Karma

2.8K 151 114
                                    

Bu bölümün yorum sınırı 100. Boş yorumlar, emojiler geçersizdir. Keyifli okumalarss.. ______________________________________

Pardon??

"Ne diyorsun lan sen?" Ben bu herifi öldürürüm he!

Gülüşü saçma bir şekilde daha çok büyürken "İyi ki prenses dedik!" diye ima yaptı zevzek. "Böyle konuşmak yakışıyor mu sana?"

"Yakışıyor!" dedim öfkeyle. "Bana her şey yakışıyor.. Ama en çok Atakan."

"Atakan?"

"Sevgilim!" dedim hem sinirli hem de şımarık bir tavırla. "Hadi ikile.."

Sonra gitmek için önüme döndüm ama "Demek öyle.." dedi arkamdan. "Bence Alper ismi çok daha fazla yakışırdı adının yanına.. Ama sen bilirsin."

Demek Alper'di ismi.. Hadsize bak bir de adını benim adımın yanına koyuyordu! Ben de dayanamadım, geri döndüm. Sonra arabasına yaklaşıp tüm gücümle tekme attım "son model" arabasına.

"Siktir git!"

Ve doğruca yoluma baktım tekrar.. Sanırım arkamdan biraz söylendi ama, umursamadım tabiki. Gerizekalı mıdır nedir?! Zaten ödüm kopuyordu Atakan'la olan ilişkime bir zarar gelecek diye, bir de bu çıkmıştı başıma.. Vallahi yıldım ya!

Kendi kendime küfür mırıldanarak markete vardığımda biraz kahvaltılık, bir de bir kaç poşet sebze alıp tekrar eve döndüm hızlıca. Neyseki dönüş yolunda bir şey olmamıştı. Doğruca bizim kata çıktım.

Eve vardığımda Sinem çay demlemiş, var olan malzemelerle bir şeyler hazırlamıştı bile. Ben gelince elimdeki poşetleri alıp iki de yumurta kırdı bizim için. Kendisi pek sevmezdi ama Elçin'le benim sevdiğimizi biliyordu, hiç sorgusuz yapıyordu bu yüzden.

Elçin de elini yüzünü yıkamış, biraz daha kendine gelmişti şimdi. Sandalyesinde boş boş oturup Sinem'in hazırladığı şeyleri izliyordu. Ve, neden bilmem ama, sanki biraz tereddütle bakıyordu bana. Sebebini anlamamıştım.

Kahvaltı etmeye başladığımızda onlara az önce aşağıda yaşadıklarımı, alt komşuyu gördüğümü falan anlattım. "O gerizekalıdan uzak durun." dedim özellikle belirterek. "Sapık gibi bir şey.."

Ama bana katılmayıp "Bence sapık değil de, seninle ilgileniyor gibi." dedi Elçin. "Bize o şekilde davranacağını düşünmem."

"Neyse ne!" dedim hiç umursamadan. "Siz yine de uzak durun.. Arkadaş falan da olmayın sakın! O herifi çevremde istemiyorum." Sonra kendi kendime dudak büzdüm. "İyice moralimi bozdu beyinsiz.. Zaten Atakan'la aram bozuk!"

Neden bilmiyorum ama yerinde huzursuzca kıpırdanıp "Yok yok! Değildir.." dedi Elçin. "Niye bozuk olsun aranız..? Sen yanlış anlamışsındır."

Ona çatık kaşlarımla baktım çünkü bu durumu dün açıklamıştım zaten. Şuan boş konuşuyordu.

"Ne saçmalıyorsun Allah için? Daha dün anlattım sana olanları.."

Çatalını önündeki tabakta duran zeytinlerden birine batırırken gözlerini benden kaçırdı. "Yanlış anlamışsındır.. Boşver bence."

Yok yok.. Bunun tavırları normal değildi. Arkama yaslanırken şüpheyle baktım yüzüne. "Sen bir şey mi saklıyorsun benden?"

Bana bakmadan omuz silkti ama bu Sinem'in de tuhafına gitmiş olmalı ki "Elçin.." dedi merakla. "Cidden ne bu halin?"

Evet bir şey saklıyordu çünkü tereddütle baktı bu sefer ikimize de. Sanki çekiniyor gibiydi.. "Söyliyim ama.." dediğinde korkuyordu resmen konuşmaktan. "..çok sinirlenme Melis, tamam mı?"

Kış Güneşi (+18) {Yaz Yağmuru İkinci Kitap} Where stories live. Discover now