Herkesin Bir Sınırı Var..

859 79 17
                                    

______________________________________

~Beren'in anlatımıyla~

Bütün gece bir sağa, bir sola dönerek huzursuzca kıpırdanıp hayatımın en kötü uykularından birini çekmiştim ve bunun sebebi tuhaf bir şekilde Alaz'dı.. Aslında, onunla beraber uyuduğum gecelerde her zaman çok rahattım ama bu gece değil.. Babam onu öğrendiğinden beri ilk kez beraber yatma fırsatımız olmuştu ve korkudan ona sarılamamıştım bile.. Öyle tedirgindim ki yatarken.. Sanki her an babam odaya girip bana kızacakmış gibi hissediyordum.

Halbuki babam burada bile değildi..

Yine de kurtulamıyordum bu düşünceden.. Babamın bana söylediği şeyler.. Özellikle.. Özellikle "Orospu" demesi.. Bu atlatabileceğim bir şey değildi.

Bir insan kızına böyle bir şeyi nasıl söylerdi ki?

Bana kızması, bağırıp çağırması bir yana.. Bu kelime fazlasıyla acıtıyordu kalbimi. Sırf bu yüzden uyurken Alaz'a sarılmaya bile çekiniyordum. Ara ara, acaba babam haklı mı diye düşünmeden edemiyordum..

Ama değildi. Evet belki yaşım küçüktü biraz ama, ben ahlaksızca bir şey yapmamıştım. Kimsenin hakkına girmemiştim.. Kimsenin canına ya da malına zarar vermemiştim. 10 kişiyle birden yatmamıştım.. Benim tek suçum sevdiğim adamla birlikte olmaktı, onu da babam bilmiyordu zaten. Daha bilmeden ileri geri konuşuyordu hakkımda. Belki haberi olsa, öyle kızsa bana.. En azından canım bu kadar yanmazdı.

Sabaha kadar bu düşüncelerle boğuşarak kendime eziyet ettikten sonra ağır ağır doğruldum yattığım yerden. Saat henüz sabahın sekiziydi ama babam eve erken dönmem şartıyla Elçin'lerde kalmama izin verdiği için bir an önce yola koyulmam gerekiyordu..

Yine de hazırlanmadan önce bir süre Alaz'ın uykusundaki tatlı halini izledim gülümseyerek..

Sanki onu izlediğimi fark etmiş gibi yavaşça kıpırdadı yattığı yerde. Ardından gözlerini ağır ağır aralayarak bana baktı.

"Günaydın.."

"Günaydın.." dedim hafif bir tebessümle. Keşke sonsuza kadar burada, onunla kalabilseydim ama bir daha aylar sonra falan görüşebilirdik herhalde..

Alaz yattığı yerden mırıldanarak bana doğru dönerken "Saat kaç?" dedi uykulu sesiyle.

"Sekiz.." diye fısıldadım. "Çok erken daha.. Uyu sen."

"Sen?" diye karşılık verdi soru sorar gibi. O kadar uykuluydu ki bana tek gözüyle yarım yamalak bakıyordu.

Bu halini tatlı bulsam da ondan uzak kalacak olmanın burukluğuyla zoraki gülümsedim.

"Benim eve dönmem gerek.. Babam erken gel dedi.."

Önce "Sebep?" dedi bu söylediğime. Ardından babamın tuhaf biri olduğunu hatırlamış olacak ki anlayışla iç çekti. "Seni bırakayım mı durağa kadar?"

"Hayır.." dedim direkt olarak. "Giderim ben, merak etme.."

Evin içindeyken bile deli gibi korkuyordum zaten.. Bir de onunla beraber dışarıda yürüyemezdim!

Alaz bana buruk bir şekilde kafa sallarken ben de yavaşça kalktım yataktan. Onu uzun bir süre göremeyeceğimin bilincinde olarak huzursuzca hazırlanmaya başladım..

Ardından o hiç sevmediğim veda vakti geldi maalesef.. Alaz'ın beni bekleyen kollarının arasına girip iç çekerek göğsüne yaslandım.

"Siz ne zaman gideceksiniz?"

Kollarını vücuduma dolayıp saçlarıma bir kaç tane öpücük bıraktıktan sonra "Bu akşam.." diye cevap verdi soruma. "Dört gibi kalkıyor otobüs.."

Kış Güneşi (+18) {Yaz Yağmuru İkinci Kitap} Where stories live. Discover now