ⅵ.

2.8K 319 45
                                    


Çıkan haberler Jeon Ailesi'ne ait tüm hisselerin düşüşüne sebep olmuştu. Daha önce görülmemiş bir şeydi bu. Çok kez iftiraya uğrayan aile ilk kez bu kadar zarara uğruyordu.

''Ne yapacaksınız, efendim?''

Sekreteri sorduğunda Jungkook sessiz kaldı, televizyonu kapattıktan sonra arkasına yaslandı. 

''Düşünüyorum.''

''Bayan Jeon burada olduğunuzu öğrenirse...''

''Öğrenmeyecek.'' dedi. Yaşlı kadının onu şirketten uzaklaştırmasına izin vermeyecekti. Yokluğu sahip olduğu konumunu riske atabilirdi ve asılsız bir haber yüzünden çabalayarak kazandıklarını yitirmeye niyeti yoktu. ''Eğer sen söylemezsen.'' diye ekledi. Sadık da olsa sekreterinin o yaşlı kadına bilgi verdiğini biliyordu. Para için her şeyi yapabilecek pek çok insan tanımıştı Jungkook. ''Bayan Jeon asla bilmeyecek, efendim.''

"Göreceğiz," dedi içinden. İç çekerek yüzünü avuçlarının arasına aldı. Çevresindekilerle sorun yaşamazdı, haberin yalan olduğu açıktı. Ama yönetim kurulu kolay lokma değildi, hele de yaşlı kadın etrafta dolaşırken. Onları ikna etse bile bu kaybı telafi etmeyecekti. Şirketin ve kendi itibarını kurtaracak ve medyaya iyi gözükmesini sağlayacak şeylere ihtiyacı vardı.

''Haberi yapan kişiyi bulmamı ister misiniz? Bay Nam da yalanlarsa eminin ki...''

''Hayır, yalanlasalar bile bu bir şeyi değiştirmez. Parayla birilerini susturduğumuzu düşüneceklerdir. Bay Nam'ın da yanaşacağını sanmam. Olayı unutturacak bir şey lazım.'' Hemen sonra aklına gelen fikirle gülümsedi ve ani bir hareketle ayağa kalktı. ''Bir taşla iki kuş vurmuş olacağım.''

''Efendim?''

Sekreterinin yanına yaklaşarak uzanarak omzumu sıktı hızlıca. ''Avukatı ara ve gidip hediye al.''

''Kimin için?''

Jungkook gözlerini devirdi. Yapacağı şeye inanmak istemiyordu ama bu itibarını düzeltip şirkete sahip olması için bir adım daha ileriye götürebilirdi onu.

''Jimin adındaki omega için.'' dedi. ''O çocuk benim altın anahtarım olacak.''

''Ama efendim...''

Geriye çekilerek masasına yöneldi. ''Oyalanma ve dediğimi yap. İyi şeyler seçtiğinden emin ol.''

Masasında onu bekleyen dosyaları karıştırmaya başladığında sekreteri fikrini değiştiremeyeceğini anlamıştı. Yavaşça eğilerek selam verdi ve çıktı.

-

Jimin neredeyse çoğu kanalda olan haberi daha fazla görmemek için kafenin televizyona en uzak olan masasını seçmişti oturmak için. Nasıl böyle bir hata yaptığını anlayamıyordu. Düşünmekten başı ağrımaya başlamıştı artık. Yalnızca o sinir bozucu alfaya biraz ders vermek istemişti, hayatını mahvetmeyi değil! Ama o zengin ve popüler bir iş insanıydı. Bu kadarcık şey onu etkilemezdi belki.

''Hey, nereden burada oturuyorsun?''

Arkadaşı montunun kapüşonunu çıkartarak karşısındaki sandalyeye oturdu. ''Ah, geç kaldın.'' Jimin elini kaldırarak garsona seslendikten sonra arkasına yaslandı. ''Bunu bir daha yapmayacağım.'' dedi arkadaşı, çantasından çıkarttığı ders notlarını masaya bıraktı. ''Kızlardan not almak ölümdü.''

Jimin arkadaşının ne kadar uğraştığını tahmin edebiliyordu. Gülerek teşekkür etti. ''Sen olmasaydın bitmiştim, Yoongi. Karşılığında ne istersin? Ben ısmarlıyorum.''

Blind Date With An Omega - JiKookWhere stories live. Discover now