Into The Green ✴ ║Harry Styles Fan Fiction║

✴22✴

Yemin ederim bölüm içime birazcık sindiyse, ufacık olan Harry'yi görebilme ihtimalim de sıfırlansın. Çok yoğun bir sınav haftasından çıktım, yorgunum, kafam allak bullak. Sizin beğeneceğinizi ummaktan başka bir şey gelmiyor şuan elimden. Ama söz veriyorum, haftaya telafi etmeye çalışacağım. 

Harry'nin ağzından yazmaya tövbe ediyorum bu bölümden sonra :)):):)):)))

Oy veren, yorum yapan elleriniz dert görmesin. Beni nasıl mutlu ettiğinizin bir tarifi yok, inanın.

Multimedia'da "prettywritergirl"ün yaptığı bir çalışma var. Tek kelimeyle ba-yıl-dım. Yapın böyle şeyler ya, vallahi mutlu oluyorum yani ben :d Çok teşekkür ederim bebeğiiim. Ellerine sağlık :') Bölüm şarkısını da dinleyiiiin.

Ayrıca bölüm de, aramıza yeni katılan Zeynep için. İnşallah beğenirsin canııım :c

Keyifli okumalar, teker teker öpüyorum sizi aşklarım :*

✴

Harry'den, 

Gözlerimi araladığımda, Charlotte çok az ötemde, bana dönük bir şekilde yan yatarak uyumaya devam ediyordu. Yastığa yasladığı yanağından dolayı, dudakları daha dolgundu. Öyle ki, bir an onu öpmemek için kendimi tutmam gerekti. Uzanıp, önüne gelen bir saç tutamını yastığın üstüne yayılan saçlarının arasına attığımda bir şeyler mırıldandı fakat uyanmadı. Onun bu haline gülümsemeden edemedim. 

Sessiz olmaya dikkat ederek yataktan kalktığımda, duvarda asılı olan aynada bir süre kendime baktım. Dağılmış olan buklelerime öylesine bir şekil vermeye çalıştıktan sonra, tekrar arkama dönüp kısaca Cherry'ye baktım ve daha uyanmayacağını düşünerek lavaboya ilerledim. Muhtemelen uyandığında başı ağrıyor olacaktı. Dün gece ki hali aklıma gelince, suratıma yayılan gülümsemeye engel olamadım. İtiraf ediyorum, sırf dikkat çekici hareketleri yüzünden mekandaki erkeklerin bakışları onu bulduğu için sinirlenmiştim ve öfkenin bir anda bedenimi ele geçirip, tüm o ona bakan aç gözlü erkeklerin kafalarını o anda duvara sokmak istemiştim. Fakat yine de, sarhoş olduğunda bir o kadar da çekici olduğu gerçeği, beni onu her zaman sarhoş etmem konusunda teşvik ediyordu. 

Duşa girip, saçlarımı hızlıca iki kere şampuanladıktan sonra bir süre duş jeli ile birlikte vücudumu sürttüm. Sıcak su, vücudumdaki kasları gevşetip, beni gözle görülür bir şekilde rahatlattıktan sonra duştan çıkıp beyaz dolabın içinden siyah havluyu aldım ve belime gevşekçe bağlayıp, buğulu olan camın önüne geçtim. Saçlarımı elimle düzelttikten sonra, hareket etmeyi bırakıp bir süre içeriden ses geliyor mu diye dinledim. Fakat, Charlotte'ın uyandığına dair bir ses gelmedi. Ben de böylece rahatlıkla banyodan çıktım. Aslında beni bu şekilde görmesi sorun değildi ama, yine de onu utandırmak istemiyordum. 

Hızlı olmaya özen göstererek gardırobun önüne geçtiğimde, bir elimi belime koyup kıyafetlere baktım. Tamda o anda, üzerime dikilen bir çift gözü hissettiğimde arkamı dönerek onun mavi gözleri ile benim yeşil gözlerimin buluşmasına neden oldum. Yanakları kızarmış bir şekilde, kafasını eline yaslayarak bana bakıyordu. 

Anında suratımı bir gülümseme kapladı.

Gözlerini kaçırıp, dudağını dişlerinin arasına aldığında bir süreliğine giyinmekten vazgeçtim ve dilim ile dudaklarımı ıslatarak yavaş adımlarla yanına ilerledim. 

"Günaydın, Cherry." diyerek yanına oturduğumda kafasını kaldırıp bana baktı ve o da "Günaydın." diyerek mırıldandı. Sesinden bile ne kadar utandığını anlayabiliyordum. Fakat bu hoşuma gidiyordu. Uzanıp, parmağım ile dişlerinin arasına aldığı dudağını kurtarıp, bir süre üstünü okşadıktan sonra elimi geri çektim. Dudakları uyumaktan olsa gerek, şişmiş ve daha pembe bir hal almışlardı. Bu, zaten sürekli içimde bir yerlerde olan onu öpme isteğimi kat be kat arttırmaktan başka bir işe yaramadı.