1

186K 2.9K 1.7K
                                    


Yeni bir kurgu. Umarım beğenirsiniz

Açıklama: Bu kurguda olaylar hızlı gerçekleşecektir. Karakterlerime gelen hakaret içerikli yorumlar itinayla silinir

Oyları ve satır arası yorumları unutmayın

"Baba ne olur öde artık şu borcunu," dedim kapıyı kapattıktan sonra. Yine borcu isteyen adamlar gelmişti eve.

Elindeki içki şişesini kafasına dikip duygusuzca bana baktı.

"Baba sana diyorum." Yorulmuştum artık. Bu borcunu ödemezse elimizdeki her şeyi alacaklardı. Onun yüzünden hayatım mahvolmuştu.

"Konuşup durma boş boş. Yürü git sen bul o parayı kolaysa!"

Hayal kırıklığıyla ona baktım. Sonraysa daha fazla bir şey demenin gereksiz olduğunu bilerek evden çıktım. Çıkmadan önce üzerime bir hırka da almıştım.

Yokuştan aşağı sahile yürüyordum. Evimiz sakin bir mahalledeydi.

Annem iki yıl önce hastalıktan ölmüştü. Babamla kalmıştık. Annem ölünce okulumu dondurmuştum. O zamandan beri çalışıyor ve bizi geçindiriyordum.

Bunları düşünürken gözlerim dolu doluydu. Hukuk okuyordum ikinci sınıftım, şimdiyse geleceğe dair umudum yoktu. Borcu birkaç gün içinde ödemenin imkanı yoktu. Çok paraydı.

Sahil akşam üzeri olduğu için boştu. Bir banka oturdum. Cebimden telefonumu çıkarıp internette dolaştım. O sırada Ece aradı en yakın arkadaşım.

"Kanka arayacaktın aramadın. Bir gelişme var mı?"

Benim olduğum bankın birkaç adım önünde bir adam sigara içiyordu. Bense Ece'yi yanıtladım.

"Bugün adamlar geldi. Parayı istediler, babam çarşambaya kadar ödemezse her şeyimizi alacaklar."

Babama ve o adamlara sövdükten sonra "Ne yapacaksın?" dedi üzgün bir sesle.

"Bilmiyorum, çok çaresizim Ece. Çok yoruldum artık babamın pis işlerinden."

Adam bana doğru dönüp gözlerimin içine baktığında afalladım. Sert ve keskin bakışları beni ürküttü.

Telefonu işaret ettiğinde kekeleyerek "Ece," dedim. "Ben seni sonra arayacağım olur mu?"

Telefonu kapatıp cebime geri koyduğumda oturmaya devam ediyordum. O adamsa banka yaklaşıyordu.

Üzerinde şık bir takım elbise vardı. Uzun boylu karizmatik bir adamdı ama bakışları soğuktu.

"Siz kimsiniz?" diye sordum kaşlarım çatılı. Benimle neden muhatap olduğunu anlamadan.

Gelip yanıma oturdu. Elindeki sigarayı dudakları arasına götürüp bir nefes çekti. "Telefonda nefretle bahsettiğin adamların patronu."

Tekte söylediği cümleyle geriye irkildim. Bu adam o mafyaydı. Kalkmak istediğimde bileğimden tutup geri oturttu. "Gidemezsin otur."

Sigarasını ayağının dibine atıp ezerken soğuk bakışları üzerimdeydi. Bense ürkek bakıyordum. "Ne istiyorsunuz benden? Neden buradasınız?"

Dudağı kıvrıldı. "Babanın borcu ne kadar biliyorsundur."

Başımı salladığımda devam etti. "Ödeyebileceğini de sanmıyorum. Doğru muyum?"

Gözlerimi kaçırarak yine onayladım. Uzun parmakları çeneme uzandı ve yüzümü kendine çevirdi. Geriye çektim kendimi.

Bunu umursamadı. "Hira Polat. 22 yaşında hukuk öğrencisi. Babası yüzünden bir restoranda çalışıyor. Annesi iki sene önce kanserden hayatını kaybetti."

BİRLİKTE +18Where stories live. Discover now