~28.Bölüm~

4.4K 290 97
                                    

Durdum ve sırtımı silmesini bekledim. Yavaşça elini sırtımda gezdirdi. Şurda annem olsa sırtımı çıkararak silerdi. Kuzey ise sanki her an kırılacak mışım gibi narince siliyordu.

Hemen ondan tarafa döndüm. Aniden dönmemle eli havada kalmıştı.

:Teşekkür ederim gerek yoktu.

:Bence gerek vardı.

Evet vardı ama onun silmesine gerek yoktu.

:Senin silmene gerek yoktu.

Sinirlendiğini hissediyordum. Ama onun kadar bende sinirliydim. Şu 3 günde çekmediğim bok kalmamıştı.

:Bir kez olsun beni dinlemeni isterdim. Ama sen her zaman bildiğini okuyorsun. Bana istediğin kadar bağır ama gerçekten Bade'nin teklifini kabul edileceğimi düşündüysen benim daha söyleyebilecek sözüm yok.

Son sözleri ağır gelmişti. Tamam biraz haklı olabilirdi ama bunu gelip benimle konuşsaydı. Ne diye o Bade'nin yanına gidiyordu? Belki biraz fazla tepki vermiştim anın şokuyla. Ama bu benim kırgınlığı mı geçiremezdi...

:Kuzey sonra konuşalım olur mu?

:Sonra mı konuşalım? Işıl şuan bile bir şey olup hayatımı kaybedebilirim! Sen hala sonra diyorsun! Öldükten sonra istediğin kadar dinle Işıl!

Lan ne ölmesi Allah korusun mal!

Arkasını dönüp gidiyor ki kolundan tuttum. Heh karma götüne girdimi Işıl! Kuzey bana döndü.

:Tamam sonra konuşmayalım. Gel şimdi konuşalım.

Bakışları yumuşadı. İyi bari birazda olsa siniri geçmisti.

:Gel sınıfa çıkalım.

Elimi tutmak için uzandı ama geri çektim. Bir şey konuşmadan onunla yakın olmak istemiyordum. Elini yumruk yapıp ilerlemeye başladı. Bende tıpış tıpış arkasından gittim. Sınıfın kapısının önüne gelince içeri girmem için elini uzattı. Hemen girdim. Oda arkamdan girdi ve kapıyı kilitledi.

:Kapıyı niye kilitliyorsun?

:Kim bilir belki yine anlaşma yaparız.

:Yok yapmayız.

:Bak Işıl.

:Anlat Kuzey anlat.

:Gerçekten o teklifi kabul edeceğimimi düşündün? Bir kere olsun bağırıp çağırmadan beni dinleyemez misin!

:Kabul etmeyeceğini nerden bilebilirdim!

:Işıl şunu anla benim hayatımda senden başka kimse olmıycak!

:O zaman niye gidip Bade'ye diyorsun da bana demiyorsun?!

:Sana desem kabuk eder miydin!

Hayır etmezdim ama bunlar olmazdı! 

:En azından şuan bu durumda olmazdık!

:Sen beni dinleme gereksiniminde bulunsaydında olmazdık Işıl.

:Kendi suçunu bana atamazsın!

:Sana suç falan atmıyorum!

Daha fazla konuşursak ikimizinde kalbi daha çok kırılacaktı.

:Çık önümden!

:Hiç bir yere gidemezsin hanfendi!

:Sanamı sorucam!

:Evet!

:Aç şu kapıyı!

:Şu sınıftan barışana kadar çıkmıyoruz!

:Ne diyorsun sen be!

:Dediğimi duydun. Benimle barışana kadar bu boktan sınıftan falan çıkarmıyorum seni!

Kafayı yedi galiba manyak!

:Kuzey saçmalama aç şu kapayı!

:O zaman benimle barış!

:Siktirgit Kuzey!

:Kapı kilitli gidemem.

:Ya dalga mı geçiyorsun! Aç şu kapıyı! Şimdi hocalar gelicek görücen ebesininkini!

:Okul benim Işıl.

Hay okul senin götüne girsin Kuzey!

:Okul senin...

:Çok büyük o kadar giremez.

Ya çocuk bildiğin dalga geçiyor benimle!

:Sen beni sınıftan çıkarmıyorsun demek!

:Evet barış o zaman çıkabilirsin.

Sen kaşındın lan.

:Peki sen kaşındın!

Koşarak kapıya tekme attım. Ayağım çok pis acımıştı. Bağırmamı engellemek istedim ama olmadı hemen çığlık attım. Bu acı çok daha fazlaydı! Ayağımı mı kırdım lan ben!

:Kızım ne yapıyorsun sen! İyi misin!

Kuzey koşarak yanıma geldi. Yere düşmüş öylece ayağımı tutuyordum. Ama asla hareket ettiremiyordum.

:Bu kapı niye bu kadar sert!

:Demirden çünkü!

:Kuzeyy ayağım acıyorrr okulu şikayet edicemm demirden kapımı olur lann! Para saklıyorlar sankiii!

:Ne diyecen kapıya tekme attım. Bu yüzden ayağım kırıldı. Kapı demirden olduğu için şikayetçiyim mi dicenn!

:Yaa ayağım acıyorrr gerizekalı! İnsan biraz insaflı olur vicdansızın oğlu!

:Off Işıl bir kerede başına bela almaa beee!

:Kuzeyy çok acıyorrr!

:Kıyamam ben sana gel buraya.

:Nereyeee!

:Kucağıma.

Hemen kollarımı boynuna doladım. Valla acıdan gebericektim. Kollarını bacaklarıma yavaşça atıp ayağa kalktı anlık sarsıntıyla canım çok yanmıştı.

:Aaa acıdııı!

:Ya bebeğim ne yapayım ağır çekimde mi kalkayım?

:Ama çok acıyor Kuzeyy!

Saçlarıma öpücük kondurdu. Allah'ım şu ayağımın kırılması iyimi oldu ne? Ama çok acıyor.

:Niye tekme atıyorsun ki?

:Senin yüzündennn!

:Hee ben sana git tekme at dedim zaten!

:Sus Kuzey canım acıyor!

:Gel gidiyoruz.

:Nereye?

:Hastaneye!

:Ama izin vermezlerse?

:Işıl yavrum sana daha kaç kere diyeceğim? Okul benim.

Kuzeyin boynuna kollarımı daha sıkı doladım.

:O zaman beni götür burdan.

:Hastaneden sonra evime mi gelsen?

Çapkın bir gülüş vardı suratında.

:Sapıklaşma Kuzey.

:Dur sen Işıl hanım daha ne sapıklaşıcam sana.

~WELCOME TO KOLEJ~Where stories live. Discover now