7

96.5K 2.2K 648
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm

Bölüm sınırı 100 oy 60 yorum

Satır arası yorumları unutmayınn

Bardan dışarı çıktığımızda ciğerlerime dolan temiz hava gözlerimi aralamamı sağlamıştı. Bunu fark eden Çağlar beni kucağından indirdi ve belimden tutarak arabaya yürümeme yardımcı oldu.

Hazal da benim gibi sarhoş olmuştu ama Atakan'ın kucağında masum bir bebek gibi uyuyordu. Bense Çağlar beni bardan çıkarana kadar zorluk çıkarmıştım ama sonrasında kucağına alması sonucunda sakinleşmiştim.

Başım dönünce öne doğru sendeledim, fakat belimdeki el buna razı olmayarak beni tuttu. Gelen araba dikkatimi çekerken Çağlar'ın sesini duydum,
"Yine gelirsiniz, hoşçakalın dikkatli gidin."

Atakan "Eyvallah," dedi ve ardından Furkan'ın da sendeleyerek o arabanın arka koltuğuna gittiğini gördüm.

"Gidiyorlar mı?" diye mırıldandım Çağlara. Bana döndüğünde duyduğunu anladım. İçtiğim viskinin bu kadar çarpması beklenmedikti.

"Evet fıstık gidiyorlar. Daha iyi misin?" Sorusuna cevap verecek gücü kendimde bulamazken anlık bir enerjiyle onlara el salladım.

"Hoşçakalın," diye yüksek sesle bağırınca bakışlar bana döndü. Ben bu duruma gülerken Çağlar burnundan nefes vermişti.

"Ne dedim sanki ya?" diye ona baktım kısık gözlerle. Yaşarmış gözlerimle görüntüsünü seçmeye çalıştım.

Çağlar'la hala onun arabasının bir kaç metre uzağında duruyorduk. Ona döndüm ve fısıldadım, "Başım dönüyor."

"O kadar içersen döner tabii," diye homurdandı. "Ağır olandan vermişler."

Yere baktığımda gördüğüm iki yıldıza gülümsedim hafifçe, "Çağlar bak yıldızlar el ele yürüyor," dediğimde endişeli bir hâle büründü.

"Orada yıldız falan yürümüyor?" dedi sorgularcasına. Yüzüm düştü, ama oradalardı işte ben kör değildim.

"Sen bana inanmıyor musun, bak işte oradalar," dedim ve elimle yerdeki bir noktayı gösterdim. Sakin bir nefes çekti içine, çenemden hafifçe tutarak gözlerimin gökyüzüne çevrilmesini sağladı. "Bak, yıldızlar orada," diye mırıldandı narince.

Hayranlıkla gözlerimi kırpıştırdım, ne kadar güzellerdi.

"Çok güzeller," dediğimde "Çok güzelsin," diye fısıldadı sessizce.

Sırıttım, "Güzel miyim cidden?" diye sordum.

Cevap vermedi, ben de tekrardan gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Ellerimi uzattım yıldızlara ve mırıldandım, "Onlara dokunmak istiyorum."

Hafifçe güldü, "Sanırım bu imkansız Hira."

"İmkansızlıklar neden var hayatımda?" diye sorarken aynı zamanda göğsüne çenemi yaslamış ona bakıyordum.

"Neden böyle düşünüyorsun?" dediğinde anında cevabımı verdim.

"Çünkü yıldızlara dokunamıyorum, uzaklara gidemiyorum," dedim ve sessizce devamını getirdim. "Sana karşı istemsizce çekiliyorum ve buna engel olamıyorum."

Ağlamaklı bir ifadeye büründüm. "Neden bu kadar yumuşak davranıyorsun sanki? Kafamı karıştırıyorsun."

Bir şey demedi ama yüz ifadesi mümkünmüş gibi daha da yumuşadı. Bu şefkat kalbime dokunuyordu artık, böyle hissettirmemeliydi.

"Hadi gel bebeğim," diyerek beni arabanın ön koltuğuna oturttu. Gecenin sonunda yine ikimiz baş başaydık.

Çağlar da oturup arabayı çalıştırdığında çoktan barın önünden ayrılmıştık. Sırtımı koltuğa yasladım ve ayaklarımı da hafifçe kendime çektim.

BİRLİKTE +18Where stories live. Discover now