-6-

2.9K 333 246
                                    

Hades^

BÖLÜM 6

Zeus, Kerberus'un İni yazan iki katlı dövme ve pirsing dükkânının önünde durdu.

Slyvia'nın evinin her bir köşesini yokladıktan ve iyice araştırdıktan sonra birçok şeyi kafasına yerleştirmişti ancak hala havada asılı kalan, cevaplanmayı bekleyen parçalar vardı ve resmi bir bütün olarak daha iyi bir şekilde görebilmesi içinde, yeni bir bakış açısına (ne yazık ki) ihtiyacı vardı. Onun göremediği ya da atladığı bir detayı yakalayabilirdi ve ne yazık ki bu kişi Hades'ten başkası değildi.

Normalde bu tür konularda, kızı Athena'yla takım çalışması yapmayı daha çok seviyordu. Çocukları arasında Athena ona en cana yakın ve içten davranandı. Kızı nazik, sakin fakat kızdırıldığında epey sivri dilli ve can acıtacak kadar da dürüsttü. Ayrıca kıvrak zekâsı ve olayları çabuk kavraması da Zeus'un ona danışmayı tercih etmesindeki en büyük nedenlerden biriydi. Ancak Seth'in yarattığı karmaşadan sonra yaşananları gizli tutmak konusunda alınan karardan bu yana, Zeus kendini izole etmeye başlamıştı.

Hades'i ziyaret etmek genellikle yaptığı bir şey değildi, tanrının vakit geçirmekten keyif aldığı yerler genellikle Zeus'unkilerle uyuşmazdı, birbirlerinin tam zıttı olduğunu söylese yeriydi. Ancak kardeşleri arasında –kendisinden sonra- en kıvrak zekâlı olan da yine Hades'ti. Hades bunu patavatsız hareketleriyle örtbas edip çevresinde olan biten hiçbir halttan haberi yokmuş gibi davransa da, görünenden çok farklı olduğunu her tanrı ve tanrıça tarafından bilindik bir gerçekti.

Yunan panteonundaki en boktan yerin yani Tartarus'un sorumluluğu ondaydı, bu bile tanrının ne kadar tehlikeli olduğunu ve görünüşünün yalnızca bir aldatmadan ibaret olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.

Zeus iç çekerek, çift kapaklı kapıdan içeriye girdi. İçerisi yıllar önce ziyaret ettiği zamanki gibiydi, duvarlar koyu mor rengine boyanmıştı, etraf asimetrik aynalar, Hades'in çizip, boyadığı tablolar ve dünyaca bilindik sanat eserlerinin (berbat bir mizahla) çarptırılmış resimleriyle doldurulmuştu. Duvar renginden daha koyu bir mora sahip uzun, dökümlü ve kadife olduğunu tahmin ettiği perdeler neredeyse içeriye girecek ışığı kesecek şekilde asılmıştı. Etrafta hem neon rengi duvar ışıkları hem de tavanın tepesinden sarkan, viktoryan tarzı şamdanlar vardı. En dikkat çekici noktaysa, ikinci katın ufak siyah demir parmaklıklardan oluşan balkonuna kocaman, koyu kahve ve krem tonlarına sahip 1965 model bir Harley Davidson motoru yerleştirilmiş olmasıydı.

Hades resim işiyle uğraşmayı sevdiği gibi eski model araçları da severdi, onları tamir etmeyi ve üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen parçaları bulup yeniden aracı bir bütün haline getirmekten keyif alıyordu. Zeus ise onları sadece hurda olarak görüyordu.

''Efendi Zeus.''

Girişin hemen biraz uzağında duran kasadan gelen sese doğru başını çevirdiğinde, Hades'in meşhur kayıkçısı Charon'u gördü. Adam her zamanki gibi incecikti, iskeletten tek farkı kemiklerini örten etti. Siyah saçları asker tıraşına yakın bir şekilde kesilmişti, madeni paraları anımsatan metalik gözleri mekânın renkli ışıkları altında her renge bürünürken ona karşı saygıyla eğildi ve etrafta kimsenin olmamasına karşı yine de sesini kısık tuttu.

''Size nasıl yardımcı olabilirim?''

''Hades buralarda mı? Onunla görüşmem gerekiyor.''

''Elbette, ancak efendim saat üç için verdiği randevusundan henüz çıkmadı.'' Charon arkasındaki tavana asılı saate baktı. ''Muhtemelen on dakikadan önce çıkmaz. Sizi biraz bekletmemin mahsuru olmaz umarım.''

Olimpos'taki AnahtarWhere stories live. Discover now