Her Fırtınanın Bir De Yağmuru Var..

1.1K 93 19
                                    

______________________________________

"Tam olarak ne yaparak güvenini kırıyorum Arda?"

Bu soruyu bir tık daha kendime güvenerek sormayı çok isterdim aslında.. Biraz daha sinirli görünmek, sesime daha meydan okuyan bir tını eklemek.. Ama sesim oldukça cılız ve acıklı çıkmıştı bunun yerine. Kırıldığımı çok fazla yansıtmıştım.

Arda'nın gözleri benim sorum karşısında hafifçe kısıldı. Bir süre sustu ve yüzüme baktı sadece.. Sanki söylemek istediği bir şeyler vardı ama kendini tutuyordu.

"Konuşsana.." dedim beklentiyle. Ben şimdi ne yapmıştım onun güvenini kıracak?

Derin bir iç çekti ve bakışlarını kaçırdı gözlerimden. "Siz kadınlar.." dediğinde cümlesini bile isteye yarım bıraktı ve bir süre doğru kelimeyi aradı. "Çok..tuhafsınız, biliyor musun?"

"Öyle mi?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Kelimelerimde agresif bir sertlik var gibi görünse de ses tonum bütün konuşmalarımı masum kılıyordu. "Nedenmiş o?"

"Çünkü az önce yaptığını ben yapsaydım bana günlerce trip atardın Elçin!" dedi Arda. Sesini yükseltmişti ama bağırmıyordu da..

Yerimden kalkıp ona doğru bir kaç adım atarken söylediklerini anlamıyormuşum gibi kafamı iki yana salladım.

"Ne yapmışım ben..? Seni aldatmışım gibi konuşmasana!"

"Aynı şey biliyor musun?" dedi Arda dişlerini sıkarak. Gözlerindeki sahiplenici parıltı siniriyle çatışıyordu. "Eğer piçin biri sana yavşıyorsa ve sen bunu bana söylemiyorsan, bunun aldatmaktan hiçbir farkı olmaz!"

Aramızdaki mesafeyi kapatacak kadar ona yaklaştıktan sonra kendimden emin görünmeye çalışarak kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Ben söylemem demedim bir kere!"

"Söylerim de demedin.." dedi Arda tepkisizce. Bakışlarını gözlerime odaklamıştı.

"Çünkü.." dedim ve bu saçma konuşmanın kapanmasını isteyerek yüzümü onun yüzüne yaklaştırdım. "Aramızın bozulmasını istemem, anlıyor musun? Zaten öyle bir durum yok. Ama olsaydı.. Ne yapardım bilmiyorum. Senden bir şey saklamak istediğim için değil, boşu boşuna sinirlenme diye. Ne olacak öğrendiğinde, söylesene!"

Gözleri intikam arzusuyla kısıldı..

"O piçi çıktığı yere geri sokarım!"

"Al işte!" dedim dudaklarına daha çok yaklaşarak. "Gerek yok, anlıyor musun? Aptalın biri yüzünden sevgilimin gerilmesini, hatta delirmesini istemem."

Bir anlığına bakışları dudaklarıma kaydı.. "Yine de söyleyeceksin." dediğinde sesi tartışmaya yer bırakmıyordu ama bastırmaya uğraştığı arzuyu da fark etmiştim.

Dudaklarına doğru narin bir çektim.. Onu daha fazla germeye niyetim yoktu. "Tamam.. Söylerim."

"Söyleyeceksin." dedi tekrar. Bakışları hala dudaklarımda oyalanıyordu. Cevabımı mı duymadı, yoksa emin olmaya mı çalışıyordu bilmiyorum ama "Söylerim.." dedim yeniden. Burnum yavaşça onun burnuna sürtünürken gözlerimi kapattım. "Söz veriyorum, tamam mı?"

Arda'nın dudaklarını nihayet dudaklarımda hissettiğimde hafifçe gülümsedim. Öpüşüne karşılık verirken titrek bir nefes kaçtı dudaklarımdan. Geri çekilip gözlerimi açtığımda bakışlarının hala sert olduğunu gördüm, ama arzusu inkar edilemezdi.

Bana bu kadar çabuk kapılmak, sinirini hemen bir kenara bırakıp yumuşak tarafını göstermek istemediğini biliyordum ama dayanamıyordu işte. Belimi tutup vücudumu kendininkine çekerken "Bir daha böyle konuşma tamam mı?" dedi boğuk bir sesle. "Aramızda gizli saklı şeyler olmasını istemiyorum."

Kış Güneşi (+18) {Yaz Yağmuru İkinci Kitap} Where stories live. Discover now