı. "Söz verdiğimi sen nereden biliyorsun? Ayrıca saçmalamayı kes."

Ne olup bittiğini bilmeyen Min Ah konuştu. "Benim niye sözden haberim yok, ne sözü bu? Ayrıca evet, Sehun saçmalamayı kes."

"Tamam saçmalamayı kesiyorum." Sehun biraz duraksadı, bir şeye takılmış olmalıydı. "Bu arada Min Ah, sen bana Sehun mu dedin? Sadece Sehun?"


Min Ah "Abi vasfını artık hak etmiyorsun." dedi ve yürümeye başladı. 


Sehun bunu yanlış anlayabilirdi. Zaten yanlış anlaşılmaya açık konuşmuştu Min Ah. Sehun içinden düşündü. 'Hayır Sehun, sakın ümitlenme.'

*        *       *       *


Sonunda eve dönmüşlerdi. Ortamda bir gerginlik vardı. Haneul ve Min Ah akşam yemeğini hazırlıyorlardı. Jongin ile Sehunsa salonda oturuyorlardı. Jongin iki de bir kafasını kaldırıp mutfağa göz atıyordu. Haneul'a söz vermişti fakat sözünü tutamamıştı. Bunun için kendini kötü hissediyordu. Haneul ile konuşması gerektiğini düşündü. Hemde hemen, şimdi. 


Oturduğu yerden bir hışımla kalktı. Sehun şaşırarak "Nereye Jongin?" diye sordu. 

"Haneul ile konuşmaya." Jongin, mutfağa girdi. İçine bir cesaret gelmişti. Fakat Haneul'ı gördüğünde o cesaret yok olmuş ve yerini endişe kaplamıştı. Ne diyecekti ki? Nasıl açıklayacaktı? Belki de açıklamak yerine sadece orada olmamasının gerçekten bir sebebi olduğunu bilmesi söylemeliydi. 

"Haneul."

Haneul arkasını döndü. Jongin'e garip gözlerle baktı. Hiçbir şey söylemedi.

Jongin söylemek istediği şeyi söyledi. "Konuşmamız gerek."

Haneul, Jongin'e arkasını dönerek konuştu. "Şimdi mi, Jongin?"

Bad Luck [EXO Fanfic]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin