39. Bölüm -Kötüden İyiye Güzel Anlar-

77.7K 4.3K 515
                                    

"Suna hadi güzelim." çoktan arka arkaya dizilmiş ve en önde bizim çıkmamızı bekleyen arabalara bakınırken gözlerimi Aziz'e çevirdim.

"Aziz bu arabaya binmesek?" kaşlarını çatıp benden uzaklaşmış adam iki adımda yanıma geldiğinde aklıma doluşan düşüncelerden sıyrılmaya çabaladım.

Az önce yaşıyormuscasına Aziz'le bir ölümümü görmüştüm. Arabanın frenleri tutmuyordu, uçurumdan uçuyorduk ve sonrası yoktu. Aziz'in yalvarışları dahi hâlâ kulaklarımda çınlıyordu.

"Neden?"

"Kötü hissediyorum Aziz, başka arabayla gidelim hatta bu araba burda kalsın." elini tutup yalvarırcasına kurduğum cümlelerle bir kolunu belime doladığında kafamı iki yana sallamaya devam edip akmasına engel olamadığım göz yaşımı sildim.

"Lütfen Aziz." yalvaran gözlerimi gözlerine çıkardığımda bir süre daha çatık kaşlarla bakıp arkasındaki bizim arabayla binmemizi bekleyen kalabalığa, Şiyan Ağa'ya döndü.

"Gelin arabasında arıza varmış Ağa'm, başka arabaya bineceğiz." adamın ne sorunu varsa baktıralım laflarına Aziz kibar dille uğraşmaya değmez diye dile getirip elimi sıkıca tutarak yanımıza gelen abime çevirdi bakışlarını.

Gelin arabasından çantamı alırken torpido gözünü gerginlikle açmıştım, ama ne bir kağıt ne de not vardı. Yinede binmek istemeyerek durumu etraftakilere yayıp Karan abimin arabasına doğru ilerledik.

Arabaya binmeden abime frenlerin tutup tutmadığına baktırmıştım ve hiçbir sorun olmayışı içime bir nebzede olsa su serpmişti. Arka koltuğa Aziz'in yardımı ile yerleşirken onlarında binmesiyle bir abim kornaya son güç bastırırken omuzumu hareket eden araçla bir Aziz'in omuzuna yaslayıp kollarımı beline doladım.

"Anlat bakalım." yorgunluktan kapanan gözlerimi kulağıma doğru hafif bir ses tonu ile konuştuğunda açıp burnumu boynuna sürttüm. Büyük ihtimal sürekli ortaya çıkan olaylar ve o gün o adamın bana selam iletmesinin hepsi ayak üstü bir anda dolan düşüncelerime yansımıştı.

"Stresten kötü şeyler düşündüm." onun ses tonuna göre daha düşük tuttuğum sesimle çenesini alnıma bastırdığında toprak yoldan çıkmamızla bakışlarımı az önce kâbusu yaşadığım yola sonrada abime çevirdim.

"Abi yavaş gidelim, hızlanma." garip bakışlarının üzerime dönmesiyle burnumun içi yandığında huzur bulduğum adamın göğsüne daha çok sinip gözlerimi kapattım. Daha sonra Aziz koltukta en sona giderken benide dizlerine yatırmıştı.

Bu anı seviyordum, tedaviye gittiğimiz günde aynısını yapmıştık elimi sımsıkı tüm korkularımı almak adına tutup saçlarımı okşuyordu.

Cayır cayır yandığım gelinliğin içinde belimdeki kemer rahatsız ederken kalkıp Şiyan Ağa'nın taktığı ince altın kemeri çıkararak nereye koyacağımı bilmeden bakınırken Aziz elimden alıp Ömer'e vermişti.

Rahatlamanın vermediği huzuru yeniden bacakları üzerine yatıp ellerini sımsıkı tuttuğum adam verirken ardı arkası kesilmeyen esneyişlerimin arasında acıyan gözlerimi zorlukla kapattım.

Bu yolda Aziz ile bağıra çağıra şarkı söyleyerek gidiyorduk, bu güzel anlarımı kaydetmek adına telefonumu alacakken gördüğüm not, Aziz'in çatılan kaşları, frene sert basışları, uçurum...

Nefes nefese gözlerimi açmamla bir davul sesleri kulaklarıma doluştuğunda endişeli gözlerle bana bakan Aziz'e döndüm.

"Geldik güzelim konağa." kafamı çevirip arabanın dışına doluşanlara baktığımda Ömer'in kemeri uzatmasıyla dalgınlıktan ne yapacağımı bilmezken Aziz aldı ve ellerini iki yandan belimin etrafından geçirerek kemeri belime oturttuğunda elini yanağıma atıp baş parmağı ile emin olmak adına okşadı.

BERDELWhere stories live. Discover now