ⅹⅴ.

2.2K 262 68
                                    

Bölüm Şarkısı: Kihyun - One More Step


Taehyung odaya girdiğinde Jimin yatağında uzanmış, yaklaşmakta olan sınavları için notlar çıkarmakla meşguldü. Öyle ki arkadaşının içeri girdiğini bile fark etmemişti. Taehyung ayağına dokunduğunda irkilerek doğrulamıştı. "Korkuttun beni!" dedi ona hafifçe vururken. "Seslensene yaklaşmadan önce."

"Seslendim." dedi Taehyung gülerek. "Ama sen duymadın. Ne yapıyordun o kadar odaklanmış?"

"Dersler," diye omuz silkti Jimin. "Bazılarımız hala okumakla meşgul ne yazık ki."

"Zengin sevgilin olması seni kurtarmıyor demek."

Taehyung gülse de Jimin bununla pek alay edemezdi. En azından dün akşamki yemekten sonra. Hala sinirli hissediyordu olanlar yüzünden. Bu kadar kaba davranmak zorunda mıydı? Hem de sebepsiz yere?

"Bir sorun mu var?" Taehyung yanına uzandı. Gömleği açıldığında Jimin'in gözüne boynundaki izler takıldı. Dün kıyafet almak için uğradığında da vardı bu izler. Ve sinek ısırığı olmadığını bilecek kadar şey yaşamıştı Jimin. "Hızlı yaşamayı bıraktın sanıyordum." dedi onun yanına yatarken.

"Tanımadığın insanlarla birlikte olmak seni ürkütmüyor mu?" "Hoş," dedi içinden. "Betalar için endişelenecek çok fazla şey olmuyor."

Taehyung utandığını hissetti. Jimin için yeni bir şey değildi gördüğü, onu çıplak ve bir başka adamla yatarken de yakalamıştı, ama bu kadar utanmamıştı daha önce. Onun yüzünden olmalıydı. "Tanımadığım biri değil çünkü." diye söylendi kendi kendine.

"Önemsenecek bir şey değil. Yemek nasıldı?"

"Berbat." dedi Jimin. "O aptal alfayı süründürmek istiyorum."

"Sakın ha!" Taehyung ona doğru dönerek elini tuttu. "Söz ver bana, Jimin. Yeni bir intikam planı yok!"

Jimin kendini tutamayarak güldü. İnsanların ondan neden hoşlandığını anlayabiliyordu. Diğer sıradan çekiciliği olan insanlar gibi değildi Taehyung; yakışıklı yüzü insanı gergin hissettirmiyordu.

"Öyle bir şey yapmam. Yeterince başımı belaya soktum zaten. Bir tanesini daha kaldıramam. Ama onu ağlarken görmek fena olmazdı."

"Bana sorarsan," dedi Taehyung. "Jeon Jungkook bebekliğinde bile ağlamamıştır." Bunu söylediğinde ikisi de güldü. "Eminim doğar doğmaz takım elbise giydirip masaya oturtmuşlardır."

"Taehyung!"

"Ona yakışmıyor mu?"

Yana döndüğünde Jimin'in ondan aldığı gömleğini gördü. Namjoon'un giydiği gömleğini. Dolabın yanındaki askılıkta duruyordu. Kısa bir süre önce Namjoon'un üzerinde olan, Jimin'in ondan zorla aldığı o gömlek. Namjoon baskın bir alfaydı ve muhtemelen kokusu hala üzerinde olmalıydı.

"Ah, doğru ya." Jimin doğrularak yatağına saçılmış kitapları toplayarak masaya bıraktı. "Senin yüzünden başım belaya girecekti az kalsın. Neden üzerinde alfa kokusu olan bir gömleği veriyorsun bana?"

"Bana sormadın alırken." dedi Taehyung. "Sormuş olsaydın söylerdim." Suçluluk hissetti. Namjoon'un giydiğini söyleyemezdi Jimin'e. Açıklaması zordu, ve ne diyeceğini de bilmiyordu zaten. "Her neyse," dedi omuz silmekten. "Buluşma bugündü, değil mi? Hala gitmekte kararlı mısın?"

"Elbette," Jimin kararlıydı. Jeon Jungkook'a borçluydu; ona kızgın olması kararından döndürmezdi. Herkesin içinde rol yapmak her zamankinden daha kötü hissettirecek olsa da o alfanın kendisi yüzünden utanmasını istemiyordu. "Ama çatal kaşık nasıl kullanılır, onu bile bilmiyorum."

Blind Date With An Omega - JiKookWhere stories live. Discover now