ⅹⅲ. - ⅲ

1.7K 184 13
                                    


"Onlardan daha iyi değil miyim?"

Taehyung'un duyduğu son şey Namjoon'un derinden çıkan sesiydi. Onu itmek istese de kolları güçsüzleşerek göğsüne düştü. Bir beta bile olsa, kim istemezdi ki sevdiği kişi tarafından tutulmak?
Namjoon'un parmakları saçlarında gezindi. Boynuna, omuzlarına ve göğsüne dokundu. O dokundukça Taehyung ürperdi. Feromenlere ihtiyacı yoktu kendinden geçmesi için. Namjoon'un saçları onun kullandığı şampuanla yıkanmıştı; Taehyung bundan memnundu. Tanıdık kokuyla gözlerini kapattı. Kaybedecek bir şeyi yoktu. Onun neden böyle yaptığını bilmiyordu ama sorun değildi. Sarhoşken yapılmış tek seferlik bir şey bile olsa Taehyung onu kabul edecekti. Kim Namjoon diğer alfalara benzemezdi. Taehyung'u küçümsemez, hor görmezdi. Hem onun için arkadaştan fazlası değildi. Yine de onu kaybetmeyi göze alabilir miydi tüm bunlar için?

Dudakları ıslak bir sesle ayrıldığında Namjoon koyulaşmış gözlerini onunkilere dikmişti. Kızıla dönmüştü kahverengi gözleri. Karanlıkta mücevher gibi parlıyordu. O gözleri ilk kez görüyordu. "Demek sevişirken böyle görünüyor." dedi içinden. "Dur." dedi ardından soluk soluğa. Namjoon'u itmek istese de eli göğsüne yaslandığında o gücü kendinde bulamadı. "Bundan nefret ettin mi?" diye sordu Namjoon. Sesi hırıltılı çıkıyordu. Eğildi, başını Taehyung'unkine yasladı. Kesik kesik aldığı nefesleri Taehyung'un yüzüne çarpıyordu. Taehyung kendini aptal gibi hissetti. Bu bile tahrik olması için yeterliydi çünkü. "Benden nefret ediyor musun?"

Taehyung kızıl gözlere bakarken konuşamadı. Namjoon'dan nefret etmesi imkansızdı. Ama o bunu bilmiyordu. Bilmeye hakkı yok muydu?

"Söyle bana," dedi Namjoon. Eli yavaşça belinden aşağıya kaydı. Taehyung'un pijamasının lastiğinde oyalanırken Taehyung ses çıkarmamak için alt dudağını dişlemek zorunda kalmıştı. "Kangdae ve sana dokunan diğer alfalardan daha mı iğrencim?"

Taehyung ondan başkalarını duymaktan nefret ettiğini fark etti. Her ne yaptıysa, pişmanlık duymadan yaşamıştı. Namjoon yüzünden bu değişmemeliydi.

"Taehyung." Namjoon dudaklarını onun şakaklarına bastırdı. Mantıklı düşünecek durumda değildi artık. Neredeyse kızgınlığa girmek üzereydi. Üstelik kızışmasına günler varken, etrafında hiçbir omega kokusu yokken uyarılmıştı. Her şey altındaki bu beta yüzündendi. Kangdae gibi pisliklerle birlikte olabiliyorken neden Namjoon'u durduruyordu? Onun için yeterli değil miydi? "Beni istemiyor musun?" dedi. Eli yavaşça betanın pijamasından içeriye kaydı. Taehyung'un bedeni altında titriyordu. Bir omega olsaydı çok daha fazlasını hissederdi. Bunun farkındaydı. "Eğer cevap vermezsen bir pisliğe dönüşeceğim, biliyor musun?" Taehyung kısık gözlerle onu izledi. Yanakları kızarmıştı. Onu durdurmak istiyordu. Ama sevdiği kişiyi itmenin nasıl hissettireceğini bilmiyordu. İncinmekten korkuyordu.

"Benden hoşlandığını düşünürdüm." dedi Namjoon. Penisine dokunduğunda betanın inleme sesi kulağına çarptı. "Bana karşı bir şeyler hissettiğini sanıyordum."
Başını kaldırdığında göz göze geldiler. Taehyung yalvarırcasına bakıyordu ona. Belki devam etmesi için, belki de durması için. Namjoon bunu anlayamazdı."Ama gidip arkadaşımla birlikte oldun. Hem de defalarca, gözümün önünde. Nasıl hissettirdiğini biliyor musun?"

"Ne?" Taehyung onun elinden kurtulmak için kıpırdandı. Namjoon'un yaptığı tek şey erekte olmuş penisine dokunmaktı. Taehyung ufak bir dokunuşla bile sınıra dayandığını hissetti. Kendini kaybetmek üzereyken duydukları onu kendine getirmişti. "Ne... Ne demek istiyorsun?"

Kim Namjoon ona olan hislerinden haberdar mıydı?

"Ah," Namjoon hafifçe inledi Taehyung onu itmeye çalıştığında. Kendinde olup olmadığını kestirebilmek güçtü. Onun böyle davrandığını ilk kez görüyordu.

Blind Date With An Omega - JiKookWhere stories live. Discover now