-11-

2.6K 344 227
                                    

Bu bölüm fazla yoğun olmasa da şiddet öğeleri içermektedir.

BÖLÜM 11

9 saat önce...

Zeus, haftalar önce Ra ve Bella'nın yardımı ile yakalamış olduğu tacir grubunun başındaki adamlardan biri olan ve kendini Max olarak tanıtan adamın önünde durdu. Max fazla iri olmayan, orta boylarda, hastalıklı bir sarı gibi duran gangster dövmeleriyle kaplı bir bedene ve altın kaplama dişlere sahipti. Adamdan yayılan koku o kadar keskindi ki, Zeus odaya girdiği anda sigara külü gibi kokan nefesini yüzünde hissetmişti.

Omuzlarını dikleştirerek, Poseidon ile birlikte eşikten içeriye girdi ve parmaklıkların önüne vardığında kollarını göğsünde çaprazlayarak adama kısık gözlerle tepeden baktı. Max ise tehditkâr duruşuna karşılık yere tükürdü, yarım bir gülüşle altın kaplama dişlerini açığa serdiğinde Zeus onu ısırmak için hazır bekleyen bir yılana benzetti.

Adamın haftalardır burada olmasına rağmen tanrı herifi konuşturmayı bir türlü başaramamıştı. Max dişliydi, arkasında onu destekleyen nasıl bir güç varsa aynı zamanda gözünü feci derecede korkuttuğu da belliydi, herif ona yapılan her türlü işkenceye karşı ağzını kapalı tutmayı başarmıştı çünkü.

Ta ki Ra kendi yöntemlerini üstünde deneyinceye kadar... Bazen Güneş Tanrısı'nın sakin duran aldatıcı görüntüsü altında nasıl bir güce sahip olduğunu unutabiliyordu.

''Arkadaşına bildiğin her şeyi söyledim.'' Dedi Max. Uzun süre sessizce durduğu yerden onu izlemesi adamı rahatsız etmiş olacak ki, ilk defa konuşmayı başlatan taraf olmayı seçmişti. Zeus direnişinin kırılmasından duyduğu zevkle sırıttı.

''Evet, biliyorum.'' Zeus parmaklıklara yaslanarak, hala bir saat öncesinde yaşadığı gerilimi atamadığını gösteren kıvılcımların parmaklarının ucunda belirmesine izin verdi. İçindeki akımı bu şekilde dışarı çıkartmak onu rahatlattığı gibi aynı zamanda karşısındakine iyi bir uyarıda veriyordu. ''Buraya anlattıkların için değil anlatmadıkların hakkında konuşmak için geldim. Seninle irtibata geçen şu kişi, Seth değil mi?''

Adam ona cevap vermedi, yüzündeki boş ifadeyi değiştiren tek şey kaşlarını çok hafif, belli belirsiz çatması olmuştu ama Zeus ifadesini yine de yakalamıştı. Yüzündeki gülümseme zalimleşti.

''Seth nerede saklanıyor?''

''Yemin ederim bilmiyorum.'' Dedi adam fısıltılı bir sesle. Zeus parmaklarındaki kıvılcımlarından birini, adamın sağ bacağına doğru sıçrattı ve ufak bir yanık yaratmasına izin verdi. Max keskin bir nefes aldı, acı dolu iniltisini yanağının içini ısırarak bastırırken, haftalardır yıkanmamış teninden yükselen yanık etin kokusu Zeus'un burun deliklerini işgal etti.

''Seth nerede saklanıyor? Kadını sakladığı yerin nerede olduğunu bildiğini biliyorum. Söyle, yoksa Ra'nın sana yaptıkları, yapacaklarımın yanında ısınma olarak kalır.''

''Bana gizlendiği yerden ya da kadından hiç bahsetmedi. Konuştuğumuz tek şey açık arttırmanın yapılacağı yer ve zamanla ilgiliydi.''

''Ne zaman?'' dedi Zeus hırlarcasına. Max cevap vermek ister gibi önce ağzını araladı ancak sonrasında yanağının içini yeniden ısırarak, bu fikrinden vazgeçtiğinde Zeus sinirlerinin kontrolü ele geçirmesine izin verdi, bir başka kıvılcım bu sefer daha yoğun ve parlak bir ışıkla parmaklarının arasından fırladığında adam acıyla haykırdı.

''Zeus...'' Poseidon araya girmek için hareketlendiyse de Zeus elini kaldırarak yaklaşmamasını işaret etti. Ona karışmasına ya da akıl vermesine göz yumacak değildi, bu işlerin nasıl yürütüldüğünü çok iyi biliyordu. Şu anda kontrolün kendi ellerinde olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardı, üstelik üzerindeki hayali elleri ve kulağındaki sağır edici yükseklikteki arzu dolu sesleri hala daha işitirken yanına yaklaşmasına tahammül edebileceğini hiç zannetmiyordu.

Olimpos'taki AnahtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin