***
"Sana bir teklifim var. Kabul edersen borcu silindi bil."
"Nedir?" dedim titreyen ellerimi birleştirip tutarak. Bakışları oraya kaydı, sonra da karşımızdaki denize.
"Benimle evlenip çocuğumu doğuracaksın."
Babasının borcunu ödemek için hiç bir ş...
Bugün Hazal ve Atakan evleniyordu. Mayıs ayına girmiştik. Mayısın sekizindeyiz. 38 haftalık hamileyim. Aslında Nisanın sonunda bekliyorduk ama ilerlemişti. Doktorumuz bir sorun olmadığını bunun normal olduğundan bahsetmişti. Bizi doğum sancıları hakkında bilgilendirmişti.
Şuan düğün mekanındayız. Gelin odasında Hazalın yanında oturuyorduk. Düğünden önce kına olmuştu. Kınada aynı zamanda aileleriyle tanışmıştım. Hazalın annesi çok tatlı bir kadındı. Kınada çok dans edememiştim ama keyifliydi.
Üzerimde toz pembe ince askılı bir elbise vardı. Bedenimi sarıyordu ve dizlerimin biraz üstünde bitiyordu. Karnım kocamandı ama elbise güzel duruyordu. Saçlarımı düzleştirmiştim. Makyajım sade tutulmuştu. Kulaklarıma küpelerimi takmıştım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Elbisenin rengini toz pembe hayal ediniz)
Çıplak ayaklarımı pufa uzatmış koltukta otururken gelin odasına Hazalın annesinin girmesiyle toparlandım. "Uzan kızım sorun yok," dedi ama ben çoktan topuklularımı giyinip kalkmıştım.
"Siz anne kız konuşun Esma abla. Ben kocamın yanına gideyim," dedim sonda gülerek.
Odadan çıkınca bir saat sonra Hazal ve Atakanın ineceği merdivenlerden inmeye başladım. Merdivenlerden inince bir pist vardı ve ilerisinde masalar vardı. Merdivenlerin önünde duran Çağları görmemle gülümsemem bir oldu.
Yukarı çıkarak inmeme yardım etti. Onun yardımıyla indikten sonra üzerini süzdüm. Siyah takım elbise ve içine beyaz gömlek giyinmişti. "Yine can yakıyorsun kocacım."
Beni süzmesi bitince yutkundu ve adem elması belirginleşti. "Senin güzelliğine ne demeli. Muazzam görünüyorsun bebeğim."
"Atakan hazırlandı mı?"
Başını sallarken gözü arkada bir yere takıldı. Onun baktığı yere bakınca güzel alımlı bir kadın gördüm. Kaşlarım çatılırken tekrar ona çevirdim bakışlarımı. "Kime bakıyorsun sen?"
Elini belime koyup "Dicle hanımı gördüm sevgilim," dedi açıklama yaparak.
"Eee?" diye üsteledim.
Güler gibi olurken omuz silkti. "Hiç öyle bir bakayım dedim. Ne oldu ki?" Oynuyordu resmen benimle.
Sabır diler gibi bir nefes aldım. "Bakma hayatım bakma."
Yaklaşıp "Emrine amade," diye mırıldandı ve dudaklarını kısaca dudaklarıma bastırdı. Ayrılınca dudaklarım kıvrıldı. Sonrasında elimi koluna koydum ve onunla birlikte misafirleri karşılamaya başladım.
