2. Bölüm -Ezilmeye Başlamak-

164K 7.1K 2.9K
                                    

Hayatımda gördüğüm herkesin dönüm noktası vardı. Kimiler hayatını daha iyiye ilerleterek buluyordu, kimileride kendini keşfederek buluyordu.

Bazıları kötülüklerinden vazgeçerek, bazılarıda iyilikten vazgeçip iç sesini dinleyerek buluyordu. Ben ise dönüm noktamı herkesten her şeyden farklı adının bile farklı olacağı ölüm noktam olarak bulmuştum.

Yavaşça yataktan kalkarak babamın yüzüne dahi bakmadan aynanın karşısına geçtim. Üzerimdeki parçalamak istediğim gelinliğe bakıp az önce babamla konuşmamızın ardından göz yaşlarımı silmiş ve aynada yüzümü gözümü temizleyerek babama döndüm.

Konuşmadan kolunu dirseğinden kırdığında koluna girip ayağıma dolaşan gelinliğin önünü biraz havaya kaldırdım. Yüzümdeki kırmızı örtüden gördüğüm kadarıyla ilerlerken odamdan çıkarak merdivenlerin başına geldik.

Nefesimin daraldığını hissediyordum.

Bakışlarımı aşağıdaki düğün alayına çevirdiğimde burnumun sızladığını hissettim. Çok kalabalıktı, herkes mutsuzluğuma ortak olmaya gelmişti haberleri olmadan.

Gözlerimi tek tek aşağıdaki yüzlerde gezdirdim.

Saniye Hanım, yüzündeki gerçek gülümsemeyle yanındaki kadınlarla konuşuyor şeytan gözlerini üzerime getirip duruyordu. Hemen yanındaki Fuat abiye baktım, göğsünü gere gere etraftakilere boy gösteriyordu, beni bu evliliğe itenlerden biri değilmiş gibi. Gözlerim Fatih abiye kaydı, sevdiğini almanın mutluluğu ve bir o kadarda hayatımı mahvetmenin mutsuzluğuyla duruyordu tebessümüyle.

Gözlerim etrafta dolandı, ama abime rastlamadı. Benim kanımın canımın burda olmayışı hüznüme hüzün katıyordu. Kim bilir ne yapmışlardı ona diyecekken kalabalığın en arkasında divanda oturarak sigara içen saçlarını elinin arasına alıp çekiştiren adama kaydı.

Beni koruyamadığı için kendini kahrediyordu. Belkide sırf benim başım yanmasın diye zamanında kendi aşkından vazgeçmişken benim için bu fedakarlığı kimsenin yapmayışı yakıyordu canını.

Zamanında abimin yine bizim düşman bildiğimiz bir ailenin kızına sevdası yayılmıştı tüm şehre.  Dillerden dillere dolanmıştı ama bunun sonunda kan akar ya da karşılık alırız dedikleri için vazgeçmiş ve herkesin içine gömülmüştü bu aşk.

Merdivenlerden ağır adımlarla inerken karşı aşirettin Ağasına baktım oğlu gelemeyeceği için kendisi ve kardeşleri gelmişti arkası sırada bir aşiret.

Merdivenleri inmeyi bıraktığımda abimin gözlerinin benden tarafa dönmemesi yakıyordu içimi. Kimseyi, olacakları dahi umursamadan babamın kolundan çıkarak kalabalık arasında abime doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Babamın arkamdan adımı seslenişini bile umursamadan...

Önüne diz çöktüğüm adamın içli nefes alışını duyduğumda başımdaki kırmızı tül bezi açıp gözlerimi gözlerine çevirdim o anda gördüğüm kırmızı, kan inen gözler ve çökmüş göz altları bir asır acı yüklemişti omuzlarıma.

"Özür dilerim." dediğine ağlamamak için kollarımı boynuna doladım anında belimi kavrayarak ayağa kaldırdı sımsıkı kendine çekmişti. Burnunu boynuma girdirip derin derin solurken bir yandanda saçlarımı okşuyordu.

Uzun sarılışımızı kolumdan çeken kişi sonlandırırken öfkeli gözlerle ona döndüm.

"Bana yalvaracaksın." dişlerimin arasından Saniye Hanım'a sertçe konuştuğumda bana gülümseyip kolumu daha çok sıktı.

"Bana yalvaracaksın duydun mu?!" sert sesimi kısık tutmuştum ama bu bağırmaktan daha çok canını yakardı insanın.

Kolumdan ittirerek ileriye attığında babamın yanına yürüdüm. "Sana hakkım helal değil." gözlerinin içine baka baka yine kimseye sesimi duyurmadan konuştuğumda derdimin rezillik çıkarmanın olmadığını sadece ona gönül dargınlığım olmasını bilmesini istememdi.

BERDELWhere stories live. Discover now