ⅳ.

3.8K 422 60
                                    


Jimin, Jungkook'un duştan çıkmasını beklerken karıştırabileceği her bir noktayı karıştırmıştı. Bunun sebebi merakından çok dikkatini dağıtmak zorunda hissedişiydi. Nedenini bilmese de bir anda vücudu ısınmış ve saatlerdir yanında olan bu alfanın kokusu dört bir yanını sararsak şaşırtmıştı onu. İlk kez bir alfanın kokusu bu denli etkiliyordu onu. Şanslıydı ki, her zaman gereken ilaçları alırdı, bir alfayla görüşsün ya da görüşmesin. ''İlaçlar yüzünden olmalı,'' diye düşünmüştü. ''Başka bir nedeni yok. İlaçlar yüzünden.''

''Fark etmiş midir acaba? Etmemesinin imkanı yok. O bir alfa. Ama etmemiştir, değil mi? Aptalın teki!''

Kendi kendine konuşarak odanın ortasında volta atmaya başladı. O omegaları değersiz gören, izole edilmiş lüks hayatında yaşayan elit bir alfaydı. Elbette onun gibi biri yaydığı kokuyu ya da karşısındakinin vereceği tepkiyi umursamazdı. Fark etse bile umursamazdı. Oysa Jimin için onunla aynı asansörde bulunmam bile işkence gibi gelmişti. Asansör durana dek nefesini tutmaya çalışmış, gözü kararmaya başladığında ise pes etmişti. Ablası ona indirim kuponlarından çok daha fazlasını borçluydu. 

''Ne yapıyorsun?''

Jungkook'un sesini duyduğunda yürümeye son vererek olduğu yerde durdu. Ona bakan alfayla göz göze geldiğinde ''Etrafa bakıyordum.'' diye mırıldandı aceleyle. ''Neden... Neden böylesin?''

Jungkook üzerindeki bornoza baktıktan sonra omuz silkti. ''Kirli kıyafetleri giyemezdim. Sekreterim birazdan burada olur.'' Omeganın bakışlarını kaçırdığını fark ettiğinde gülmemek için dudağını ısırmıştı. Bedenini gevşeten sıcak su sayesinde keyfi yerine gelmişti- Sanki baş belası bir omegayla uğraşmak zorunda kalmamış gibiydi. Başta Jimin'in bir anda daha da tuhaflaşan davranışlarına anlam veremese de geç de olsa farkında varmıştı bunun. Kokusunu daha önce fark etmemiş olması hükümeti. O elit bir alfaydı. O ise ne kadar gürültücü ve alt tabakadan biri gibi gözükse de her şeyden önce bir omegaydı. Alfalardan etkilenmek doğasında vardı.

''Yine de böyle gezme.'' dedi Jimin. ''Görüntü kirliliği yapıyorsun.''

Omeganın yüzündeki ifade karşısında gülmek istese de söylediği şey Jungkook'u kızdırmıştı.

''Daha önce böylesine bir vücut gördüğünü zannetmiyorum.'' dedi, geniş yatağa uzanırken. Sekreterini beklerken maillerini kontrol etmeye karar vermişti. Bu saçma buluşma için birkaç randevu ve toplantıyı iptal etmek zorunda kalmıştı. Odanın ortasında kıpırdanarak kendi kendine söylenen çocuğu izlerken buna değip değmediğine karar vermesi imkansız sayılırdı. Hiç değilse başka bir omegadan kurtarmış olmalıydı kendisini. Böyle düşünerek kendisini telkin edebilirdi, değil mi?

''Oturur musun artık?'' dedi, dakikalar sonra omeganın çıkardığı sese daha fazla tahammül edemeyeceğine karar vermişti.

''Aldırma bana.''

Jimin yarı kızarık yanaklarıyla yataktan ve ondan uzaktaki koltuğa oturtarak derin bir nefes aldı.

''Sekreterim birazdan burada olur.' diye mırıldandı diğeri. Gözleri telefonunun ekranında olsa da dikkati çocuktaydı. ''Listende başka ne vardı?''

''Hala bunu mu soruyorsun?''

Jimin ona doğru döndüğünde kısa bir anlığına göz göze gelmiştiler. Kendisini bir dakika bile görmeye katlanamayacağını düşünürken o Jimin'i şaşırtarak Seul'ün en lüks otellerinden birine getirmişti. Şaşırmadığını söyleyemezdi.

''Her ne istiyorsan...'' Jungkook telefon sesini duyduğunda ayağa kalktı yavaşça. ''En iyisini verebileceğimin farkındasındır umarım.''

Jimin öfke ve utanç ile kaskatı kesilirken telefondaki kişi sekreterinin geldiğini haber vermişti. Jungkook kapıya yönelirken omeganın söylediklerine karşılık vermesini beklememişti. Ne diyebilirdi ki? Jungkook haklıydı. O mükemmel bir alfaydı.

Blind Date With An Omega - JiKookWhere stories live. Discover now