14

59.6K 1.4K 356
                                    


Bölüm birazcık kısa olabilir ama artık olaylar hızlanıyor

İleriki bölümler hızlı gelecek

Bölüm sınırı 250 oy 150 yorum

Hani derler ya, her şey en beklenmedik anda olur.

Çağlar da benim için öyleydi. Hayatımın en beklenmedik noktasında karşıma çıkmış ve tüm önyargılarımı yıkmıştı. Benim için çok şey ifade ediyordu. En başta kocamdı artık. Bunu söylemek ve kabullenmek hala garip geliyordu ama gerçek değişmeyecekti. Her geçen gün ona daha çok bağlandığımı ve onsuzluk düşüncesiyle tökezlediğimi biliyordum. Onu öpmenin yaşadığım en güzel duygu olduğunu ve sarılmanın aile kucağı gibi hissettirdiğini biliyordum. Kokusunda uyumayı ve elimi pürüzsüz teninde gezdirmeyi seviyordum.

Onu seviyordum. Kalbim çoktan ona teslim olmuştu.

Çıplak göğsünde elimi gezdirirken uyuyan yüzünü izliyordum. Gece o kadar yorgundum ki derin bir uykuya dalmıştım. Şuan tam anlamıyla dinlendiğimi hissediyordum. Yataktan kalkmadan önce yanağına hafif bir öpücük bıraktım. Hala uyumaya devam etmesiyle kocaman sırıttım.

Çağlar anında her sese uyanırdı, hayatının tehlikeli geçtiğini ve sürekli tetikte kalması gerektiğini biliyordum. Belki de güvende hissettiği için uyanmıyordu şuan. Bu düşünce beni daha çok gülümsetti.

Kalkıp işlerimi hallettikten sonra üzerimdeki mini elbiseyle şarkı söyleye söyleye kahvaltı hazırlamaya başladım. Yarım saat bitmeden masadaki son eksikleri tamamlıyordum. Arkamdan yaklaşan beden belimi sarıp sırtımı göğsüne çekti. Memnuniyetle ona sırnaştım ve omzumun gerisinden ona baktım.

Yanağımı öpüp geri çekildi. "Günaydın güzellik."

"Günaydın," dedim hafifçe sırıtarak. İçim mutluluk doluydu ve yüzümdeki gülümseme onunlayken dinmiyordu.

"Sen bize kahvaltı mı hazırladın," derken belimdeki eli karnımı gıdıklamaya başladı. Gülerek geri kaçmaya çalışırken kolları arasına hapsolmuştum. Benim gülüşüme karşılık gülüyordu. "Hamarat güzelim benim."

Elleri nihayet durduğunda bedenimi ona döndürüp ellerimi ensesine koydum. "Ne sandın bende daha ne cevherler var," dedim mırıltılı bir sesle.

Yaklaşıp dudağıma kısa ama etkili bir öpücük bıraktı. Bu ani öpüşleri kalbime indirebilirdi. İçimdeki bir ses daha fazlasını isterken bu isteği kovdum.

"Başlayalım mı artık? Çok acıktım." Başıyla onayladı ve benim sandalyemi geri çekti. Oturduğumda onun da çaprazıma oturmasını izledim.

İkimiz de yaptığım omleti yerken bugün ne yapacağımızı konuştuk. Çağlar yine kıyıya sürecekti ama bu sefer kimsenin olmadığı bir yerde olacaktık. Bu beni heyecanlandırsa bile belli etmedim. Onunla başbaşa kumlu kıyıda el ele yürümenin hayali bile güzeldi.

Kahvaltıda vişnelerle dolu bir kase vardı ve şuan Çağlara yedirmeye çalışıyordum. Elimdeki ekşi vişneyi dudağına yaklaştırırken "Aşkım yesene çok güzel," diyordum.

Dudaklarını aralayıp yerken yüzü anbean buruştu. "Ne kadar ekşi."

Gözlerim büyüdü, o bunu söylerken ağzımda üçlü attığım vişne vardı. "Neresi ekşi ya. Harika harika." Vişneyi övmekten vazgeçmeyecektim.

Bu halime dudaklarını bastırarak güldü ve kahvaltısına devam etti. İkimiz de yemeyi bitirince  birlikte toparladık. Çağlar beni kendisiyle birlikte dümene götürdü. Kıyıya sürmeye başladı ve bu esnada onun yanında oturup kafasını şişirdim.

BİRLİKTE +18Where stories live. Discover now