Bölüm 30

8.6K 956 318
                                    

Bütün gün yatakta kendi kendimi düşüncelerle yiyerek beklemiştim. İki kere yemek bırakmak için biri gelmişti ancak Azelya'nın ruhunun bağlandığı adam gelmemişti. İsmini bilmiyordum. O gün zincirleri göstererek yardım etmesini ima etmiştim. Anlamış gibi başını sallamıştı ancak bir daha gelmemişti. Belki de fark edilmişti ve öldürülmüştü.

Yine belki de biri benim yüzümden zarar görmüştü.

Gün içinde bir kere lavoba için odadan zincirlerimle çıkarılmıştım. Ancak dışarda olduğum süre zarfında başka birini hiç görmemiştim.

Şu an ise yatağımda uzanmış tavana bakıyordum. Burada yapabileceğim tek şey kestleri izlemekti sanırım. Leon'un öfkeyle odadan çıkması ve Corentin'i öldüreceğini söylemesi aklımda dönüp duruyordu.

Corentin Fiona ile araları bozuktu ve tahminimce tek başınaydı. Ona zarar vermek Leon için çok kolay olurdu. Corentine burada tutsakken nasıl yardım edebilirdim ki!? Kendimi kurtaramazsam kimseye yardım falan edemezdim. Kesitlerimde Azrail'i görmeyi umut ediyordum. Böylece beni görebilirdi. Ona Kate'in aleminden getirilen bir şeyler gizlendiğimizi söyleyebilirdim. Ne olduğunu o bulabilirdi. Yine de onu göremeyecek gibi hissediyordum.

Ben tüm gün bomboş düşüncelerle çırpınırken bugün hangi özelin dirildiğini bilmiyordum. Geriye Rory, Declan, Markus ve Javed kalmıştı. Markus ve Javed okyanus özeli olduğu için onlar değildi. Ya Rory ya da Declan dirilecek olmalıydı. Düşman özeller olmadıklarını biliyordum. İki gün daha rahat olabilirdik ancak üçüncü gün okyanus tehlikeye girecekti. Ben buraya getirilirken Egeria okyanustaydı. Azrail'e üç gün içinde çıkmazsam okyanusa kimsenin sokulmamasını söylemişti ancak sanırım şu an bir sorun yoktu ki okyanustaydı. Ya da çıkacaktı bilemiyordum.

Uyku fazlasıyla ağır gelirken odanın kapısının kilit sesi duyuldu. Kilit sesiyle birlikte gelen uykum geri gittiğinde yatakta doğrulmuştum. Odanın kapısı açıldığında gelen kişinin Rolo olduğunu görmemle şaşırmıştım. Sanki biraz da gerilmiştim.

Odanın kapısını kapatarak bakışları bende yavaş adımlarla odadaki oturağa oturduğunda tepkisizce ona bakıyordum.

"Sen Rolo olmalısın."

Rolo sakin bir şekilde başını olumlu anlamda salladığında onu daha agresif bekliyordum.

"Beni nasıl tanıdın? Hiç görmemiştin."

Ona kesitlerden bahsetmeyerek dirileceğini bildiğimi ve şimdi tanımadığım bir özel gördüğüm için tahmin ettiğimi söylemiştim. Rolo güldüğünde 'mantıklı' demişti. Onun bu şekilde iyi davranıyor olması beni istemeden korkutmuştu.

"Saat çok geç olmadı mı? Uyuyacaktım."

Ben de gayet sakin ve gülümseyerek cevap vermeye çalışıyordum.

"Uyuyabiliyorsun yani?"

Bakışlarım Rolodayken bir şey söylemeyerek bekledim. Buraya neden gelmişti, neden hıncını ve öfkesini almıyordu bilmiyordum.

"Neden uyuyamayayım?"

Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi, o kesitleri izlememişim gibi Roloya iyi biriymişçesine davranıyordum.

"Onca yaptıklarından sonra gözüne uyku nasıl giriyor ki?"

Derin bir nefes alırken yutkunmuştum.

"Ne yapmışım? Kate'i öldürmemden mi bahsediyorsun yoksa?"

Rolo'nun çenesi kasılırken dişlerini sıkmış gibiydi.

ATALANTE 3 [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now