41. Bölüm -Oyun-

67.6K 4.8K 425
                                    

Bunca yıl kendimi herkesten eksik gördüğüm zamanlar olmuştu, her zaman bana değen o küçümseyici bakışlar, kimseye yetemeyeceğimi düşünmek insanın en savunmasız haliydi.

Aziz bana kendini eksik gördüğünü, aciz olduğunu söylüyordu ama bilmiyordu ki benim içimdeki duyguları, kimseye çıkaramadığım sesimi. Bir gün ona istediği hayalleri yaşatamayacağım için bendeki olan yükü ama hepsi ne kadar sinirlensemde kızların yaptığı ile üzerimden kalkmış gibiydi.

Stres ile salladığım dizimi durdurup ayağa kalktım, sıkıntıdan ve gerginlikten patlamak üzereyken sıramın gelmesini geliyordum.

Dün olanlardan sonra gece eve gelmiştik ve sabahın erken saatlerinde kalkıp Ceren ile hastaneye gelmiştik. Ceren'in gelmesi şu an bana en büyük desteği veriyordu.

"Sakin ol Suna."

"Olamıyorum Ceren. Yani imkansız bu ben kısırım." omuzlarımı düşürdüğümde yeniden yanına oturup bakışlarımı kalabalıklaşmaya başlayan koridora çevirdim, ilk üçüncü sıradaydım ve bu dahada gerilmeme neden oluyordu.

Aziz'e dün hiçbir şey çaktırmamış ve bugün buraya geleceğimizi söylememiştim. Aslında ondan gizlememem gerekiyordu ama eğer hamile değilsem onunda hevesini havada bırakmak istemiyordum.

İçerideki hemşirenin çıkmasıyla bir kadının adını seslendiğinde belli olan karnını tutarak içeriye giren kadına baktım. Yarım saat önce istedikleri tahlilleri vermiştim ama o anda doktor olmadığı için durumumu dile getirememiştim.

On dakikaya yakın sürede ikinci sıradaki kadında girdiğinde yanımdaki boş yere oturan kadına döndüm, doğumuna az kaldığı sürekli çektiği sancıdan ve şişmiş karnından belliydi.

"İyi misiniz?" kadının acılı tıslamalarına daha fazla dayanamadan ona dönerek konuştuğunda olduğu yerde ufak ufak kıvranıyor dudaklarını acıyı azaltmak adına dişlerinin arasında eziyordu.

"İyiyim, sancım çok var." hem iyi olduğunu hemde acı çektiğini tek cümlede duyduğumda bakışlarımı biraz daha koridorda tutamadan ona döndüm.

"Bu normal mi? Yoksa problem mi var?" endişeli sesim ile tıslarcasına güldüğünde bende gerginlikle ona uyum sağlamak adına gülümsedim.

"Son haftamdayım, bu da son kontrolüm sancım olması doğal. Sanırım daha önce çocuğunuz olmadı." elini karnının üzerinde gezdirirken hiçte normal olmayan kadının alnından akan tere baktım, stresten onun yerine şimdi ben doğuracaktım.

Konuşmadan sadece kafamı sallarken elindeki fişten sırasına baktığımda on yedinci sırada olması ona kendi sıramı veremeyeceğim anlamına geliyordu, arada kalanlara saygısızlık olacağı için sadece susarak önüme döndüm.

"Suna Ahkanoğlu!" kapından çıkan kadın elindeki kağıtlarla giderken arkasından bağıran hemşire ile ayağa kalktığımda çantamı ve telefonumu Ceren'e bırakarak içeriye girdim, soy adımdan dolayı koridorda fısıldamalar ve garip bakışmalar başlamıştı.

Hemşirenin yönlendirmesi ile yan odaya kapıyı çalarak yavaşça girdiğimde gözleri bilgisayarında olan kadın tebessüm ile bana döndü.

"Kimliğinizi alabilir miyim?" kimliği uzatıp sandalyeye yerleştiğimde tahlillere bakıyordu anlaşılan ama ondan önce lafa girdim.

"Ben kısırım, ama testte hamile olduğum çıkıyor." direkt girdiğim konu ile kadın erkandaki bakışlarını kaşlarını çatarak bana çevirdiğinde dudaklarımı yalayıp yutkundum.

"Anlamadım?"

"Ben birkaç yıl önce ağrılı bir sancı ile hastaneye gittiğimde kısır olduğumu öğrendim, bana çocuğumun hiçbir zaman olamayacağını söylediler. Ama yeni evlendim ve daha bir buçuk hafta önce ilk ilişkim oldu, testin yanlış olduğunu düşündüğüm için ve emin olmak adına geldim."

BERDELWhere stories live. Discover now